19 Ekim 2021 Salı

[cadilarmekani], Dokunamadigim

"Dokunmadığım kadınlar hep aklımı meşgul ettiler benim. 
Yüzlerini sevdiğim, dudaklarına mısralar dizdiğim ;ama öpemediğim ,saçlarının arasında parmaklarımı gezdiremediğim kadınlar… 
Ben dokunamamaya aşık oldum belki de.
Uzaktan sevmenin asaletine sığındım. 
Ben başka bir ruhun hayaliyle sevişirken hangi gerçeklikten zevk alır ki arzularım... 
Bir kirlenilmişlik hissi.Aşkın kirletilmişliği…
Arzuladığım ama gem vurduğum yerlerim acıyor şimdi.
Yatağımdaki kadınlarının ne kıymeti var ki…
Bedenimi ısıttılar belki ama ruhum hep sana üşüdü. Ben onlarca kadınla yatarken hayalim sadece hayalinle sevişti... 
Aşk masumiyeti bozulmadığı müddetçe baki… 
Bedenlerin değil ruhların sevişmesidir aşk. 
Sevgili…
Dokunamadığım kadar aşığım sana"

--
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu tartışmayı web'de görüntülemek için https://groups.google.com/d/msgid/cadilarmekani/CAGkz_jhbO4d2WDaf%2Bv-990RE%2B8gwJpm2HsR9wGw0hQWPGK5khA%40mail.gmail.com adresini ziyaret edin.

14 Haziran 2021 Pazartesi

[cadilarmekani], Adam

Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği bir kazada birlikte ölmüşlerdi. Kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular. Rengarenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir kapı, beyazlar içinde bir kadın. Adam kadına sordu: "Burası neresi?" Kadın ona gülümsedi: "Cennet, efendim. "

Adam sevindi, kapıya yürüdü. Ama kadın onu birden durdurdu: "Üzgünüm efendim, köpeğiniz sizinle gelemez. Onları içeri almıyoruz." Adam kadına; ''Ama o benim en yakın dostum'' dedi. Nafile, ''Giremezsiniz!'' cevabı verildi. Bırakmadı yılların dostunu. Gerisin geriye döndü.

Bu kez tozlu çamurlu bir yola girdi. Karşılarına çiftlik girişini andıran bir kapı ve önünde bekleyen yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı. Adam sordu; "Arkadaşımla birlikte bizi kabul eder misiniz? ''Dede" Tabii..." cevabını verdi. Girdiler içeri. Yüzlerce ağaçtan birinin altına köpeğiyle yerleşti.

Dedeye yine seslendi; ''Burası neresi?" Yaşlı adam "Cennet" cevabını verdi. Adam şaşırdı: ''Nasıl olur! Az önce muhteşem bir kapıya gittik ve orasının da Cennet olduğunu söylediler!" Dede, "Şu rengarenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi? Orası cehennem!" dedi.

Adam iyice şaşırmıştı. Dede gülümseyerek devam etti; "Onlar, kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakıp bırakmayacağının sınavını yaptılar sana!'' Dostlarınızı yarı yolda bırakmayın. Çünkü dostluk; kaybolduğunuz bir ormanda, size yol gösteren ışık gibidir... 

Hayatınızda, ciddi ve dürüst dostlarımız olması dileklerimle...     

alıntı

--
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu tartışmayı web'de görüntülemek için https://groups.google.com/d/msgid/cadilarmekani/CAGkz_jgrkj%2BFpcrKP7JTXDEY3Z7JVFpGV5qUehL9oTXnghsm4w%40mail.gmail.com adresini ziyaret edin.

17 Ocak 2021 Pazar

[cadilarmekani], Bir kurt

Bir kurdu avcılar fena halde sıkıştırmıştır.
Kurt ormanda oraya buraya kaçmakta, ancak peşindeki avcıları bir türlü ekememektedir. 
Canını kurtarmak için deli gibi koşarken bir köylüye rastlar. 
Köylü elinde yabasıyla tarlasına girmektedir. Kurt adamın önüne çöker ve yalvarmaya başlar:
"Ey insan ne olur yardım et bana, peşimdeki avcılardan kaçacak nefesim kalmadı, eğer sen yardım etmezsen biraz sonra yakalayıp öldürecekler." 
Köylü bir an düşündükten sonra yanındaki boş çuvalı açar, kurda içine girmesini söyler. 
Çuvalın ağzını bağlar, sırtına vurur ve yürümeye devam eder.
Birkaç dakika sonra da avcılara rastlar. 
Avcılar köylüye bu civarda bir kurt görüp görmediğini sorarlar, köylü "görmedim" der ve avcılar uzaklaşır. 
Avcıların iyice uzaklaştığından emin olduktan sonra köylü sırtındaki torbayı indirir, ağzını açar, kurdu dışarı salar.
"Çok teşekkür ederim" der kurt, "Bana büyük bir iyilik yaptın"
"Önemli değil" der köylü ve tarlasına gitmek üzere yürümeye baslar.
"Bir dakika" diye seslenir kurt: Çok uzun zamandır bu avcılardan kaçıyorum, çok bitkin düştüm, açım, kuvvetimi toplamam için bir şeyler yemem lazım ve burada senden başka yiyecek bir şey yok." 
Köylü şaşırır: "Olur mu, ben senin hayatını kurtardım." "Yapılan iyiliklerden, verilen hizmetlerden daha çabuk unutulan bir şey yoktur" der kurt. 
"Ben de kendi çıkarım için senin iyiliğini unutmak ve seni yemek zorundayım." Bir süre tartıştıktan sonra, ormanda karşılarına çıkacak olan ilk üç kişiye bu konuyu sormaya ve ona göre davranmaya karar verirler.
Karşılarına önce yaşlı bir kısrak çıkar. " Ne vefası " der kısrak, " Ben sahibime yıllarca hizmet ettim, arabasını çektim, taylar doğurdum, gezdirdim. Ve yaşlanıp bir işe yaramadığımda beni böylece kapıya kovdu...
" Bir sıfır öne geçen kurt sevinirken bir köpeğe rastlarlar. "Ben hizmetin değerini bilen bir efendi görmedim" der köpek, " Yıllardır sadakatle hizmet ederim sahibime koyunlarını korurum, yabancılara saldırırım, ama o beni her gün tekmeler, sopayla vurur..." Kurt köylüye döner, "İşte gördün" der. 
Köylü de son bir çabayla "Ama üç diye konuşmuştuk, birine daha soralım, sonra beni ye" diye cevap verir. Bu kez karşılarına bir tilki çıkar.
Başlarından geçenleri, tartışmalarını anlatırlar. Tilki hep nefret ettiği kurda bir oyun oynayacağı için keyiflenir. " Her şeyi anladım da" der tilki "Bu küçücük torbaya sen nasıl sığdın?" Kurt bir şeyler söyler, tilki inanmamış gibi yapar: "Gözümle görmeden inanmam..." İşin sonuna geldiğini düşünen kurt torbaya girer girmez, tilki köylüye işaret eder ve köylü torbanın ağzını sıkıca bağlar. 
Köylü eline bir taş alır ve "Beni yemeye kalktın ha nankör yaratık" diyerek torbanın içindeki kurdu bir süre pataklar. Sonra tilkiye döner "Sana minnettarım beni bu kurttan kurtardın" der. Tilki de "Benim için bir zevkti" diye cevap verir. O an köylünün gözü tilkinin parlak kürküne takılır, bu kürkü satarsa alacağı parayı düşünür ve hiç beklemeden elindeki taşı kafasına vurup tilkiyi öldürür. Sonra da torbanın içindeki kurdu ayağıyla dürter: "Haklıymışsın kurt, yapılan iyilikten daha çabuk unutulan bir şey yokmuş..."
Anonim

--
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu tartışmayı web'de görüntülemek için https://groups.google.com/d/msgid/cadilarmekani/CAGkz_jimU7DLde32rTOqiHGcUuWtGDxsU4yBY4K5OGNuLH0Ztg%40mail.gmail.com adresini ziyaret edin.

Blog Arşivi