13 Ağustos 2011 Cumartesi

[cadilarmekani], Martılar Siyah Baba..


Martılar Siyah Baba..













Köhne, tuzlu bir yaşamdan yazıyorum, 
Merhaba diye başlamak istiyorum... 
Gecenin berrak dökülüşü aklıma geliyor, 


Usulca yanağıma kondurduğun busen 
...ve yastığımın altına sıkıştırdığın gofret 
Sonra, sonra annemden gizli bıraktığın harçlıklar...





 







Paylaşmanın buharı kızarmış bir tavukta, 
Yeni fırından çıkmış birkaç pidede esiyor 
...ve “Hadi oğlum kalk” diyen sesin 
Kulaklarımda çınlıyor baba... 
Yüreğimde yankılanıyor, 
“Sizsiz boğazımdan geçmez” deyişin... 
















Elin midende, göğsün direksiyonda, 
Bir gece yarısı mide kanaman 
...ve bir sabaha karşı kaza haberin 
Kulaklarımda çınlıyor 
...ve ben daha beş yaşındayım baba 
Yürek, kaşındaki derin izlerde boğuluyor... 














Uzaklardan, ağların çekildiği derin mavilerden yazıyorum, 
Pul pul hatıralar takılıyor gözlerime 
Enginlerde kayboluyorum baba... 
Şavkı vururken ayın, gecenin esrarına bir beyazlık düşüyor 
Sen geliyorsun yüreğimin baş ucuna 
...ve hiç gitmiyorsun baba... 













Tuhaf, çok isterdin de, bir şiir yazamazdım sana, 
Elim varmazdı kağıda, kaleme 
Boğazıma bir şeyler sarılırdı, 
Karabasanlar çökerdi yüreğime 
Durur kalırdım taş gibi, kaskatı 
Sonra, sonra içimden geçirirdim, 
Bir gün, elbet bir gün yazarım diye...






 





Demek, gecenin dehlizlerinden ağlar çekilirken, 
Ben deli divane sana susarken, 
Düşerken yıldızlar pul pul ellerime, 
İçimde derin sancıları çekerken 
...ve sen, hudutsuz özleminle, gönlüme çökerken 
Bu gece sana yazacakmışım baba... 















Bir bisiklet için kurduğum hayallerde 
Hep sen suçluydun çocuk yüreğimde... 
Nerden bilebilirdim, yokluk mertliği bozar baba, 
Yoksa hangi baba istemez? .. bir çocuğa 
Gökkuşağına çengel atıp, bir sal yapıp kaydırmayı... 















Yıllar geçiyor baba, yaşlılık saçlarına düşüyor, 
Derin izler yüzüne, dökülen dişlerine 
Kalbine vuruyor ve dizlerine yıllar... 
Ömrün en orta yerindeyim baba, 
Yıllar önce sen gibi, bir bisikletin yükü sırtımda, 
Nerden bilebilirdim? .. yokluk adamlığı bozar baba...


“Yara en çok kanarken yakışırmış adama” diyorlar, 
İçim almıyor tükenişleri, gidişleri 
Burada olsaydın şimdi, anlatırdım 
“Bir kıza sevdalandım” derdim, 
Ellerim yine çok üşüyor baba, 
Martılar neden böyle siyah baba? .. 














Canım sıkılıyor, zırhlı birliklere teslim ettiğin gün, 
“Yak bir sigara”, deyişin kulaklarımda ağrıyor, 
Sen nasıl bir adamdın baba? .. 
Yüreğin ne kadar engin, 
Baba yüreğim kanıyor, 
Duman duman hasret tütüyor her yanım baba...








Şimdi düşsem şu dalgalara boğulur muyum? .. 
Yine tutar çıkartır mısın baba? .. 
Yoksa duymaz mısın sessiz çığlıklarımı tuzlu sularda? .. 
Martılar siyah baba, martılar siyah 
Çığlıkları gecenin ahengini boğuyor baba 
Baba, baba korkuyorum, tuzlu bir yaşamın arasında, 
Martılar siyah baba, martılar siyah…





Şair : Murat İnce

--

 


Öyle bir yaşaki, hayat seni kıskansın.
Öyle bir sevki, ölüm sana acısın. 
Öyle bir dost ol ki, dostun olmayan utansın...

.
Daha fazlası için sitemizi ziyaret ediniz


http;//.www.viranekalpler.com  










 

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

Blog Arşivi