12 Haziran 2010 Cumartesi

[cadilarmekani], Yaşam Nedir?

Yaşam Nedir?
Gökyüzünde dünyayı yaşarken sonsuz özgürlüğümle birlikte, 
yaşamı arıyordum ne olduğunu bilemeden... Bir su damlasıydım, güneşin ışıklarında renklerle oynayan, karanlıklarda
yıldızlarla konuşan... Mutluydum rüzgarla birlikte 
maviliğe savrulurken, mutluydum kuşlarla kanat çırparken, 
mutluydum gökkuşağı olup renkleri saçarken... 

Takılmışken bir bulutun peşine, görürdüm yaşayanları 
yeryüzünde... Hepsi zamanla koşar gibi, hep bir şeylerin
peşinde... Bazen bir kuşun kanadına karışır, 
uçardım onunla, rüzgâra karşı çığlıklarla birlikte. 

Yaşamı sorardım kuşlara, nedir diye? Özgürlük derlerdi bana... Göklerde özgürce kanat çırpabilmek, rüzgâra baş kaldırmak. Ama 
yağmur yağdığında özgürlükleri elinden alınır, ağırlaşan kanatları 
daha fazla çırpınamazdı damlalar karşısında... Sığınırken bir kaya 
kovuğuna, özgürlüklerini teslim ederlerdi yağmura, sessizce... 

Karıştım bir gün yağmur damlalarının arasına, gücü hissedebilmek için...Toprağa karışmak istedim, çoğalmak istedim, azgın bir nehir olup akmak istedim, deniz olmak istedim, yaşamı bulmak istedim, yaşam olmak istedim... Terk ettim gökyüzünü güneşe veda edemeden... Altımda gittikçe büyüyen yeryüzü beni kendine doğru hızla çekerken daha da büyüdüm, çoğaldım. Koşmaya başladım bir an önce toprağa kavuşabilmek için. Yaşamı hissedebilmek için... Yaşam olabilmek için...

Toprağa ilk dokunuş, ilk sarılış... Sıcaktı toprak, gökyüzünün
olamadığı kadar... Beni sarmaladı şefkatle, beni içine aldı sevgiyle...
Sevdim onu... Seviyorum dedim yaşamayı seninle birlikte...Toprağın
derinliklerinde, karanlık sıcaklıklarda güveni hissettim... Zaman 
geçtikçe büyüdüm, çoğaldım... Yerimde duramaz hale geldim... 

Güneşi özledim... Yıldızlara merhaba demek istedim.... Terk ettim 
toprağı. Sıcaklığını, şefkatini. Bir sabah çiçekler açarken gökyüzünü
gördüm yeniden... Öylesine mavi, öylesine sınırsız, öylesine özgür... 

Aktım, gittikçe büyüyerek... Beni sarmalayan toprağa dokunarak 
aktım... Nereye gittiğimi bilemeden... Sadece yaşamı ögrenebilmek 
için aktım... Benimle çiçekler açtı ağaçlarda, topraktan otlar fışkırdı
delicesine... Ben onlara yaşamı sunarken, cevap veremediler bana
yaşam nedir diye sorduğumda... Büyümek istedim... Daha hızlı 
akmak, denize kavuşmak istedim... Aktım gökyüzünün görünmediği
ıssız ormanların arasından, yıllardır kımıldamaktan korkan taşları 
peşimde sürükleyerek, başkaldırırcasına ... Başakların rüzgârla dans 
ettiği ovalara geldiğimde duruldum... Onları seyredebilmek için
yavaşladım... Sordum uçuşan kelebeklere yaşamı... Rüzgarla dans 
mı diye?.. Cevap vermediler bana... Denizi aradım uzaklarda, 
görebilmek için köpürdüm, taştım ona bir önce dokunabilmek için.

Sonra bir sabah, daha güneş ışıklarını serpmeye başlamamışken 
dünyaya, uzaklarda maviliği gördüm... Gördüm orada canlılığı,
başkaldırmışlığı, hasreti... Kavuşmak istedim bir an önce, sarılmak 
istedim... Koynuna girmek istedim bir sevgili gibi... Sevişmek 
istedim onunla... Yaşamı istedim ondan... Dokunduğumda denize, 
balıklar kaçtı benden, suyum karıştı denize... Bir oldum onunla... 

Ufacık bir damlaydım, bulut oldum, toprak oldum, deniz oldum, 
okyanus oldum. Kapladım dünyayı canlılığımla. Dalgalarla oynarken derinliklere karıştım... Derinliğin sessizliğinde güzellikleri
buldum... Yaşam gizlenmiş güzellikler midir diye sordum denize?
Cevap alamadım... İnsan olmak istedim... Yaşamın ne olduğunu
öğrenirim diye...Döl oldum genç bir erkeğin ateşli vücudunda... 
Yıldızlı bir gecede can oldum bir dişiyle... Büyümeye başladım 
içinde olduğum insana fark ettirmeden... Büyüdüm, büyüdüm... 

Aynı toprak gibi sıcak ve karanlık bu yer bana güven verdi, huzur 
verdi... Zaman geçtikçe, yerime sığamaz hale geldim... Güneşe
sarılmak istedim... Yıldızları görmek, denizle konuşmak istedim...
Yaşamı insanlara sormak istedim... Işıkla tekrar kavuştuğumda
özgürlüğümü hissettim yeniden... Küçük bir su damlasıyken 
gezdiğim gökyüzünü yeniden görebilmek mutluluk verdi... 

Büyüdüm zamanla... Diğer insanlarla birlikte, zamanla birlikte... 
Sordum insanlara yaşam nedir diye?.. Cevap veremediler... 
Bir gün aşık oldum birisine, neden diye sormadan kendime... 
Bir kuş gibi özgürce, bir nehir gibi delicesine akarak, 
bir deniz gibi sınırsızca sevdim birisini... 
O zaman anladım ki; YAŞAM SEVGİDİR... 
SADECE SEVGİ. 

"Seni diğerlerinden farksız yapmaya''
bütün gücüyle çalışan bir dünyada
kendin olarak kalabilmek
dünyanın en zor savaşını vermek demektir.
Bu savaş başladı mı, artık hiç bitmez"

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

Blog Arşivi