27 Temmuz 2011 Çarşamba

| makarna | Kapitalizmin Ütopyası

Kapitalizmin Ütopyası

Bülent ESİNOĞLU

Yaşadığımız kapitalizmim, 18.yy ve 19. Yüzyıl kapitalizmine
benzemediğini biliyoruz. Hatta elli yıl önce yaşadığımız kapitalizm
ile bu günkünün faklı olduğunu biliyoruz.

Peki, kapitalizmde değişen ve insanın daha çok sömürülmesine neden
olan nedir?

Şirketlerin (tekellerin) devletlerden daha büyük olması ve ulus
devleti karar merci olarak tanımamaya başlaması...

Bir anlamda, feodalizmden kapitalizme geçerken, yaşadığımız sınıfsal
kavganın bir başka türünü yaşıyor olmamızdır. Bu kavgada tekeller
gericiliği, onun karşı olduğu halk, kendini savunurken ilericiliği
temsil ediyor olmasıdır.

Kapitalizm ulus devlet ile çatıştıkça, ulus devletin kurumlarını bir
bir ele geçirdikçe, belirsizlikler hızla artmaya başlıyor.(Belirsizlik
güvensizlik demektir)

Her belirsizlik ve krizden sonra, tekeller ulus devletin içindeki
kurumlardan birçoğunu ele geçiriyorlar.

Yani tekeller kaos yaratıp, yol aldılar.

Bir taraftan, ulus devleti yıkmak için bireyselliği kışkırtırken, öte
yandan, kurduğu düzenler içinde, en sömürgen, en köleleştirici
durumlar oluşturdu.

Bireyin özgürlüğü diye, milli devleti yıkıp, yerine kendi kölelik
düzenini kurma süreçlerinden geçirdi, bizi.

Tekellerin felsefesi ve dünya görüşleri ile devletlere bakıldığında,
Yunanistan, Türkiye, Mısır, Arap ülkeleri birer sosyalist ülke, ya da
komünist ülke olarak görülmeye başlandı.

Eğer sosyal devletleri tümden ortadan kaldırmazlarsa, tekeller
ilerlemelerinin duracağına inanmaktadırlar.

Bu düşünceyi daha da ilerletirsek, tekeller bir olan, bütün olan her
kurum ve kuruluşa karşı savaş açtılar.

Tabi başta milli olan her şeye savaş açtılar.

Mesela emeklilik, insanları birleştiren, geleceği için umut olan bir
sosyal kurumdur.

Sosyal devlete karşı olmak, bu kurumlara karşı olmak demektir.

Tekeller dünyasında, hasta yoktur. Müşteri vardır.

Emeklilik yerine bireysel emekliliği koyarak, bireyleri şirketler
temelinde bölmüş oldu.

Yani tekellerin girdiği her sektörde bireyler bölünmüş oldu.

Bu örnekten giderek, finans kapitalin toplumu menfaatleri ve
gelecekteki umutları açısından nasıl atom ize ettiğini görebiliriz.

Sosyal devleti sıfırlamak, bireyleri şirketlere bağlayarak,
şirketlerden oluşan "devletimsi" kurumlara gitmek.

Yani daha büyük kaoslara gitmek.

Tekellerin birbirleri ile çatışması halinde, yani emperyalist
blokların çatışmasında, bireylerin ortada kalma durumu...

Tekellerin toplumun kılcal damarlarına kadar nüfuz etmesi, finans
kapitalin ütopyasıdır

Finans kapital, bir olan, bütün olan, birlik olan her unsurla çatışma
noktasına doğru giderken, ona karşı dirençlerde birikmektedir.

Çünkü insanlar bir arada olmaktan elde ettikleri güvenlik duygusu ile
var olurlar. Bu güvenliğin ortadan kalkması varlığın ortadan kalkması
demektir.

Buna insanoğlu evet diyemez.
27.7.2011, bulentesinoglu@gmail.com

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!

"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...

Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...

Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."

C* MUSTAFA KEMAL ATATÜRK C*

Grup mail adresi: makarna@googlegroups.com - Grup yöneticisi: makarna+owner@googlegroups.com - Grup anasayfa: http://groups.google.com/group/makarna - Gruba üyelik: makarna+subscribe@googlegroups.com - Grup üyelik iptal: makarna+unsubscribe@googlegroups.com

Blog Arşivi