24 Temmuz 2010 Cumartesi

[cadilarmekani], GOZLERIN CAGIRIYOR BENI

Gözlerin Çağırıyor Beni

 

eflatun sular süzülüyor aynalardan

damlacıklarında hicranlı yüzün

ben kapıları aldatıyorum gün be gün

sen pencereleri

ben denizlere bakarak martılara yalanlar söylüyorum

sen gemilere

sonra liman bilmez korsanlara terk edip

ıssız adalara sürüyorsun dizelerimi

gitmek istiyorum çakıp da kaybolan şimşekler gibi

gel gör ki, önümde hatıralar mahzeni

parmak uçlarımda paslı çiviler

bütün zindanları yıkarak birer birer

gözlerin çağırıyor beni

 

gözlerin en soylu atların koştuğu bir bahar gezegeni

çeşmelerin bakınca gülümsediği

ırgatların göklere yöneldiği

latince bilenlerin nergis akşamlarında

göllere meydan okuyup

kıyısında şarkılar dinlediği

tutkular değirmeni

 

inciterek aşk kitaplığındaki bütün harfleri

kirpiklerinde efsane şairlerin mağrur kalemleri

gözlerin çağırıyor beni

kaşlarının cilveli bir ahu gibi

ömrümüze düştüğü günden beri

köleleri ağlattın ey sevda semenderi

 

adı konulmamış yıldızlardan koparak

vadilerde biriken yalnızlığım

kalbimi avuçlarına almış

tutuyor sana doğru

 

çölde bir kuyuya mı bırakayım ellerimi

geceye otağ mı kurayım buzullar ortasında

ne yapayım bilmiyorum ey acılar bedesteni

biraz ateş ve hüzün

biraz köpük ve leylak

gözlerin çağırıyor beni

 

gittim son ışığından bakışlarının

kırdım kanatlarını bin bir gece masallarında

zümrüdüanka kuşlarının

şimdi nasıl da yürüyorum dağlara karşı farkında mısın

umursamıyorum boğazımda düğümlenen yolları

bulutları susturuyorsun söylemesinler diye

turnaların toprağa dökülen eşsiz definelerini

damıt kalbini kuşkulu yokuşlardan

kurtul karanlığından fotoğrafların

her köşede ısırgan edalı kan evleri

her menzilde leylayı küçümseyen kaktüsler

ne seni görüyorum hayatın boşluğunda

ne de son anlarında resmini büyütüyor

yokluğunla savaşan intihar temrinleri

 

gizlenme ardına fesleğenlerin

bahaneden bıkmıştır bezirganlar, mevsimler

yüzeyde ve sancılı haykırışlar uğruna

derinden ve telaşsız bir uyanıştır şiir

bu yüzden zehre batmış urganlar gül kokulu

bu yüzden gözlerine ayarlıdır saatler

 

o öpüp okşadığın yaprak akkorsa şimdi

kim bilir hangi zaman gönlüme uğramıştır

kollarına aldığın mutluluk servileri

bana dokunduğunda sessizce ağlamıştır

simyası bozulduysa dilimin, kelimeler

bir volkandan geriye kalan ırmaklar gibi

bilinmez ki nereden akmıştır yüreğime

 

geçerek en azılı köprülerden, duraksız

varmak için sevdanın tükendiği ülkeye

duygularına ölüm yüklüyorum ömrümün

yaklaştığım her sahil tutuyor ellerimi

mor bir yangın, hercai dalgalar, kum taneleri

çakallar iniyor dağlardan apansız

ardımsıra gölgeler, gökkuşağı

rengarenk uçurtmalar gibi kaplıyor göklerimi

gözlerin çağırıyor beni

 

oysa ben hiç görmedim dünyada gözlerini

takılmadım engellerine nilüfer bakışlarının

bir ses beklediysem yankılansın diye evrenimde

kalbinden benim adıma

sevdalı bir vuruşun özlemiydi süsleyen

sokaklarımı, şehirlerimi

gözlerin çağırsa da beni

çağırmadan kalbin çatlayan gözlerimi

görmeden ellerinde hangi toprakların yayılıp

hangi tohumların yeşerdiğini

tutunmayacağım zamana dilenci gibi

hala uzaklardan işaret parmağıyla

gözlerin çağırsa da beni

gidiyorum; adımlarım yaz kurdu, güz kefeni

 

Nurullah Genç



--
EGER BIRINE SEVECEK SEVGIN YOKSA ONA UMUT VERECEK GOZLERLE BAKMA!!!


http;//oykuceduygular.blogcu.com
yuregimdengecenler@googlegroups.com

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

Blog Arşivi