20 Temmuz 2010 Salı

m~a~k~a~r~n~a Fwd: küresel demografi/son çağrı...



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: D.Ali Ercan Tarih: 20 Temmuz 2010 00:12
Konu: küresel demografi/son çağrı...
Kime:


Bu makaleyi tüm aydın kadınlarımıza ithaf ediyorum. Saygılarımla.æ
 
 
 
DÜNYANIN TAŞIYAMAYACAĞI KALABALIK..
Prof.Dr.rer.nat. D.Ali Ercan 
 
Gezegenimizin nüfusu hızla 7 milyara doğru gidiyor.  Küresel nüfus artış hızı son yıllarda  azalarak % 1,14 e indi ama buna rağmen günlük nüfus artış miktarı hâlâ  210 bin ! Dünyamız hergün 210 bin kişi daha kalabalık oluyor. [Türkiye de her gün 3 bin kişi daha kalabalık oluyor] Dünyadaki ortalama nüfus artış hızı önümüzdeki 35 yıl içersinde en düşük değeri % 0,8 e ulaşacağa benziyor; ancak öyle bile olsa, 2040-50 arasında dünya nüfusu 10 milyar sınırını aşacak gibi görünüyor. 1800 de dünya nüfusu yaklaşık 1 milyardı; böylece 250 yıl içersinde 10 katına çıkmış olacak..  bir başka ifade ile 10 kere daralmış, kaynakları 10 kere azaltılmış bir dünyada yaşamaya başlayacak insanlık.. Dünya bu kâbusu yaşamamak için ciddi önlemler almak mecburiyetindedir. Bazı aklı evvellere göre dünya, değil 10 milyarı, 100 milyar insanı bile yaşatırmış!! yaşanır belki, ama nasıl bir yaşam olur belli değil.. herhalde Km.karede bin kişiyle, lâğım farelerininkinden farksız bir yaşam, tam manasıyla gerçek bir kâbus olur işte o zaman. Şu anda bile insanlığın  % 10 kadarı  yaklaşık 500 milyon insan sefalet içersinde, açlık sınırında yaşamakta, yeterli miktarda ve  temiz içilebilir suya ulaşamamaktadır.. Ülkemizde de toplumun %40 kadarı yoksulluk (fert başına günlük gelir 10 dolar) sınırında, yüzde 5 kadarı da, yani yaklaşık 4 milyon insanımız açlık (fert başına günlük gelir 5 dolar) sınırında  yaşamaktadır. (dünya gelir ortalaması 25 dolar/adam.gün)
 
"Kadın başına bir çocuk" programını resmen Çinden başka uygulayan başka bir ülke yok; orada bile, eğer verdikleri rakam doğruysa, kadın başına çocuk sayısı 1,8 olmuş.  Şu anda gezegenimiz üzerinde  kadın başına ortalama çocuk sayısı  benim hesaplarıma  göre 2,7 civarında.. hükümetlerin verdikleri rakamlara dayanarak yapılan küresel istatistikler 2,6 gösteriyor, ki bu rakamların pek çoğunun politik mülahazalarla manipüle edildiğinden kuşku duyuyorum.. örneğin Türkiye için ortalama yaşam süresi Avrupa ülkeleri düzeyinde 72 yıl (?), yıllık nüfus artış hızı  %1,3 (?) ve kadın başına ortalama çocuk sayısı 2,2 olarak (?)verilmiş. (Bu rakamlardan herhangibiri diğer ikisi tarafından belirlenmiştir. örneğin  72 ve 2,2 rakamları doğruysa, dışardan önemli miktarda göç almayan Türkiyede nüfus artış hızı binde 1,7 olmalıydı; oysa burada binde 13 verilmiş.. eğer binde 13  ve 72 rakamları doğruysa o zaman kadın başına ortalama çocuk sayısı 3,0 olmalıydı, 2,2 değil.vs.)
 
Kadın başına çocuk sayısı D ortalama yaşam süresi Y ve yıllık nüfus artış hızı C arasındaki basit bağıntı  şöyledir : (sınır aşırı göç şeklindeki nüfus hareketleri bu hesabın dışındadır) 
 
C = (D - 2) / Y
 
(erkek nüfusun genelde daha fazla, ortalama yaşam sürelerinin kadınlara göre daha kısa oluşundan dolayı  bu formülde bazan 2 yerine 2,05...2,10 alınmaktadır.) Benim hesaplarıma göre Türkiyenin nüfusu 2010 itibariyle 80 milyon (18 yaş üzeri seçmen sayısı yaklaşık 53 milyon) nüfus artış hızı binde 14  ortalama yaşam süresi 63 yıl ve kadın başına ortalama çocuk sayısı 3 tür. Dünyada ortalama yaşama süresi 67 yıl ve kadın başına ortalama çocuk sayısı 2,7 dir. Bir diğer ifadeyle Türkiyenin demografik parametreleri dünya ortalamalarıyla  kıyaslandığında tümüyle olumsuzdur: nüfus artış hızında %28 ortalama yaşam süresinde %6 ve kadın başına çocuk sayında %9 kötü durumdayız.. Tabii ki bizden daha kötü durumda olan ülkeler var. Bengladeş, Nijerya, Etyopya, Kinşasa(kongo) gibi ülkelerde ortalama ömür 50-55 yıl, kadın başına çocuk sayısı 4-6 arasında değişiyor.  Buna karşın  dünya nüfusunun yaklaşık %15 ini oluşturan gelişmiş ülkelerde ortalama ömür 80 yılı aşmış durumda.  Kadın başına çocuk sayısı Güney Kore ve Japonyada 1,2 ye düştü. İngilterede 1,7 İtalya ve Almanyada 1,3 (AB ortalaması 1,5) Çinde 1,8 ve Rusyada 1,4 tür. Rusyanın nüfusu son bir yılda 1 milyon azaldı. Öte yandan komşumuz İranda bile kadın başına çocuk sayısı 1,7 ye düşmüş görünüyor. (İran mollaları bile kadınlara 3 çocuk doğurmalarını söylemiyorlar.)  Avrupadaki kısmi nüfus artışı doğumlar nedeniyle değil, göçler sonucu oluşmaktadır. Bazı senaryolar, 21.yüzyıl ortalarında Avrupa nüfusunun çoğunluğunun müslüman olacağını öngörüyor; kadın başına ortalama çocuk sayısının 1,25 ve ortalama yaşam süresinin 80 yıl olduğu hiristiyan nüfus yıllık yaklaşık %1 azalırken, şu anda %10 civarında olan müslüman nüfus yıllık %3 artış hızıyla 60 yıl sonra çoğunluk olacak. M. Ghaddafi bunu kastederek "İslam Avrupayı kansız fethedecektir" demişti.. 
 
GELİŞMİŞLİK-KALABALIK FARKI 
Nüfusları toplamı Türkiye nüfusundan az, ancak ülke toprakları toplamı Türkiyenin 24 katı, Milli gelirleri toplamı Türkiye milli gelirinin 5 katı olan 6 gelişmiş ülkeyi (Kanada + Avustralya + Yeni Zelanda + İsveç + Norveç + Finlandiya) ele alalım. Kadın başına ortalama çocuk sayısının 1,7 olduğu, yani nüfusları giderek azalan bu ülkelerde ortalama yaşam süresi 81 yıl, fert başına milli gelir 42 bin dolardır..  kilometre kareye ortalama 4 kişi düşmektedir..
 
Basitleştirilmiş haliyle [Fertbaşına gelir x ortalama yaşam süresi]ni yaşam nitelik faktörü  LQ olarak tanımlarsak (hemen diğer bütün gelişmişlik faktörleri aslında doğrudan ya da  dolaylı yoldan bu iki rakamın içersindedir.)  ve Maksimum LQ 5000 değerine 100 puvan verecek olursak  bu 6 küçük ülkenin ortalama  LQ puvanı 81x42/50 = 68 olur. Türkiyenin LQ değeri  10 dur; yani bu 6 ülke ortalamada Türkiyeden yaklaşık 7 kat daha iyi bir yaşam standartına sahipler demektir. Nüfusu 50 milyonun üzerinde olan d
iğer bazı ülkelerin  LQ puvanları şöyle : ABD 72,  İngiltere 71, Fransa 63, Japonya 62, İtalya 54, Almanya 49, Güney Kore 31, Meksika 14, Rusya 10, Brezilya 8, Iran 5,  Çin 3, İndonezya 2, Mısır 2,  Pakistan 1, Hindistan 1, Nijerya 0,8  Bengladeş 0,6  ve en zavallı durumda olan Etyopya ve Kinşasanın  LQ-puvanları 0,2 dir. Listenin en tepesinde 98 puvanla İsviçre var. Nüfusu 5 milyon dan küçük ülkelerin bu kıyaslamaya alınması pek anlamlı olmaz.. 
*
 
KADINLAR DÖNEMİ BAŞLIYOR 
Yıllardan beri Türkiyede "kadın başına bir çocuk" programı için yazıyorum, anlatıyorum.. Felaket tellalcısı konumunda görünmek hoş bir duygu değil; ama bıkmadan usanmadan gerçekleri söylemek ve ulusumuzu uyarmak  görevini yerine getirmek durumundayız. Acı gerçek şu ki, hem dünya, hem de Türkiye mevcut nüfusu taşıyamaz haldedir. Türkiye toprakları dünya topraklarının binde 6 sı kadar olduğu halde nüfusumuz dünya nüfusunun binde 12 si kadardır; bir başka ifade ile nüfusumuz topraklarımıza oranla iki kat fazladır.  Bu nüfus kontrol programına bugün ivedilikle başlansa, nüfusumuz ancak 45 yılda yarıya, 40 milyona iner;  bir sonraki 45 yılda da 20 milyona inebilir ve 21.nci yüzyılın sadece bizden kaynaklanmayan küresel badirelerinden kurtulma şansımız olur.. (tabii ki  bu nüfus azaltılması savunma ve ekonomik güçten ödün vermeksizin yapılmalıdır.. örneğin, 5 milyonluk İsrail dünyada altıncı büyük askeri gücü elinde tutmaktadır..)  Kalitesiz kalabalık yaratmak isteyenler sadece oy avcısı basit politikacılardır. Şimdi 17. sırada olan Türkiye bu gidişle 2045 yılında 114 milyonluk nüfusuyla dünyanın en kalabalık ilk 15 ülkesi arasında olacaktır.. 
 
Halk yığınlarını sadece  oy deposu olarak gören bu siyasi liderler(?) ve dünyayı acımasızca sömüren vahşi kapitalizm elele vermişler, küreselleşmek, demokrasi, insan hakları, özgürlükler vs. aldatmacalarla insanlığı büyük bir felakete sürüklüyorlar. Tüm insanlığın iradesine, düşüncesine pranga vuruyorlar;  vicdanı hür, irfanı hür, fikri hür bireylerden oluşacak toplumsal yapılanmaları engellemeye çalışıyorlar..  Son bir defa daha uyaralım:
İnsanlık kısa sürede ve ivedilikle "sürdürülebilir bir yaşam tarzı" için yeni bir başlangıç yapmalıdır. Bu yeni hareketin öncüsü ve mimarı elbette kadınlar olacaktır. Mutlaka ve mutlaka tüketim çılgınlığının önüne geçilmeli, savurganlık önlenmeli, doğa korunmalı ve nüfus kesinkes azaltılmalıdır; aksi takdirde çok büyük bir olasılıkla, 2040-2050 arası tamamen yıkılmış, geri dönüşümü imkânsız halde tahrip edilmiş bir çevrenin bedeli olarak doğa tarafından insanlığın büyük ölçüde tasfiyesi başlayabilir ve belki de  22.nci yüzyıla insanlık 1 milyardan daha az bir nüfusla girmek durumunda kalabilir; tabii o zamana kadar ayakta sağlam kalabilen olursa...Kaygılarımla..æ
   
 
Ek-
*2010 YILI  İTİBARİYLE  DÜNYA NÜFUSUNUN 3/4 ÜNÜ OLUŞTURAN İLK 25 ÜLKENİN  NÜFUSLARI (MİLYON)
 
 1. ÇİN..........................1348
 2. HİNDİSTAN...............1184
 3. ABD...........................310
 4. INDONEZYA................243
 5. BREZİLYA...................201
 6. PAKİSTAN..................180 
 7. BENGLADEŞ...............158
 8. NİJERYA.....................152
 9. RUSYA.......................139
10. JAPONYA...................127
11. MEKSİKA...................112
12. FİLİPİNLER................100
13. VİET-NAM...................88
14. ETYOPYA....................88
15. MISIR.........................84
16. ALMANYA....................82
17. TÜRKİYE......................80
18. KİNŞASA(KONGO).......71
19. IRAN...........................67
20. TAYLAND.....................66
21. FRANSA......................64
22. B. BRİTANYA...............61
23. ITALYA........................58
24. GÜNEY AFRİKA............49
25. GÜNEY KORE...............49
 
AB..................................500
 
DÜNYA TOPLAM.............6835 milyon
 
*Geri kalan 225 ülke Dünya nüfusunun dörtte birini oluşturuyor..
 Kaynak : welt-auf-einen-blick.de

adres düzenlemesi nedeniyle tekrar alanlardan özür dileyerek..æ



--
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

Blog Arşivi