26 Kasım 2010 Cuma

[cadilarmekani], SIFADIR GONLUME GULEN GOZLERIN

Şifa`dır Gönlüme Gülen Gözlerin

Sevmem yolculukların arkasından yolcu edilmeyi, 
Bilmem neden hep acı verir bana. 
Ana baba günü gibi olur bu zamanlarda, 
Tren ve otobüs garları. 
Ayrılık şarkıları çalar bu saatlerde o zaman. 
Kimileri yolcudur uzak şehirlere. 
Kimileri de yolcu etmenin telaşındadır. 
Allah kazadan beladan saklasın diyenler, 
İndiğinde aramayı ihmal etme de diyeceklerdir. 
Gözü yaşlı analar babalar, çocuklar vardır, 
Kenarda bekleyen bir de gözü yaşlı sevgili……… 
Mektup yazmayı unutma ha derken, 
Dökülür alabildiğince göz yaşı……… 
Mendiller hazırdır zaten 
İşte o an içim acır benim. 
Ve bende çıkartır silerim 
Beyaz bir mendilin ucuyla, 
İnceden inceye kalbime akıttığım yaşları. 
O yüzden de istemem hiçbir yolculukta, 
Beni yolcu etmeye gelenleri. 
Evden uğurlanmak isterim ben…….. 
Ama çoğu zaman söylemem bile 
Ben gidiyorum diye…… 
Uzun gitmeleri de sevmem zaten, 
Ayrılık o zaman kötüdür benim için. 
Yakar kavurur Volkana döner yüreğim. 
Kalbimde hasretlerini taşırım sevdiklerimin, 
Kuş olup uçmak isterim, 
Ve bir an önce kavuşmak. 
Ama hiçbir yolculuğumda uçağa binmedim ben, 
Sakın korktuğumu falan sanmayın… 
Dedim ya ben hasretlerimi hep kuşların kanadına taktım. 
Kırlangıçlara ve martılara…… 
Benim özgürlüğümü,sevincimi taşır onlar…. 

Kuşların o sevincine inat 
Bir de gam yükünü sevmem ben. 
Hele hele bulutlarda yüklüyse. 
Onlar gam doldukça 
Ben de onlarla taşar ağlarım nedense. 
Dertlenirim, en derin hücreme kadar dolar 
Ve ardından yağmurlarla yağarım. 
Ve yağmurun arkasından gelen o toprak kokusu. 
Bayılırım buram buram sen kokan o kokuya. 
Ve seni açar toprak seni, 
Sonra sen gönlümde yeşerirsin. 
Leylaklar gibi gonca gül gibi. 
Senin açmanı severim ben 
Dört mevsim gönlümde. 
En baharından daha baharsın 
Şifa’sın gönlüme gülen gözlerinle 

Ama bir şubat soğuğu düşürdün sen, 
Dün akşam, gecenin en geç saatlerinde. 
Havanın ayazı titrerken dışarıda, 
Bir de içim titriyordu benim. 
Ve sen düştün aklıma soğuk verandalarda. 
Bir sigara içimi kadar derin, 
İç çekişlerimde soludum seni. 
İşte o an; 
Alplerin zirvesinden bir çığ gibi düşürdün, 
Ölümün soğuk nefesine. 
Ve ben düşmekten korkmam biliyorsun, 
Şayet sen varsan avuçlarımda, 
Şayet sen varsan gözlerimin, 
İlk ve son baktığım yerde 
Şayet son nefesimde seni soluyorsam. 
İşte o zaman ölmek var, 
İşte o zaman ölüm güzeldir. 
Cehennem azabında yanacaksam bile. 
Yinede ölüm güzeldir gülüm. 
Ve ben yanarken en kor ateşlerde, 
Seni kalbim de sakladım…. 
Ve sen; 
Ve sen de yanma diye, 
Kalbimi avuçlarına bıraktım. 
Baharlar bıraktım sana, sen aç diye, 
Yıldızlar bıraktım sana tac olsun diye. 
En tatlı tebessümleri, 
En içli nağmeleri bıraktım sana 
Bir karanlık yanım vardı onu aldım 
Ve sana onun yerine güneşi bıraktım bir de. 

Ama seni yanıma aldım ben, 
Son seferim de gözlerine bakarken 
Gözlerime resmettiğim son resmini aldım yanıma. 
Şifa’dır gönlüme, 
Gülen gözlerin diye………………… 

Ve seni son nefesim de seviyorum işte 


--
                 
 
 


Daha fazlası için sitemizi ziyaret ediniz




http;//.www.viranekalpler.com  









 
             
 

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

Blog Arşivi