---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: osman türkoğuz <osmanturkoguz@hotmail.com>
Tarih: 20 Mart 2011 12:06
Konu: FW: SANSÜR.. ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTÂBESİ'NE.."NEREDE Mi?" diye SORMAYIN!!
Kime:
Kimden: osman türkoğuz <osmanturkoguz@hotmail.com>
Tarih: 20 Mart 2011 12:06
Konu: FW: SANSÜR.. ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTÂBESİ'NE.."NEREDE Mi?" diye SORMAYIN!!
Kime:
"ZAMAN SANA UYMAZSA,SEN ZAMANA UY!"KARAHARPOKULUNDA,CUMHURBAŞKANIMIZ GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN TÜRK GENLİĞİNE HİTABININ BUGÜNÜ ANLATAN BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERE OKUTULMAMIŞ.GENELKURMAY BAŞKANININ HABERİ OLMADAN BUGÜNLERE ADAPTE OLMAK NE MÜMKÜN!GELECEK SENE DE TÜRK GENÇLİĞİNE HİTABIN TAMAMI OKUTULMAYARAK,O GÜNÜ ÇAY PARTİLİ BİR ANMA GÜNE İNDİRGEMENİN İLK İŞARETLERİDİR TÜM BUNLAR.EY!MAKAM NE TATLI ŞEYMİŞSİN SEN!MÜZİKTE BİLE MAKAMI MUHAFAZA ETMEK ŞART DEĞİL MİDİR SAYIN SEYİRCİLERİMİZ!
Blog adresim: http://osmanturkoguz.blogspot.com/
Date: Sun, 20 Mar 2011 03:29:12 +0200
Subject: SANSÜR.. ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTÂBESİ'NE.."NEREDE Mi?" diye SORMAYIN!!
From: tuncayerciyes@gmail.com
To:
Blog adresim: http://osmanturkoguz.blogspot.com/
"BENİ İNKÂR EDECEKSİNİZ. HATTA BÜHTANLA YADEDECEKSİNİZ. HİNT'E, YEMEN'E VE MISIR'A GİDEN FİKİRLERİM, ORADA FİLİZLENEREK GELİP SİZİ BOĞACAKTIR." MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL.
"İKİ ŞEY SONSUZDUR:BİRİSİ UZAY,DİĞERİ DE APTALLIK.BİRİNCİSİNDEN O KADAR EMİN DEĞİLİM!" ALBERT EİNSTEİN.
Date: Sun, 20 Mar 2011 03:29:12 +0200
Subject: SANSÜR.. ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTÂBESİ'NE.."NEREDE Mi?" diye SORMAYIN!!
From: tuncayerciyes@gmail.com
To:
İNANILIR GİBİ DEĞİL !!.. Başkası yazsa inanmaz ve paylaşmazdım.
http://www.keremdoksat.com/2011/03/19/ataturkun-genclige-hitabesine-uygulanan-sansur/#more-5775
Epeydir evime üç gazete sokuyoruz: Hürriyet, Cumhuriyet ve Sözcü.
Bakın geçen gün Emin Çölaşan ne yazdı; dehşetler içerisindeyim ve takdiri sizlere bırakıyorum…
Atatürk'ün Kara Hârp Okulu'na girişinin önümü için önceki gün düzenlenen törende, bu yıl bir ilk gerçekleşti.
Törende öğrencilere Atatürk'ün şu sözleri okunmadı:
İstikbâlde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve hâricî bedhahların olacaktır.
Cebren (zorla) ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersânelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgâl edilmiş olabilir.
Bütün bu şerâitten daha vahim ve daha elim olmak üzere, memleketin dâhilinde İKTİDARA SÂHİP OLANLAR gaflet ve dalâlet ve hâttâ hıyânet içinde bulunabilirler.
Hâttâ bu iktidar sâhipleri şahsî menfaâtlerini müstevlîlerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler.
Haber bu kadar…
Ve bu cümleler Kara Hârp Okulu'nda atlanıyor, her nedense okunmuyor!
Genç öğrenci Mustafa Kemâl'in Hârp Okulu'na girdiği gün, her 13 Mart'ta görkemli törenlerle kutlanır. Törenlere Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ile birlikte Hârp Okulu öğrencileri katılır.
Törende sembolik bir yoklama yapılır. Mustafa Kemâl'in numarasından önceki birkaç numara ayrı ayrı okunur. O numaranın öğrencisi ayağa kalkarak "burada" diye seslenir.
Öğrenci Mustafa Kemâl'in numarası okunduğunda, Kara Hârp Okulu öğrencileri topluca ayağa kalkarak haykırırlar:
"İçimizde".
Binlerce genç Harbiyeli'nin katıldığı muhteşem bir görüntüdür.
Sonra çeşitli gösteriler yapılır ve Atatürk'ün Gençliğe Seslenişi -tam metin- okunur(du).
Iskalandı!
Çünkü o cümlelerde memleketi satan, hıyânet içinde olan iktidarlardan söz ediliyordu.
Atatürk'ün Türk gençliğine seslenişi, 1927 yılında Meclis çatısı altında, kürsüden günler boyunca okuduğu Büyük Nutuk'un sonunda yer alır.
Ve bâzı bölümleri belleklere kazınmıştır.
Atatürk, yukarıda verdiğim cümlelerin günün birinde Türk Silâhlı Kuvvetleri tarafından, hem de kendisini anma töreninde sansür edileceğini herhâlde aklına getirmezdi.
Bizler de getirmezdik!
Sevgili okuyucularım, Türkiye'de işlerin nerelere geldiğini sık sık ve üzülerek izliyoruz.
Aman iktidarı karşımıza almayalım, onu ürkütmeyelim anlayışı veya korkusu, demek ki Türk Silâhlı Kuvvetleri'ne de bulaşmış. Öylesine ki, Atatürk'ün ağzından taaa 1927 yılında çıkan sözler bile artık bu anlayış doğrultusunda makaslanıyor, sansür ediliyor.
Güvendiğimiz dağların zirvelerine karlar yağmaya devam ediyor!
Unutmayın, böyle bir olayı geçen yıl Aralık ayında yaşamıştık. Atatürk'ün Ankara'ya ilk gelişinin yıldönümü, her yıl çeşitli törenlerle kutlanır Ve o kapsamda bir garnizon koşusu yapılır. Hârp Okulu'ndan silâhları ve bayraklarıyla çıkan binlerce subay ve öğrenci, Ankara'nın ana caddelerinden uygun adım koşarak geçer.
Bunun da doğrusu "geçerdi" olmalı.
Aralık ayında Vâlilik bu koşuya izin vermedi. Gerekçesi: Trafik aksar idi! Belliydi ki, bu istek vâliliğe hükûmetten gelmiş, biz askerin izlerini ortadan kaldırırken bunları başkentin göbeğinde koşturmayın denilmişti.
Genelkurmay bunu da normâl-anlayışla karşıladı ve garnizon koşusu yapılmadı! Böyle bir şey ilk kez oluyordu.
Dün gazetelere yansıyan bir başka haber vardı.
AKP'li bakanlar bazen programlarına yetişemiyormuş. Emirlerinde çok sayıda ve en iyi cins uçaklar olduğu hâlde, başka bir uçak daha istenmiş (son günlerde Airbus firmasına kendileri için bir lüks uçak daha sipariş ettiler. Bedeli 200 milyon Dolar)!
Ve Genelkurmay'a âit bir başka VIP uçağı şimdi iktidarın emrine tahsis edilmiş. Onarım bitince emirlerine verilecekmiş.
Vallahi şu olanlara ne demeli, Türk Silâhlı Kuvvetleri için başka ne söylemeli, bilemiyorum ki!
Allah iktidarla dostluklarını dâim etsin, daha da arttırmasın! Âmin!
Emin Çölaşan – 17 Mart 2011
Mâzisini unutanın âtisi olmaz.
Dünün unutanın ise yarını hiç olamaz.
Ordusu olmayan milletin ise istikbâli nâkıstır.
Örnek mi istersiniz?
Bakın Japonya'ya…
Depremle öldüremediklerini radyasyonla nasıl "hâllediyorlar"!
Bu soykırım değil de nedir?
Bu Japonlar iki atom bombasından sonra adam olmadılar(!) ve ekonomide ABG'yi sollamaya başladılar.
Cezaları bakın nasıl da kesiliyor!
"Bizim" TSK hakkında bâzı endişelerim ve müşahedelerim vardı ama bu haber üzerine tuz biber ektirdi!
No other comment dear America and Pennsylvania.
All the best…
http://www.keremdoksat.com/2011/03/19/ataturkun-genclige-hitabesine-uygulanan-sansur/#more-5775
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTÂBESİ'NE UYGULANAN SANSÜR!
Prof. Dr. Mehmet Kerem DOKSAT
Sevgili Mekâncılar,Epeydir evime üç gazete sokuyoruz: Hürriyet, Cumhuriyet ve Sözcü.
Bakın geçen gün Emin Çölaşan ne yazdı; dehşetler içerisindeyim ve takdiri sizlere bırakıyorum…

***
Sevgili okuyucularım, dün bizim gazetede çok ilginç, çarpıcı bir haber vardı. Başka hiçbir gazetede yer almayan bu özel haberi ne yazık ki bizim gazete de, olması gerekenden küçük göstermişti. Eğer dünkü Sözcü elinizde varsa, lütfen dördüncü sayfanın sol üst köşesine bakın. Gözünüzden kaçmış, dikkatinizi çekmemiş olabilir diye bu haberi bir kez daha aynen veriyorum:Atatürk'ün Kara Hârp Okulu'na girişinin önümü için önceki gün düzenlenen törende, bu yıl bir ilk gerçekleşti.

Törende öğrencilere Atatürk'ün şu sözleri okunmadı:
İstikbâlde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve hâricî bedhahların olacaktır.
Cebren (zorla) ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersânelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgâl edilmiş olabilir.
Bütün bu şerâitten daha vahim ve daha elim olmak üzere, memleketin dâhilinde İKTİDARA SÂHİP OLANLAR gaflet ve dalâlet ve hâttâ hıyânet içinde bulunabilirler.
Hâttâ bu iktidar sâhipleri şahsî menfaâtlerini müstevlîlerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler.
Haber bu kadar…
Ve bu cümleler Kara Hârp Okulu'nda atlanıyor, her nedense okunmuyor!
Genç öğrenci Mustafa Kemâl'in Hârp Okulu'na girdiği gün, her 13 Mart'ta görkemli törenlerle kutlanır. Törenlere Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ile birlikte Hârp Okulu öğrencileri katılır.
Törende sembolik bir yoklama yapılır. Mustafa Kemâl'in numarasından önceki birkaç numara ayrı ayrı okunur. O numaranın öğrencisi ayağa kalkarak "burada" diye seslenir.
Öğrenci Mustafa Kemâl'in numarası okunduğunda, Kara Hârp Okulu öğrencileri topluca ayağa kalkarak haykırırlar:
"İçimizde".
Binlerce genç Harbiyeli'nin katıldığı muhteşem bir görüntüdür.
Sonra çeşitli gösteriler yapılır ve Atatürk'ün Gençliğe Seslenişi -tam metin- okunur(du).

Mustafa Kemâl ve arkadaşları, Hârp Okulu'nda talebeyken…
İşte, önceki gün yapılan törende o seslenişin en kritik cümleleri okunmadı!Iskalandı!
Çünkü o cümlelerde memleketi satan, hıyânet içinde olan iktidarlardan söz ediliyordu.
Atatürk'ün Türk gençliğine seslenişi, 1927 yılında Meclis çatısı altında, kürsüden günler boyunca okuduğu Büyük Nutuk'un sonunda yer alır.
Ve bâzı bölümleri belleklere kazınmıştır.
Atatürk, yukarıda verdiğim cümlelerin günün birinde Türk Silâhlı Kuvvetleri tarafından, hem de kendisini anma töreninde sansür edileceğini herhâlde aklına getirmezdi.
Bizler de getirmezdik!
Sevgili okuyucularım, Türkiye'de işlerin nerelere geldiğini sık sık ve üzülerek izliyoruz.
Aman iktidarı karşımıza almayalım, onu ürkütmeyelim anlayışı veya korkusu, demek ki Türk Silâhlı Kuvvetleri'ne de bulaşmış. Öylesine ki, Atatürk'ün ağzından taaa 1927 yılında çıkan sözler bile artık bu anlayış doğrultusunda makaslanıyor, sansür ediliyor.
Güvendiğimiz dağların zirvelerine karlar yağmaya devam ediyor!
Unutmayın, böyle bir olayı geçen yıl Aralık ayında yaşamıştık. Atatürk'ün Ankara'ya ilk gelişinin yıldönümü, her yıl çeşitli törenlerle kutlanır Ve o kapsamda bir garnizon koşusu yapılır. Hârp Okulu'ndan silâhları ve bayraklarıyla çıkan binlerce subay ve öğrenci, Ankara'nın ana caddelerinden uygun adım koşarak geçer.
Bunun da doğrusu "geçerdi" olmalı.
Aralık ayında Vâlilik bu koşuya izin vermedi. Gerekçesi: Trafik aksar idi! Belliydi ki, bu istek vâliliğe hükûmetten gelmiş, biz askerin izlerini ortadan kaldırırken bunları başkentin göbeğinde koşturmayın denilmişti.
Genelkurmay bunu da normâl-anlayışla karşıladı ve garnizon koşusu yapılmadı! Böyle bir şey ilk kez oluyordu.
Dün gazetelere yansıyan bir başka haber vardı.
AKP'li bakanlar bazen programlarına yetişemiyormuş. Emirlerinde çok sayıda ve en iyi cins uçaklar olduğu hâlde, başka bir uçak daha istenmiş (son günlerde Airbus firmasına kendileri için bir lüks uçak daha sipariş ettiler. Bedeli 200 milyon Dolar)!
Ve Genelkurmay'a âit bir başka VIP uçağı şimdi iktidarın emrine tahsis edilmiş. Onarım bitince emirlerine verilecekmiş.
Vallahi şu olanlara ne demeli, Türk Silâhlı Kuvvetleri için başka ne söylemeli, bilemiyorum ki!
Allah iktidarla dostluklarını dâim etsin, daha da arttırmasın! Âmin!
Emin Çölaşan – 17 Mart 2011
***
Sevgili Mekâncılar,Mâzisini unutanın âtisi olmaz.
Dünün unutanın ise yarını hiç olamaz.
Ordusu olmayan milletin ise istikbâli nâkıstır.
Örnek mi istersiniz?
Bakın Japonya'ya…
Depremle öldüremediklerini radyasyonla nasıl "hâllediyorlar"!
Bu soykırım değil de nedir?
Bu Japonlar iki atom bombasından sonra adam olmadılar(!) ve ekonomide ABG'yi sollamaya başladılar.
Cezaları bakın nasıl da kesiliyor!
"Bizim" TSK hakkında bâzı endişelerim ve müşahedelerim vardı ama bu haber üzerine tuz biber ektirdi!
No other comment dear America and Pennsylvania.
All the best…
Mohammed Kerem Doksato – Constantinople – Saturday, March 19, 2011
--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA