11 Ağustos 2011 Perşembe

[cadilarmekani], Asil Bir Mutluluktur Varlığına Şükretmek



Asil Bir Mutluluktur Varlığına Şükretmek

Şerha yüreğinin çöllerinde bekle beni, yenibaharlara yürümektir seni sevmek
Karşılığını bulan bir duadır yüreğinde olmak, asil bir yolculuktur sana gelmek
Gövdemdeki coşkuların adresidir varlığın, mutluluk dilinden döküleni dinlemek
Seninle yaşamak sayıklamalı bir düş, seni sevmek bir ömrün içinde gülümsemek

Gözlerinin yağmur ormanlarında kıyım bir yalnızlık fermanı yazar falcılar, iç yalnızlığımı es geçerek, gölgemi çiğneyerek ve ömrümü didikleyerek bir hicran kasabasında aşkın kazanlarına atarlar beni. Ömrümün en fırtınalı mevsimini yaşasam da seninle, gönlümün en rüzgârlı tepesinde sokulsam da göğsüne o yalnızlık kefenini giymem, bil bunu böyle. Ben şerha yüreğinin çöllerinde seni aramaktayım gülüm, ruhumun karabasan haramilerini al götür yine unutulmuşluğun çöllerine.

Kora kor bir bekleyişin içinden arınarak, gerçeğimizle ilgili hiç bir şeyi düşünmeyerek seni, yalnızca seni sevmeyi arzuladığım anlar çoğalıyor gül yüreklim. Bu çoğalışların er vakitlerinde kalbimin kalburüstü bir zaman dişlisinden sıyrılarak sana sevdalanması, seni anması, seninle un ufak olması benim en yenibaharım belki de.

Aynı sözcüklerin kıyılarından yürüyerek sana gelmek ve senin ruhundan taşan güzelliklere eşlik etmek. Ne inanılmaz bir şölendir aslında varlığına şükretmek. Bir dua gibi adını ruhuma dolayarak, anlamını sadece ikimizin bildiği, ötesinde seven her insanın hissettiği bir düşünüş, bir iç çekiş ve sonrasında da yine kendimize, o mutluluk sayılarına geri dönüş bu. Seni ne kadar parmak hesabıyla anlatmaya kalksam yine en başa, yani seni sevdiğim ana dönerim. Ben de bu mutlulukların her parçasını seninle, yalnız seninle içime, ta iliklerime çekerim.

Bekle gelişimi demek, yepyeni bir dökülüşün çağlayanlarından fısıltılarla dökülmek gibi bir şey. Vakitli vakitsiz her an seni düşünmek, seni sevmeyle bütünleşmek gibi. Ruhumun eşkenarlarından yeni bir çözüm üretsem, sensizliğin kıyılarından denizlere ulaşarak yine sana gülümseyen bir yaprağın su üzerindeki varlığı gibi asil, onun korkusuzluğu kadar varsıl bir düşünüş olsa gerek.

Ben aklımın yüzölçümlerini aşkla bezedim nicedir. Sevebilmeyi, sevilmekten çok sevebilmeyi de birlikte diledim. Bu dileklerimin böylesi kutsal bir imbatta yanıt bulması, o sevgi yağmurunun sepkenleriyle ruhumuza yol olması az şey değil. Sözcükler belki yüreğin kıpırtılarını tam olarak yansıtamıyor sevinin diğer ucundakine. Ben eski bir yalnızlığın kentlerinde, birebir dökülüşlerle, ansızın yüreğe süzülüşlerle ve de kalbimin titreyişleriyle sana coşkulu içlenişlerle yansıtmayı seviyorum. 

Doğruların yorgun gözkapaklarında hayatı ve yaşamı paylaşırken sevda süreriz gönlümüze, bir yudum su gibi dökülür sözcükler yüreğimize. Issız bir yaşamın zor ütopyalarında çoğalır sevgi, göğsümüzde fırtına mevsimleri çöreklenirken biz zemheri düşünüşlerimizin göz göz olmuş yürek geçişleriyle bir mutluluk adasını düşleriz. Her sevda bir sağanaktır, içimizdeki `biz`lerin yaman ağrılarıyla mutluluk pastilleri dilimizdeki en güzel özne`dir.

Yenilenmiş bir ömrün eskimiş pusulalarında özlemli şiirler dökülür dilimizden, hayata direnç türküleri gibi direnen, gururlu bir şövalye gibi asil. Hüzünler damlar her mevsim sevdalı dudaklarımızdan, düş gezginlerinin yaşadığı kentlerce varsıl. Hiç bir tablet kesmez yürek ağrısını, bir ömrün berelenmiş acılarıyla ortak bir yalnızlığın törpülerine göğsümüzü verircesine varsıl. Sonra maviler biriktiririz delik ceplerimizde, hüzün dökülür dudaklarımızdan, lirik bir sarılışçasına fakir.

Ömrümüzün her karesi aşk iken, her söz gönlümüzden yol bulup yine hayata dökülür iken biz kendi dalgamızla çok uzakları düşleriz, iç sesidir yolculuğumuz yaşamın ve biz o mutluluk karelerinde inadına gülümsemeyi severiz. Yol fısıltılarıyla örülü bir aşk yolculuğunda tiz düşler dökülür ruhumuzdan, albenisi mutluluk olan, bakışı umut olarak yüreklere dolan ve dumur dumur ağrılarla bile olsa bizi renkten renge sokan bu hayal imparatorluğunda en asil çığlığımızdır aşk ve biz o çığlıkta insan olduğumuzu duyarız.

Seninle var olmuş bir öykünün içindeyim nicedir anlayacağın gül bakışlım. Seninle dolaştığım caddelerde, seninle yan yana yürüdüğüm güneş ışıltılı o kentlerde geceler hiç bitmedi. Geceler sensizliğin hain bıçağı gibi sivri değildi ve ben o gecelerin içinde kendini bulan, öpüşlerinin terkisinde aşka koşan bir savaşçıydım. Hiç kaybetmedim seninle aşkta. Seninle varsıl bir ömrün içinde hiç kendimi incitmedim. Seni sevmenin, seninle aynı yolu yürümenin ve seninle aynı yastığa baş koyuşların öykülerinde dinlendim, o öykülerin sayfalarında hep sana bilendim ve seni sevmenin insan onuruyla ben hep seni, seni sevdim.

Hikâyesi: O gönül yolculuğumuzun, o yüreğimize kimi hazan, kimi aşk olup sızan rüzgâr artığımızın penceresinde yele verip saçlarımızı ve anlara verip gözyaşlarımızı bir yaşamak türküsüdür dinlediğimiz. Kimi üzgün, kimi coşkulu, kimi de yaşamak yontulu bir türkünün sözleridir kopardığımız ve düşlerimize sararak uykulara daldığımız. Ne olursa olsun, bizi bu düşler labirentinde hangi yaşanmışlıklar bulursa bulsun tetikte öfke, öfkede o umarsız gölge ve gölgede de aşk denilen güfte hep mutlu etmemiş midir bizi. Dudağımız mutluluk havarisi, yüreğimiz gövdemizin en asil şövalyesi ve bizler usanmadan söyleriz sonsuza dek ömür büyüten, gönülleri şenlendiren sevdalı sözlerimizi... 

Selahattin Yetgin

--

 


Öyle bir yaşaki, hayat seni kıskansın.
Öyle bir sevki, ölüm sana acısın. 
Öyle bir dost ol ki, dostun olmayan utansın...

.
Daha fazlası için sitemizi ziyaret ediniz


http;//.www.viranekalpler.com  










 

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

Blog Arşivi