12 Haziran 2010 Cumartesi

[cadilarmekani], Bir Masal Gibi

Bir Masal Gibi
Dondurucu soğukta bir an önce evime varabilmek için 
hızla yürürken, ayağımın ucunda bir cüzdan gördüm.. 
Hemen aldım. Sahibini gösteren bir kimlik vardır diye
acele acele açtım.. İçinde üç dolar ve sararıp kat yerleri 
yıpranmış eski bir zarftan başka birşey yoktu... 

Sol üst köşede yalnızca gönderenin adresi, alıcı adresi 
yerinde bir posta kutusu numarası vardı. Bir ipucu
bulabilmek belki biraz da merakımı giderebilmek için 
zarfı açtım ve içindeki mektubu okumaya başladım. 
Mektup, sol yanı çiçek resmiyle süslenmiş bir kağıda, 
özenli bir el yazısıyla yazılmıştı ve "Sevgili Michael" 
diye başlıyordu.. Ve "Annesi yasakladığı için 
onu bir daha göremeyeceğini" anlatarak 
devam ediyor.. "Ama sakın unutma, seni daima
seveceğim" diye bitiyor.. İmza.. Hannah!.. 

Elimde yalnızca, mektubu yazan kişiyle, mektubun 
yazıldığı kişinin birinci adları vardı. Eve gider gitmez 
hemen telefon idaresini aradım.Görevli kisi, kendisine 
bildirdiğim adreste yaşayanların telefon numarasını 
vermesinin yasalara aykırı olduğunu söyledi. Fakat 
ısrarım karşısında: "Belki, size yardımcı olabilirim" dedi. 
"Bu adreste bulunan numaraya telefon ederim ve onlar
Kabul ederlerse, sizi görüştürebilirim lütfen bekleyin.." 
dedi. İki üç dakika sonra görevlinin sesi geldi.. 
"Bağlıyorum efendim." Telefonda, karşıdaki hanıma 
"Hannah diye birini tanıyıp, tanımadığını" sordum. 

"Bu evi, 30 yıl evvel, Hannah diye kızları olan bir aileden 
aldık" dedi. "Peki yeni adreslerini biliyor musunuz?.." 
"Hannah annesini bir huzurevine yatıracaktı. Oradan takip 
ederseniz, belki adres bulursunuz.." deyip bana huzurevinin 
adını verdi.. Hemen aradım.. Yaşlı anne yıllar önce ölmüş.. 
Ama kızına ait eski bir telefon numarası var. Belki ordan 
bilirlermiş.. "Bunların hepsi aptalca aslında" dedim 
kendi kendime.. İçinde sadece 3 dolar ve 60 yıl önce
yazılmış bir mektup bulunan cüzdanın sahibini aramak 
için bunca zahmete ne gerek var ki.. Aradım numarayı.. 

Bir kadın "Şimdi Hannah'nın kendisi bir huzurevinde" 
dedi ve numarayı verdi. Hemen orayı çevirdim.. Ses;
"Evet, Hannah burda yaşıyor" dedi.. Saat ona geliyordu
ama hemen yola çıktım, Hannah'yı görmek için.. 
Devasa bir binanın üçüncü katında şirin bir oda.. Gümüş 
saçlı, sıcak tebessümlü bir yaşlı kadın.. Gözlerinin içi ışıl 
ışıl ama.. Anlattım olanları.. Cüzdanı ve mektubu gösterip.. 
Derin bir iç çekti mektuba bakarken ve "Genç adam" dedi,
"Bu mektup, Michael ile son kontağımdı.. Onu öyle 
seviyorum ki.. Sean Connery gibi yakışıklıydı.. Hani şu
meşhur aktör.. Ama ben 16 yaşındaydım.. Çok küçüğüm 
diye annem kesinlikle izin vermedi.." Derin bir nefes daha.. 
"Michael Goldstein harika bir insandı. Eğer bulabilirseniz 
ona söyleyin lütfen.. Onu hep düşündüm.. Hep.." Bir ufak
sessizlik.. Bir derin nefes daha.. "Ve onu hep sevdim.."
İki damla yaş damladı elindeki mektuba, ıslanan gözlerden.. 
"Ve hiç evlenmedim.. Michael gibi birisini bulamadım ki.." 
Hannah'ya teşekkür edip odadan çıktım. 

Binadan çıkarken danışmada beni karşılayan kız 
"Hannah Hanım yardımcı olabildi mi size" dedi.." Hiç 
değilse bunun sahibinin soyadını öğrendim" dedim.. 
Cüzdanı elimde sallayarak.. O sırada yanımda dikilip duran 
hademe bağırdı.. "Hey baksana.. Bu Bay Michael'ın 
cüzdanı.. Üzerindeki bu kırmızı şeritten onu nerde 
görsem tanırım.. Cüzdanını hep kaybederdi zaten.. 
Üç kere ben buldum, koridorlarda.. 

"Michael sekizinci katta yaşıyordu.. Ok gibi fırladım 
tekrar asansöre. Michael yatmamıştı. Okuma odasında 
kitap okuyordu. Hemşire beni ve elimdeki cüzdanı gösterdi. 
Michael elini arka cebine attı, hızla.. Sonra sevinçle "Evet 
bu benim cüzdanım" dedi. "Öğleden sonraki yürüyüş 
sırasında kaybetmiş olmalıyım. Size teşekkür borçluyum."
"Hiçbirşey borçlu değilsiniz" dedim. "Ama özür dilerim.
İpucu bulmak için açtım ve içindeki mektubu okudum." 
"Mektubu mu okudun?" "Sadece okumakla kalmadım.
Hannah'yı da buldum.." "Buldun mu? Nerde? İyi mi?
Hala eskisi gibi güzel mi. Söyle, lütfen söyle.." 
"Çok iyi.. Hem de harika" dedim, yavaşça.. "Bana onun 
telefon numarasını ver. Yarın onu hemen arayacağım."
Elime sımsıkı sarıldı.. "O benim tek aşkımdı.. Onu 
öyle sevdim ki, asla evlenmedim.. Çünkü bu mektup 
geldiğinde hayatım, anlamsal olarak bitmişti." 
"Bay Goldstein" dedim.. "Gelin benimle.." 

Asansörle üçüncü kata indik.. Odanın kapısı açıktı. 
Hannah sırtı kapıya dönük televizyon izliyordu.. 
Hemşire ona yaklaştı, omzuna dokundu.. "Hannah"
dedi.. "Bu bay'ı tanıyor musun?" Gözlüklerini 
ayarladı bir an baktı, tek kelime etmeden..
"Michael" dedi, Michael, kapıda, kısık sesle.. 
"Hannah.. Ben Michael.. Beni tanıdın mı?.." 
"Michael" diye yutkundu Hannah. "İnanmıyorum..
Bu sensin. Benim Michael'ım." Michael
Hannah'ya doğru yürüdü yavaşça. Sarıldılar. 
Hemşire yanıma geldiğinde onun da gözleri yaşlıydı..
"Gördün mü, bak?" dedim "Yaşamda, yaşanması 
gereken herşey, er ya da geç, birgün kesinlikle yaşanacaktır."

*** 

Üç hafta sonra beni huzurevinden aradılar. 
Pazar günü bir nikah vardı.. Gelebilir miydim?

Harika bir nikah töreni idi. Hannah ve Michael 
beni nikah şahidi yaptılar üstelik. Hannah açık 
bej elbisesi içinde çok güzeldi.. Michael de 
lacivert takımı içinde hala çok yakışıklı.. 
Bir nikah tanığı olarak söylüyorum bu gözlemlerimi…

Aşklarını onsekiz yaşın heyecanı ve duygusuyla yaşayan 
76 yaşındaki gelin ile 79 yaşındaki damadın nikahında 
keşke siz de bulunsaydınız… Altmış yıl önce bittiği 
sanılan bir aşk öyküsünün, altmış yıl sonra, kaldığı
yerden nasıl filizlendiğine siz de tanık olacaktınız.

Çeviren: Nuray Bartoschek

"Seni diğerlerinden farksız yapmaya''
bütün gücüyle çalışan bir dünyada
kendin olarak kalabilmek
dünyanın en zor savaşını vermek demektir.
Bu savaş başladı mı, artık hiç bitmez"

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

Blog Arşivi