26 Nisan 2010 Pazartesi

m~a~k~a~r~n~a NİÇİN KEMALİST'İM...??? ?

,,,,,,,,,,,,,,,NİÇİN KEMALİST'İM...*

yıl*Öykümüz Kurtuluş Savaşı larında başlar.
Kahramanlarımızın ilki, Paris-İstanbul arasında trenle mekik dokuyan
genç
bir Türk işadamı.
Macaristan'da genç bir bayanla tanışır.
Evlenme teklif eder ve evlenirler.
İzmirli işadamı, olayı ailesine açamaz.
Macaristan'da bir kızı olur.
Kızına Nermin adını verir.
Nermin büyümekte, Mustafa Kemal'in yaptıklarını, gazetelerden
heyecanla
izlemektedir.
Baba İzmir de ölür.
Aile, geçim sıkıntısına düşer.
14 yasındaki Nermin, Macaristan'da paralı olan öğrenimini sürdüremez
olur.
Mustafa Kemal'in ülkesinde eğitim parasızdır.
Nermin, baba yurduna gitmeye karar verir.
Annesinin haberi olmadan Türk Büyükelçiliği'ne başvurur. Ona bir
pasaportla
birlikte, eline durumunu açıklayan bir de Türkçe mektup verirler. Başı
sıkıştığında, derdini anlatamadığında o mektubu gösterecektir.
Olayı öğrenen annesi de ona destek verir. Üçüncü mevki bir tren
kompartımanının tahta sıraları üzerinde, günlerce sürecek bir yolculuk
baslar.
Tren, Türkiye topraklarına girer. Gümrük memurları, elinde Türk
pasaportu
olan ama Türkçe bilmeyen bu çocuğun durumunu çok ilginç bulur, giriş
izni de
hemen verilir.
Öykü uzun...
Küçük Nermin, İstanbul da bir yandan Almanca dersleri verirken öte
yandan
Türkçe öğrenir. Mustafa Kemal'in parasız kıldığı eğitim olanaklarından
yararlanır.
İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirir. Gazetecilik yapar. Türkçenin
arkasından
İngilizce ve Fransızca da öğrenmiştir.
Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne asistan olur. Çağdaş siyaset biliminin
Türkiye'ye girmesine öncülük edenler arasında yer alır.
Gün olur, Türkçesinin bozuk olduğunu öne sürerek öğretim üyeliğinden
atılmasını isteyenler çıkar.
Tükenmez bir enerji ve heyecanla, gençlere bir şeyler verme isteğini
yitirmez. Uluslararası toplantılarda Türkiye'yi, Türk kadınını,
Mustafa
Kemal'i savunur, savunur, savunur...
Bir oğlu olmuş, adını da Mustafa Kemal koymuştur...

Prof. Nermin Abadan-Unat, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki son dersini
bundan dört yıl önce verirken aralarında benim de bulunduğum bir grup
eski
öğrencisi de sınıftaydı. Kimisi profesör, kimisi doçent, kimisi çiçeği
burnunda araştırma görevlisi. Deniz Baykal da sonradan yetişmişti.
Son dersin sonunda, nefes bile almaya korkarak dinlediğimiz yukarıdaki
yasam
öyküsünü anlattı bize...

Ve sözlerini söyle noktaladı:
- Ben yurdumu kendi irademle seçtim. Mustafa Kemal olmasaydı, belki
ben de
olmazdım. Niçin Kemalist olduğumu, öyle sanıyorum ki artık
anlamışsınızdır...

Çok etkilendiğim bu öyküyü yazdığımda, sonunu söyle bağlamıştım: 'Bu
sözleri, parası olanlara Bilkent'i, olmayanlara Süleymancı yurtlarını
gösterenlere adıyoruz...'

Bakıyorum da aradan gecen zamanda, ne Nermin Hoca nın öyküsü
güncelliğini
yitirmiş, ne de benim altına düştüğüm not...
Tıpkı giderek daha güncel, daha gerçek, daha anlamlı olan Mustafa
Kemal'in
kendisi gibi! ..

Bazen küçük bir hayat hikayesi, binlerce kitaptan çok daha fazla şey
anlatır.

Kaynak : Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı - Cumhuriyet 15 Kasım 1992
(Atatürk'e
Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği)*
 

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

Blog Arşivi