31 Mart 2010 Çarşamba

[cadilarmekani], SENDE YAZ BU SEVGİYİ KALBİNE

Bir kalp çizdim gökyüzüne

Yıldızlarla yazdım isminin başharfini

Bir aşk şarkısı dilimde

Uçursam sevgimi sana nağmelerle

Seviyorum seni seviyorum

Özlüyorum gizlemeden söylüyorum

İsterim ki sen de yaz bu sevgiyi kalbine

Aşkın baharında aç şu gönlümde

Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören.

Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde

olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,

orada kalmalıydın. Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar

kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne

ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım

seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin

renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin

pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir

ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize

tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar

gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın,

en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki

sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve

ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey

olduğunu anladım seninle...

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk

yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden

tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil

sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim.

Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana

ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen

girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,

gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,

olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.

Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o

doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman.

Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni

yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim.

Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.

Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.


Alıntı..

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

Blog Arşivi