22 Mayıs 2011 Pazar

| makarna | Fwd: Oğlun da sarhoş muydu?



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: C* basınabasın C* <kenan677@gmail.com>
Tarih: 22 Mayıs 2011 11:07
Konu: Oğlun da sarhoş muydu?
Kime: kenan677@gmail.com





---------- Forwarded message ---------->
Date: 22 Mayıs, 01:59
Subject: Oğlun da sarhoş muydu?



      BU OLAY HİÇ UNUTULMAMALI  

     
---------------------------------------------------------------------------­-------------------------------

      Oğlun DA sarhoş muydu?

      Alkole karşı açtıkları gazada her fırsatta içki içenlere
saldıran Başbakan Erdoğan, "Alkol kullanmayan vatandaşım, alkollü
şoförlerin kazalarını hayatıyla ödemeye mahkûm mu?" dedi. Herhalde
Erdoğan, büyük oğlu Burak'ın garip şekilde üstü örtülen ölümlü trafik
kazasını herkes unuttu sanıyor.

      AKP, son aylarda gericileşme yönünde çok önemli adımları ardı
arkasına atmaya başladı. Bunlardan biri de içki tüketimi. AKP'nin içki
içenlere baskısı, her gün yeni bir yüzle kendini gösteriyor.

      Son olarak hazırlanan ve onay bekleyen Tütün ve Alkol Piyasası
Düzenleme Kurulu'nun (TAPDK) alkol satışını düzenleyen yönetmeliği ise
büyük tartışmalara sebep olmuş durumda. Silah alma yaşının 21 olduğu
ülkede, içki alma yaşının 24'e çıkarılması isteniyor.
      Erdoğan, dün tepkilere Fethiye'de yanıt Verdi. Erdoğan,
yönetmeliği şu sözlerle savundu:
      "Gazeteyi açtığınız zaman şunu göreceksiniz bir trafik kazası 2
ölü 1 yaralı. Çünkü alkollü şoför kırmızıda geçiyor ve diğer araca
vuruyor. Bunun bedelini alkol kullanmayan bir vatandaşım, hayatıyla
ödemeye mahkum mu ya? Niye buna karşı biz tedbir almayalım. Yapılan
bu."

      Elbette, alkollü araba kullanmak her türlü düzenlemeyle önüne
geçilmesi gereken bir durum. Fakat AKP'nin sadece yasal düzenlemeleri
değil, ulusal ya DA mahalle ölçeğinde içkiyle ilgili tüm adımlarının
"trafik kazalarını önlemek" değil, bir yaşam tarzını mahkûm etmek
amacıyla atıldığı çok açık.

      Ancak, dahası DA var. Erdoğan, bu sözleriyle açıkça içki içenler
trafik kazası yapanlar, içmeyenler ise kazalarda mağdur olanlardır
imasında bulunuyor. Çarpanlar kesin içki içiyordur, çarpılanlar ise
içki içiyor olamazlar.
      Herhalde Başbakan Erdoğan, büyük oğlu Ahmet Burak Erdoğan'ın,
Sevim Tanürek'in nasıl ölümüne yol açtığını herkesin unuttuğunu
sanıyor.

      Hikâyeyi tekrar hatırlayalım:

      Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, henüz Başbakan olmadan önce,
Refah Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken oğlu Ahmet
Burak Erdoğan, 11 Mayıs 1998'de Şişli'de yaya geçidinde karşıya
geçmeye çalışan TRT İstanbul Radyosu sanatçısı Sevim Tanürek'e çarptı.

      Kazadan sonra derhal olay yerine belediyenin arazözleri geldi,
kaza yaşanan caddedeki fren ve kan izlerini yok etti. Örtbas etme
girişimi hemen başlamıştı.
      Ahmet Burak Erdoğan hakkında trafik raporunda "dalgın olarak
araç kullandığı" için kusur oranı sekizde üç (3/8) tespiti yapıldı.
Savcı polisin raporuna dayanarak 3 aydan 20 aya kadar hapis istedi.

      Ardından, Sevim Tanürek kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
      Bunun üzerine Ahmet Burak Erdoğan hakkında ek iddianame
düzenlenerek "istenen ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis" diye değişti.
      İBB Başkanı Tayyip Erdoğan, derhal Sevim Tanürek'in yakınlarına
büyük ihtimam gösterdi, mezar temin etti, hastane masraflarını
karşıladı. Onlar DA şikayetlerinden vazgeçtiler.
      Ancak dava sürdü.
      Mahkeme Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi'nden kazayla iligili
rapor istedi. Bu dairenin başında makine mühendisi Eyüp Çakmak
bulunuyordu. Sanık Erdoğan için "tamamen kusursuz" raporu düzenledi ve
"sekizde sekiz (8/8) kusur ölen yaya Sevim Tanürek'tedir" dedi.

      Evet, Burak Erdoğan'ın ölümle sonuçlanan trafik kazasında kusur,
yaya yolunda karşıdan karşıya geçmekte iken arabanın çarptığı yay
Sevim Tanürek'te bulundu. Tamamen.
      Böylece Burak Erdoğan beraat etti.
      Bir de bugünün AKP'sini de çok iyi anlatan bir not, Erdoğan
başbakan olunca, oğul Erdoğan'a "kusursuzdur raporu" veren dairenin
başkanı Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdür Yardımcılığı
görevine atandı.

     http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/oglun-da-sarhos-muydu-
haber...

Hayli den hayli kalınlaştı yobazlık yeniden,                          
Softalık zorlu anırtı ile aldı yürüdü.
Kara bir kinle taassup pusudan çıktı yine,
Yurdu şahane cehalet yeni baştan bürüdü.

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
. C* MUSTAFA KEMAL ATATÜRK C*
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA
. B E K L E R İ Z ;-)

Blog Arşivi