Yok Yok Burda: Temmuz 2016

20 Temmuz 2016 Çarşamba

[cadilarmekani], İÇİNDEKİ ÇOCUK

İÇİNDEKİ COCUK

Kaç yaşına gelirsen gel içindeki çocuğun ölmesine asla izin verme.....

Çocuk masumiyettir çünkü...
Çocuk sevgidir çünkü.....
Çocuk durustluktur çünkü....
Çocuk barıştır çünkü....
Çocuk gerçek dosttur çünkü....
Çocuk temiz, saf insandır çünkü....
Çocuk günah değil sevaptir çünkü....
Çocuk guleryuzdur çünkü....

Bu duygulara ihtiyaç duyduğunda içindeki çocuğa sarıl. Saril ki sana insan olmanın güzelliklerini hatırlatsin, sarıl ki zor anlarında sana güç versin, sarıl ki yılların yorgunluğu ile basetmene yardimci olsun....

İnsanlara güvenmenin, inanmanın, iyi niyetin suistimal edildigi, saflığın aptallık olarak nitelendirildigi, kati ve sert durusun guc gostergesi olarak kabul gordugu, dunyanin her alaninda savas ve kavgaların oldugu bu dünya, içimizdeki çocuklara sahip çıksa idik bu halde olurmuydu?

Sen hiç bir çocuğun bilerek birine zarar verdiğini gördün mü? Ya da yalanla dolanla bir arkadaşının oyuncağını sahip olmaya çalıştığını? Kaç tane kötü niyetli çocuk var etrafında?

içindeki çocugu oldurme.....
Dünyanın ve ülkenin bu kötü gidişini önleyecek belki de bu icimizdeki çocuklar olacak, ne dersiniz ? ?..

Öyle biri ol ki hayatımda, gören imrensin benim niye yokki desin.. Öyle bir sev ki beni hic bitmesin..Öyle bir seveyim ki seni baska kimse sevmeye cesarete edemesin... ve Öyle bi biz olalım ki Önümüze Kimse geçemesin

http://hazirangunesi.blogcu.com

--
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba yayın göndermek için, cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu grubu https://groups.google.com/group/cadilarmekani adresinde ziyaret edebilirsiniz.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.

19 Temmuz 2016 Salı

[cadilarmekani], BİZ NASIL BÜYÜDÜK

Nasıl da yalnızlaşıyoruz giderek..
Nasıl da yabancılaşıyoruz birbirimize..
Biz miyiz bu insanlar;
Bu konu komşu,
Bu arkadaş,eş dost,
Bu mahalle,
Bu sokak,
Bu çoluk çocuk, ana baba,
Bu biz miyiz ?
Biz ne hale geldik böyle ?
Mal davası, mülk davası derken,
kardeşin kardeşle ölümlük olduğu..
Benlik, senlik kavgaları yüzünden yuvaların,
Menfaatler yüzünden dostlukların bozulduğu..
İnternetti, televizyondu, hazır gıdaydı derken komşulukların unutulduğu..
Bırakın omuz omuza, göz göze gelmeye korkar oldu insanlar..
Sanırsınız ki parayla satılıyor küçücük gülümsemeler, günaydınlar, bir kuru merhabalar..
Herkesin burnu Kaf Dağı'nda, oysa herkes sadece bizim gördüğümüz kadar;
Bilmiyorlar, başımızı çevirsek, hiç yoklar ..!
Ne yazık ki miras karşılığı sevilir oldu ana babalar..
Ve yalan oldu gerçek sevdalar..
Eskiden bir bakıştan, bir gülüşten titrerdi yüreklerimiz..
Şimdilerde ise kızın fiziği, oğlanın para pul fizibilitesiyle doğru orantılı oldu sevgilerimiz..
Ne olacak sanki, iki gün gönlümüzü eğler, heyecanımız bitince de, yeni heyecanlara doğru çeker gideriz..
Kısacası öğütürüz biz;
İnsanı,
Aşkı,
Sevdayı,
Vefayı,
Dostluğu,
Arkadaşlığı öğütürüz biz..
Sanırım hep katkılı gıdalar yüzünden bunlar,
Ya da internet mi acaba neden,
Ya da zayıflayan imanlarımız ?
Belki de, giderek kaybolan vicdanlarımız...
Öğütüle öğütüle un ufak olmuş insanlığımız..!
T.Tuğba Baş

http://hazirangunesi.blogcu.com

14 Temmuz 2016 Perşembe

[cadilarmekani], GÜNAYDIN HUZURLU VE MUTLU OLSUN GÜNÜNÜZ

HUZUR

Huzur kimine göre bir annenin kucağıdir....
Kimi için bir babanın şefkati....
Huzur kimi icin sağlık.....
Kimi için işteki başarıdır.....
Kimi parayla huzur bulur.....
Kimi yanında taşıdığı dostlarla.....
Huzur bazen elini tuttuğun bir sevgili....
Bazen kucağına aldığın bir evlattir....
Kimi sessizlikten huzur bulur...
Kimi eglenmekten.....
Büyük şehrin gurultusunu huzur olarak görende vardır.....
Küçük bir sahil kasabasında dalgaların kıyıya vuruş sesini huzur olarak bilende....
Bazısı dış güzellik ister huzur için....
Bazısı ise anlayış, sadakat, yumuşak, temiz bir kalp....

Senin için huzur ne ifade ediyor bilmiyorum....
Ancak şunu biliyorum ki şu kısa ömürde yakalanması ve elinde tutulması en zor sey huzur....
Herkes huzurun pesinde....
Yakalayanlar tutma, elinden kaciranlar ise tekrar bir kenarından yakalama derdinde....

Huzur istiyor isen anı yasamayi ogreneceksin.....
Daha fazlasını istemeden önce elindekinin kıymetini bileceksin.....
En büyük hazinen sagligin ona sahip çıkacaksin......
Sana değer verenleri uzmeyecek, hayır DUA'sının önemini kavrayacaksin.....
Geçmişte takılı kalmayacak, bugünü yasamadan gelecekte yasamayacaksin....
Paranın esiri olmayacak, maneviyata önem vereceksin.....
İnsanı insan yapan sevgi, barış, sadakat, nezaket, şefkat, merhamet gibi duygulara her koşulda sahip çıkacak, bu duygulara senin gibi önem veren kişilerle dostluk yapacaksın.....
Hayatın bir mucize olduğunu unutmayacak, hiçbir anını boşa harcamayacaksin.....
Küçük şeylerle mutlu olmayı bilmeden büyük mutluluklar peşinde kosmayacaksin.....

Ve eğer onu yakalayan şanslı gruptan isen arkasından bakakalmamak için ona sahip çıkacaksin.....

Huzurlu bir gün geçirmeniz dileği ile 😄 Günaydınn

http://hazirangunesi.blogcu.com

[cadilarmekani], NE KADAR ÇABUK ESKİMEYE BAŞLADI HER ŞEY

Ne kadar çabuk eskimeye başladı her şey..

Arabalar; daha bir yıl olmadan eskiyor, insanlar birbirlerine yenisini gösteriyorlar. Oysa dayımın otomobili 1951 Ford çocukluğum boyunca hep yeniydi..

Cep telefonları, televizyonlar çabuk eskiyorlar..

Evler çabuk eskiyor, semtler çabuk eskiyor, kaldırımlar çabuk eskiyor..
Kaç sene giymiştim o ceketi..
Her tersyüz edildiğinde cebi yer değiştirirdi. Bizim dönekler gibi soldan sağa, sonra sağdan sola, tekrar soldan sağa geçerdi..
Ama şimdi eve getirip de giymekte elinizi çabuk tutmazsanız, modası çabuk geçiveriyor giysilerin, "eski" oluyorlar..
Ayakkabıların derisinden önce kendisi eskiyor..

Sözler eskiyor..
Papağan gibi herkesin diline düşen yeni sözler çabuk bayatlaşıyor.. Bir-iki yerde çabuk söylediniz söylediniz.. Yok eğer geç kaldıysanız söylediğinizde "Bu bayat.." anlamında tuhaf tuhaf bakıyorlar yüzünüze..
Yüzler çabuk eskiyor..
Birkaç sene önce herkesin merak ve hayranlıkla izlediği yüzler kaybolup gittiler..
Cem Yılmaz'a artık kimse gülmüyor..
Recep İvedik bayatladı..
Şarkılar çabuk eskiyorlar..
"Gezdiğim dikenli aşk yollarında, elimden bir kırık saz geldi geçti"yi tam kırk yıl söyleyip durmuştu eniştem.
Tarkan'ın "Dudu dudu" şarkısını söyleyen yok..
Şarkısı da eskidi..
Tarkan da..

Dostluklar..
Arkadaşlıklar..
Tüketim toplumunda, para karşılığı olmadan, kredi kartı ile her şeyi alıp tüketmek gibi, duygu karşılığı olmayan aşklar da çabuk eskiyor..
İsimler koymuşlar; "Yaz aşkları" misal..
Bir aylık aşklar, bir haftalık aşklar, hatta bir günlük aşklar..
Ve o aşkların üzerine kurulan evlilikler eskiyor, ceketler, ayakkabılar, arabalar, telefonlar, televizyonlar, mutfak robotları gibi..
Benim ise canım sıkılır bu eskimelere..
Biliyorum..
Eskidi kafam..

- Bekir Çoşkun -

http://hazirangunesi.blogcu.com

[cadilarmekani], ANNELİK ZORMUŞ KARDEŞİM

Annelik Zormuş Annem.. Olduk, Gördük, Bildik

Analık nedir Annem?" derdim de anacığıma; "Ben ol da bil" derdi Mevlânaca..

Ben ol da bil!

"Sen" oldum annem bak!..
"Sen" oldum ve bildim neymiş bu işin yürekcesi..
Hani "Köpekler bile "ana" olmasın" derdin ya hep, o ızdıraplı yüreğinle, o engin şefkatinle..
Anlamazdık o zaman biz zamâneler..
"Zor kızım, çok zor analık" derdin ardından derin bir iç çekişle..
Zormuş anam..
Ana olmak "Hiç" ken "Hep" olmakmış meğer..Çoğalmakmış durmadan..
Dünyaya meydan okumak, mazi ve istikbâli sırtlamak, pervâsız bir gözü karalıkmış..
Zormuş Annem..Olduk, gördük, bildik bak..
Ana olmak meğer; Kor ateşlerde üşümesi, kara kışlarda buz kesmesiymiş yüreğin..
Hep; "Ben!" derken,
Artık; "O", "İllâ O!" demesiymiş..
Hiç varmayacağı kapıları çalması, hiç ederek ömrünü, adanmasıymış..
Hiç kızmaması yüreğin, almayı hiç düşünmeden hep vermesiymiş..
Hep sarıp-sarmalaması, hiç hesap sormadan, hep dost hep yâr olmasıymış..
Zormuş Anam..
Meğer ölümüne bir kara sevdaymış analık..
Olduk, gördük, bildik bak..

Can Yücel

http://hazirangunesi.blogcu.com

13 Temmuz 2016 Çarşamba

[cadilarmekani], KELİMELERİM VAR

Gecenin bilmem kaçıncı dilimi..

Dışarıda içine çektiğinde adeta çiğerleri donduracak bir soğuk..

Ve ben uykusu kaçmış kelimelerimi bir arada tutmanın teleşındayım..

Hep böyle olur nedense..

Önce sen düşersin düşüncelerime..

Sonra,ağlamaya başlayan kelimelerimin hıçkırıkları duyulur..

Kelimelerim var benim..

Durmadan..

Usanmadan,beyaz bir kelebeğin anlatıldığı sonsuz kelimlerim..

En kederli anlarımda geceye,parlak yıldızlar gibi düşlerimi..

Yalnızlığımı..

Ve çığlıklara bürünmüş sessizliğimi nakış nakış dokuyan..

Ve her biri sadece senin yokluğunun bana kattığı anlamları dile getiren kelimelerim var..

http://hazirangunesi.blogcu.com

[cadilarmekani], BİR AŞK VARDI

Bir aşk vardı benim içimde, sana dair aşılmaz denilen yollar hiçliğime karışırken… Ben vazgeçmeyi bilmeyen bir âşıktım, sevda içtim gecelerce, ben seni elif gibi durarak yıkılmadan sevdim…

http://hazirangunesi.blogcu.com