Bülent ESİNOĞLU
Belki de, hem insan yaşamının, hem de toplum yaşamının en sihirli
sözcüklerinden biridir, plan.
Piyasa ekonomisinin yürürlüğe girmesinden sonra, herkes sandı ki, plan
ve planlama bitti.
Dolayısı ile de, plan sözcüğüne de gerek kalmadı. Planlama
teşkilatları ya kaldırıldı, ya da işlevsizleştirildi.
Çünkü artık plan yapmaya gerek yoktu. Piyasa insanları da, toplumları
da, devletleri de zaten planlıyordu.
Piyasa otomatik pilot gibi bir şeydi.
Gerçek dünyada ise plan hiçbir zaman ortadan kalkmamıştı. Küreselleşme
adı verilen ve emperyalistler tarafından büyük bir plan yapılmıştı.
Bizim gibi ülkelerin bir plan yapmasına gerek yoktu.
Emperyalizmin yaptığı planın ana unsuru sermaye idi. Bu palana göre,
sermayenin önündeki engeller, sözde özgürlük adına, kaldırılmalıydı.
Öyle de yapıldı. Artık sermaye özgür ama emek sonuna kadar baskı
altındaydı.
Bu plan gereğince, yapılması gereken savaşlar yapıldı. Düşürülmesi
gereken devlet başkanları düşürüldü. Harcanması gereken parti
başkanları harcandı. Kaldırılması gereken gümrükler kaldırıldı.
Satılması gereken devlet kurumları satıldı. V.s.
Aslında küreselleştirecekleri ülkelere kendi planını yaptırtmıyordu.
Ama kendileri planın Allahını yapıyorlardı.
Dünya 1980 yılından bu yana böyle bir süreci yaşadı.
Küreselleşme denen planın işlemesi için etnik ve dini çatışmalar
yürütüldü. Hala da yürütülüyor.
Ancak geldiğimiz noktada büyük bir gerçek ortaya çıktı.
Küreselleşme(emperyalizm) gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin
hiçbir sorununu çözmedi. Sorunlar daha da çözümsüz bir noktaya
taşındı.
İşsizlik ve onun yarattığı sorunlar, ulusların kendi planlarını
kendilerinin yapması noktasına getirdi.
Batılı ülkeler Arap ülkelerinde kalkışmaların olacağının kendi
planları gereğince zaten biliyorlardı. Çünkü onlar, adına küreselleşme
dedikleri planı yaparken, bu ülkelerin, eninde sonunda kalkışma
noktasına geleceğini biliyorlardı.
Büyük Ortadoğu Projesi, işte bu planın aksadığı yerde, planı zor ile
devreye sokma araçlarından birisi olarak düşünüldü.
BOP dışarıdan bakıldığı zaman, sanki askeri bir projeymiş gibi
görünür. Ama esas itibari ile sömürünün devamını sağlayan araçlardan
sadece birisidir.
Sömürülme insanlığın gönül rızası ile katlandığı bir süreç değildir.
Sömürünün zora ve şiddete dayanan unsurları vardır. Sömürünün
insanların rızası alınmadan yapıldığı hallede, şiddet gerekir. Buna
faşizm denir. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi, sömürünün bir
noktadan sonra şiddet(faşizm) olmaksızın yürüyemeyeceği kesindir.
SSCB yıkılmadan önce, Onuncu Beş Yıllık Plan aşamasına gelmişti. Ömrü
vefa etmiş olsaydı; kira, yeraltı treni, telefon, gibi hizmetleri
bedava olacağını vaat etmişti.
Bunu şunun için hatırlattım. Rusya'da yeni bir akım gelişiyor. Plan
dönemlerine geri dönelim diye. Putin bu çalışmaları destekliyor.
Önündeki seçimlerde planı savunmayı seçim vaatleri arasına koymuş.
Rusya'daki seçim süreci böyle işliyor.
Bizdeki seçim sürecinde ise, liderlerin koydukları bir plan ve program
yok. Çünkü onların plana ihtiyacı yok. Onların yerine planları Amerika
yapıyor.
Bizde Amerikan planlarına oy vermiş olacağız.
6.6.2011, bulentesinoglu@gmail.com
--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
. C* MUSTAFA KEMAL ATATÜRK C*
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA
. B E K L E R İ Z ;-)