30 Eylül 2010 Perşembe

m~a~k~a~r~n~a Önemli Olmanın Önemi ....





 
 
İlkçağ tapınaklardan birinde dehşet verici bir olay olur. Zeus’un heykeli bir gece, gizli ellerce kı...rılır, paramparça edilir. Halk öfkelenir, homurdanmaya başlar. Tanrıların öç almalarından korkarak, heykeli kıran saygısız ve küstahın bir an önce yakalanıp cezalandırılmasını ister. Kentin caddelerine tellallar çıkarılır. Haber her tarafa duyurulur. Suçlunun başına ödüller konur. Suçlu ise, yakayı ele vermek niyetinde değildir daha. Bir haftaya kalmaz, bir Tanrı heykeli daha parçalanır. Bunun üzerine halk galeyana gelir. Her tarafa nöbetçiler, gözcüler salınır. Ve üçüncü bir suçu işlemeye yeltenirken suçlu ele geçirilir. Kendisine sorulur:
"Bu korkunç suçun cezasını biliyor musun?" Suçlu umursamaz, yakalandığına memnun bir tavırla:
"Evet, biliyorum, öldüreceksiniz beni." der.
“Peki, ölmekten korkmuyor musun?"
"Korkuyorum elbet."
"Öyleyse, cezanın ölüm olduğunu bile bile niye işledin bu suçu?" Suçlu birden ciddileşir şöyle der:
"Beni burada hiç kimse tanımaz; ben herkesin gözünde bir hiçim. Ve bütün yaşamım boyunca da hep hiç olarak kaldım. Hiçbir zaman beni başkalarından ayıracak, tanıtıp ünlendirecek bir iş beceremedim. Bundan böyle de becereceğimi sanmıyorum. Ölüp hepten hiç olmadan önce, öyle bir iş yapayım ki dedim, insanlar beni tanısınlar. Ve unutmasınlar." Bir an sustuktan sonra, şöyle noktalar sözünü:
"Ancak unutulan kimseler ölür. Bence ölüm, ölümsüzlüğe ödenen küçük bir bedeldir."
Olumlu ve Olumsuz Çıkışlar: Zenginlerin tapınak, çeşme, hastane, okul, yol, köprü yaptırmaları, insanların hayrına vakıflar kurmaları, bilginlerin buluşları, yapıcı, yaratıcı yönlerini geliştirmiş sanatçıların çeşitli dallarda zamana dayanıklı kalıcı yapıtlar vermeleri, hep insanlığın yararına dönük duruşlarda önemli olma isteğini doyuran olumlu örneklerdir. Ne var ki, önemli olma isteği, insanlığın yükselmesini sağladığı gibi, bazen acı ve üzüntü verici durumlara da yol açabilir. Tanınmış bir devlet adamı olamayan, kalkar bir eşkıya olup çıkar ortaya. Yasadışı yollardan, olumsuz işler yaparak, hatta etrafa dehşet saçarak sivrilenler çoktur.
Hastalıkla Ayrıcalık Kazanma: Bazı durumlarda önemli olma isteği, hasta olarak bütün ilgi ve sevgiyi üstüne çekme şeklinde görülebilir. Evlenmekte biraz geciktiği için evde kalma korkusuna kapılan güzel bir kadın, nihayet hastalanır. Kendini tamamen annesinin sevgisine ve ilgisine bırakır. Yaşlı kadın tam on yıl kızına bebek gibi bakar. Ve artık bu yükün altında dayanamayarak ölür. Hasta kız bir hafta sonra iyileşir ve nazlanacak, dayanacak kimse kalmadığından, kendi ayakları üzerinde durarak yaşamaya başlar.
Son Çare Delilik: Önemli olma isteği, bir şekilde doyurulamadığında, insan son çare olarak deliliğe sığınarak kendince bir çözüm bulmaya çalışır. Ya şizofrenlerde olduğu gibi dış dünyayı toptan yadsıyarak sorunlardan hepten sıyrılmış olur. Ya da kendi yarattığı bir dünyada kendine önemli bir yer ve rol vererek sorunu çözer. Paranoyaklarda olduğu gibi herkesten kuşkulanır.
Önemli olma isteği ancak "pozitif yatırımlar" diye niteleyebileceğimiz, "önce kendine" ve dolayısıyla başkalarının hayrına, yapıcı, yaratıcı yönde başarılarla sağlıklı bir şekilde doyurulabilir. Ve bizi insan ilişkilerinde daha dikkatli, saygılı ve sorumlu davranma konusunda uyarır.

-

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

Blog Arşivi