
Ama kolay değildi onların aşkı




Cenk yurt dışında devam ediyordu öğrenimine.Yağmur Türkiye’de sosyoloji son sınıftaydı ve LESe hazırlanıyordu. İyi bir puan almayı hayal ediyordu sürekli Çünkü bu onun sevdiğine kavuşturacak tek yoldu şu an için.Eğer yüksek puan alırsa Cenk'in bulunduğu okula başvurabilecekti ve yollar engel olamayacaktı kokularını hissetmeye.
İkisi de sıkı bir tempoda çalıştıkları için çok fazla görüşemiyorlardı. Bu nedenlede genellikle haftada bir mektup atıyorlardı birbirlerine.Tıpkı eski zaman aşkları gibi.Mektuplarla anlatıyorlardı özlemlerini.
"Yüreğim yüreğine sevdalı. Kokunu ararım yollarda sarılmak ister ruhum sana. Özlemin dağ gibi sevdiğim yok edemiyorum. Göz pınarlarım kurudu dayanamıyorum. sensiz buralarda nefes alamıyorum."
Diye başlardı Yağmur özlem kokan

"Özlenen sevgili yüreğim sana ait unutma."
Diye bitirirdi mutlaka. Mektubuna karşılık hep


O sıralar herşey tamda yolunda giderken

"Kalp kapakçıklarınızda yetersizlik var.Ve açıkcası bir an önce hastaneye yatmanız gerekiyor Yağmur hanım. "
Diyen doktorun sözüyle anladı herşeyin ne kadar ciddi olduğunu.
"Ama benim sınavım var doktor.O sınava girmem gerek. Bir ayım kaldı. "
Diye cevap vermiş ve yatmak istemediğini belirtmişti Yağmur.Evet en azından sınavdan önce yatmamalıydı hastane çünkü o sınav onun Cenk'e gidiş biletiydi.doktoru ikna ederek ve ablasına hiçbirşey söylememesini tembihleyerek sınavdan sonra yatmayı kabul etti genç kız..
Sınava çok az kalmıştı ve heyecanı nefesini kesiyordu

Mektuplaşmaları devam ediyordu yine.Postacı sevda bekçiliğini en güzel biçimde sürdürüyor ve farkında olmadan varlığıyla iki genci çok mutlu ediyordu.
Sıksık ziyaretine gelen ağrıları dışında çok mutluydu Yağmur. Sınavdan sonra hastanede de hastalık işini halledeceğini düşünüyordu çok basit birşeymiş gibi.
O gece hiç uyku girmedi gözüne.sınav vardı sabah. Uyumaya çalışıyor ama bir türlü başaramıyordu.Pencerenin perdsini açtı gözlerini dikti gecenin karanlığında gökyüzüne.
"Allahım

Diyerek yumdu gözlerini.Sabah kalkıp alelacele giyindi. O sırada sevdiğinin mektubuda gelmişti ya hemen çıkması gerektiğinden masaya bıraktı ve sınava gireceği okulun yolunu tuttu heyecanla. Sınavdan çıtığında heyecanı kalmamıştı artık



Eve girdi bir kahve yaptı tam oturacakken sevdiğinin mektubu geldi aklına. Açtı hemen okumaya başladı

"Merhaba Yağmur..."
Şaşırdı Bu başlangıca

Farklı bir mektuptu bu anlamıştı genç kız.Bu nedenle daha ağır bir şekilde okumaya devam etti elindeki mektubu..
"Sen benim kardelen çiçeğimsin

Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı Yağmur'un..Özlem kokan değil ayrılık kokan bir mektup vardı elinde. Artık sevdiğinin gittiğini anlatan sözler yazıyordu içinde. Gittiğini ve hiç gelmeyeceğini



Ablasının sözü geldi aklına hemen..
”Aşıksın ya miniğim

O vakitler anlamamıştı bu sözü ama şimdi evet şimdi anlıyordu ne demek istediğini. Etinden et kopuyordu sanki




Eline ikisinin fotoğrafını aldı



"Ne gerek vardı.." Dedi..
"Hani yollar engel olamazdı sevgimize



Diyerek bıraktı elindeki resmi ve hıçkıra hıçkıra tükenen gözyaşlarını akıtmaya devam etti cehennemden arta kalan o günde.
.........................
...........................
Cenk'te odasında aynı resme bakarak ağlıyordu erkekler ağlamaz lafına inat. Bir yandan da sanki Yağmur'un sözlerini duyuyormuş gibi konuşuyordu resimde gülümseyerek bakan yıkık sevdasına.
"Yalancı değilim sevdiğim. Çok seviyorum seni ama neden yaptığımı bende bilmiyorum. Korktum anlıyor musun beni bırakmaktan

Fotoğrafı öptü derken ve ağlamaya devam etti tüm pişmanlığıyla yalnızlığına genç adam...
.......................
.......................
Yağmur hala inanmıyordu



Hastalığı konusunda da pek önemli gelişmeler yoktu aslında ama fazla umursamıyordu aslında hiç umursamıyordu. Birazda bu yüzden her şey kötüye gidiyordu.. Çünkü Yağmur düzelmek istemiyordu ve morali iyi olmadığı sürece en önemlisi de iyileşmek istemediği sürece kimsenin yapacağı bir şey yoktu.Olsa da Yağmur izin vermiyordu.
Genellikle ağlıyordu ağlamadığı zamanlarsa uyuyor. Uyuyarak biraz olsun unutuyordu.
O gece ablasının tamda yeni daldığı bir zamanda şimşek sesiyle açtı gözlerini genç kız ve pencereye yöneldi sessizce. Yağmur yağıyordu ve o en çok yağmurun altında yürümeyi seviyordu. Islanmayı delice ve sonunda
üşütüp hapşırmayı delice.
Sessiz sessiz çıktı odadan

...............
.......................
Rüyasında bir ormandaydı Cenk. Yağmur yağıyordu ve şimşekler aydınlatıyordu gecenin karanlığını. Birden Yağmur'u fart etti ilerde. Koşarak gitti yanına


"Kardelen çiçeğim... "
Dedi tıpkı eskiden dediği gibi.
"Affet beni.N'olur affet.Seni çok seviyorum affet..."
Diyordu.Yağmur hiç ses çıkarmıyordu sadece özlemle sarılıyordu Cenk'e. Uzunu uzun sarılı kaldılar Yağmurun altında iki sevgili. Derken ir süre sonra yağmur kesilmeye başladığı anda bir öpücük kopdurdu Yağmur sevdiğinin yanağına

"Beni sevdiğini bilmek yeterli.Gidebilirim artık. Hoşçakal.."
Dedi ve Cenk yatağında açtı gözünü.Genç kızın hoşçakalı yankılanıyordu beyninde. Onun bulunduğu yerde de yağmur yağmıştı yeni ve yağmurun ardından gelen toprak kokusu sarmıştı her yanı. Komidinin üzerindeki fotoğrafı aldı genç adam. İçin için gitmeyi planladı kafasında.Gidip af dilemeyi gerekirse diz çökmeyi ama yeniden kabul ettirmeyi kendisini.
..............................
Tam bir hafta sonra Türkiye'de buldu kendini. Yağmur’a ulaşamadı ablasını aradı.
"Ben Cenk. Yağmur’u görmem gerek ulaşamıyorum. N'olur onun yanına götürün beni. Evinide değiştirmiş yardım edin bana."
"Peki.."
Dedi Ceylan umutsuzca yalvaran Cenk'e. Cenk kardelen çiçeği buldu bir çiçekciden ve Ceylan dediği buluşma yerine doğru ilerledi söyleyeceklerini tekrarlaya tekrarlaya. Sınava giren öğrenciler gibi ezberliyordu her şeyi. Affedecek diyordu bir yandan da affetmezse kapısında yatarım.Olmazsa intihar ederim.Kıyamaz bana biliyorum..
Kendi kendine konuşa konuşa gelmişti buluşma yerine. Ceylan garipti


"Herhalde Yağmuru üzdüğüm için kızgın" diye düşündü Cenk. Bu yüzden tek kelime etmedi yolda ilerlerken Ceylan'la...
Yarım saat sonra bir mezarlığın önüne geldiklerinde yüzü asıldı anlamsız bir ifadeyle Ceylan'a bakmaya başladı. Ceylan mezarlığın kapısında konuşmaya başladı..
”Burada ne insanlar yatıyordu öyle değil mi Cenk?. Ne umutlarda gömülmüştür toprağa onlarla birlikte. Ne çok öykü çıkar yaşama dair acılı


Cenk kalakaldı




"Canı gitti o mektupla




Bir gece

Derken durdu Ceylan

"İlk mezar onunki.Sevdiğim gelirse kolay bulsun abla.Olurda ölürsem mezarlıktaki ilk taş benim olsun demişti. Sizi yalnız bırakıyorum..."
Ve ağır ağır

Cenk ağlayamıyordu belki de hala inanmıyordu kim bilir. Yavaş ve korka korka ilerlemeye başladı mezarlıkta. İlk mezar taşının üstünde yazan yazıyı okudu. Çöktü oracıkta gücünü kaybederek biran.
"Özlenen sevgili yüreğim sana ait unutma."
--
EGER BIRINE SEVECEK SEVGIN YOKSA ONA UMUT VERECEK GOZLERLE BAKMA!!!
--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.