20 Mayıs 2011 Cuma

| makarna | Şeriat Cumhuriyet'e Neden Statüko Diyor?

Şeriat Cumhuriyet'e Neden Statüko Diyor?
Bülent ESİNOĞLU
Kavramların ve değerlerin içinin boşaltılmasında bir yöntem
uygulanıyor. Savaşılan cephenin mutlaklaşmış ve doğrudan karşı
konulamayacak değerlerine ve kurumlarına geçici bir isim vermek.
Mesela Cumhuriyet, şeriat yanlılarının, cemaat mensuplarının, Haçlı
İrticaının ağzında Cumhuriyet değildir. Cumhuriyetin adı statükodur.
Cemaatçiler doğrudan Cumhuriyet sözcüğünü kullanarak, savaşlarını
sürdüremedikleri için, Cumhuriyet sözcüğünü söylemeden ama
söyledikleri ile tamamen Cumhuriyet ve onun değerlerine karşı her şeyi
söyleme kolaylığını elde ediyorlar.
Statüko denilerek, neyi söyleyecekse, nasıl söyleyecekse bu muğlak
tanımlanın içinde her şeyi söyleyebiliyor. Türk Bayrağının ayrıştırıcı
olduğunu, Ankara'nın Başkent olmamasını, aklınıza ne gelire, bu
statüko torbasının içine koyarak ifade ediyor.
Kişinin kafasında statüko diye bir düşman yarattıktan sonra, söyle ne
söyleyebilirsen.
Statüko dedikten ve kişinin kafasında düşman mefhumunu yarattıktan
sonra; geçmişin tarihini bile yeniden yazmak mümkün. Geçmişi yeniden
tanımlamak bile mümkün.
Statüko adı altında, Cumhuriyet döneminde, ne yapılmış ise, nasıl
yapılmış ise hepsi halka karşıdır. Kötüdür.
Cemaatin ve Haçlı İrticaının bir de halk anlayışı vardır. Halk olarak
anladıkları ve kabul ettikleri halk, şeriatı benimsemiş, Cumhuriyete
karşı olan halktır.
Bunun dışındaki halk nedir derseniz? Cumhuriyet değerlerinden
koparılacak, şeriat zeminine taşınacak olan güruhtur.
Onun için Cumhuriyetçilere hitap ederken, zihniyeti değiştirilmesi
gerekli olanlar diye hitap edilir.
Haçlı İrticaının kafasında halk yoktur. Cemaat vardır. Cemaatten
olanlara halk denilebilir. Halk diye kast ettikleri Cemaattir.
Ama cemaatte olmayan ne halktır, ne de bir varlıktır. Savaşılması
gereken bir unsurdur.
Cemaatçi anlayışta, birleşmek, birleştirici olmak sadece dinin
birleştiriliciliğinde olabilen bir şeydir.
Ön kabul budur.
Yani din birleştirir varsayımından hareket ederler. Türk, Arap
Pakistanlı Müslüman'dır. Şeriat-ı da uygularlarsa birleşirler ön
kabulü.
İslamiyet başlı başına birleştirici olsaydı, önce Arapları
birleştirirdi.
Bu kafa ile Güneydoğuya bolca İmam gönderip, cami inşa ederek orada
yaşayan laik halkı da Türk Devletine düşman ettiler.
Haçlı ile birleşip ordu düşmanlığı, laiklik ile savaş, kendi
ideolojilerini benimsetme dayatmaları ülkemizi böldü.
Bu cemaat anlayışı, kendinden saymadığı halkı cemaate dahil etmek
isteyince karşısında laikleri ve orduyu buldu.
Bu büyük güç ile baş edemeyeceğini bildiği için Haçlı'ya sığındı.
Eşbaşkan oldu.
Engin Alan'ı ayağa kalkmadı diye, Hastal zindanına, işte bu anlayış
gönderdi.
Aslında orada çarpışan iki kuvvet vardı. Eşbaşkan Cemaati temsil
ediyordu, Engin Alan ise, Cumhuriyet'i, laikliği, Haçlıya karşı
zihniyeti temsil ediyordu.
Hala içinden çıkmayan kızgınlığın sebebi; Engin Alan'ın ayağa kalkmış
veya kalkmamış olması değildir.
Yenemeyeceği bir gücün sembolü ile karşı karşıya gelmesidir.
Yani Cumhuriyet ile Cemaat (haçlı irtica) Çanakkale de karşı karşıya
gelmişlerdir.
20.5.2011, bulentesinoglu@gmail.com


--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!

"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...

Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...

Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."

. C* MUSTAFA KEMAL ATATÜRK C*

Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA
. B E K L E R İ Z ;-)

Blog Arşivi