16 Temmuz 2010 Cuma

[cadilarmekani], HAYIR DUA ETMEK...DOSTELİ

Allah (c.c.) yolunda takva için cemaat olmuş müminlerin bir vazifesi de; başlarındaki imama hayır dua ile manevî destek vermektir. Bu aynı zamanda samimi sevginin, bağlılığın ve sadakatın bir gereğidir. Cemaatın üzerine haktır. 

Duaların en sıcak ve samimi olanı, müminin gıyabında yapılan duadır. Huzurda yapılan duada riya, bir menfaatı elde etme arzusu bulunabilir; fakat, Rabbi ile başbaşa kaldığı bir anda bir dostu için hayır dua etmek onu sırf Allah (c.c.) için sevdiğini gösterir ve Efendimiz’in [s.a.v] müjdesiyle böyle bir duaya karşılık verilir. Duayı yapanın baş ucunda görevli bir melek, bu duaya âmîn der, aynısının onun için de verilmesini ister. 

Rasullulah’ın (a.s), Hz. Ömer’i umreye gönderirken: “Kardeşciğim! Bizi de duadan unutma” buyurması, imamı ile cemaatı arasındaki muhabbete bir örnektir ve aynı zamanda, makamı ne olursa olsun herkesin dua ile fayda göreceğini göstermektedir.

Büyük veliler, her müminin duasını talep ederler. Dua edilmeye en fazla kendilerinin muhtaç olduğunu düşünürler. Fakir-zengin demeden her gönlün kendileri için ilahi huzurda yalvarmasını isterler. Benim kimsenin duasına ihtiyacım yok demek, ilim ve yüksek halden değil, cehalet ve gaflettendir. Mevlana Halid Bağdadî (k.s) gibi yüzlerce halife yetirtişmiş bir mürşit, talebelerine, devlet büyüklerine ve dostlarına gönderdiği her mektubun sonunda şu ricada bulunur: “Allah (c.c.) katında makbul olacak hiçbir şeye sahip olmayan bu fakirin iman selameti için dua ediniz.” 

Bir insane, Yüce Allah (c.c.)’ı tanıdığı ölçüde insanlara karşı alçak gönüllü, kibirden uzak, kalbi mahzun, gözü yaşlı, boynu bükük olur. Hep ben diyenler ve kendilerini emniyette görenler, O’nu tanımadıklarını ispat etmiş olurlar. 

Efendimiz’in (s.a.v) şu uyarısı da çok önemli:

“İmamlarınız hakkında kötü sözler konuşmayın. Allah (c.c.)’tan onlar için güzel hâl isteyin. Şüphesiz imamlarınızın güzel bir halde olması sizin güzel halde olmanız demektir.”

İki sınıf var ki, onların bütün halleri doğrudan halkı ilgilendirir. Bunlar alimler ve idarecilerdir. İkisi de yetki sahibidir, halka rehber olacak kimselerdir. Halk onlara hem tabi, hem de destek olmalıdır. Büyük velilerin en güzel hizmeti, bütün müminleri dua ile desteklemeleridir. Bu iş peygamberlerin ahlakıdır. Özellikle halkın idaresinde bulunan müminlere özel dua etmelidir. Bu herkesin hayrına olacaktır. 

Şu hadis-i şerif bize ayrı bir vazifeyi öğretiyor:

“İmamlarınızın en hayırlısı, sizin onları, onların sizi sevdiği, sizin onlar için, onların da sizin için dua ettiği kimselerdir.”

Bir mürit kamil insana nasıl yöneliyorsa, o da müride benzeri şekilde yönelir. Seven sevilir. Sevmeyen bilinir. Dil ucuyla yapılan temenniler ciddiye alınmaz, boş ve gafil kalp ile yapılan dualar Arş’a yükselmez.

Başındaki mürşidine hayır dua eden mürit, onun kalbini kendisine çekmiş olur. Mürşit bu duasına karşılık olarak ilahi bir sevk ile müride yönelir, ona hayır dua eder. 

Sadık olan kimse, her halde, mümin kardeşleri ve başındaki imamı için hayır ister. 

“Allah (c.c.) bir idareci ve imama hayır dilerse, ona salih bir vezir yardımcı nasip eder. O, hakkı unutursa hatırlatır, hatırlarsa yardım eder.” Hadis-i şerifi, samimi insanların imam ve idarecilerine karşı nasıl davranacağını göstermektedir.

"Seni diğerlerinden farksız yapmaya''
bütün gücüyle çalışan bir dünyada
kendin olarak kalabilmek
dünyanın en zor savaşını vermek demektir.
Bu savaş başladı mı, artık hiç bitmez"

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

Blog Arşivi