30 Eylül 2010 Perşembe

[cadilarmekani], Kadın yönetici olmak zor mu?

TÜRK YÖNETİCİLER KRİZ KONUSUNDA UZMAN...
"İnsanların beni uzak hissettikleri dönemler olmuştur, zaman zaman kendimi çekmiş olabilirim, benim için ''cool'' denmiştir ama şimdi biraz daha farklıyım."

Bu cümleler Ümran Beba''ya ait. O gerçekten söylediği gibi farklı görünüyordu. Yaklaşık 30 yıllık deneyiminin yüklediği ağır, ciddi bir duruşu vardı ama yüzünden gülümsemesi de hiç eksik olmadı konuşurken... "Zamanın hızla bir iletişim ustası yetiştirdiği belli" diye düşünüyorum röportajı yayına hazırlarken...

PepsiCo International Doğu Akdeniz İş Birimi Genel Müdürü Ümran Beba, 1982 yılında Robert Kolej''den mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği''nde okumuş. Aynı üniversitede işletme alanında lisansüstü eğitimini tamamlamış. İş hayatına 1986''da Barem Pazar Araştırma ve Eğitim Merkezi''nde adım atmış. Başer-Colgate''de çalışmış ve 1994''te de Frito Lay Türkiye bünyesine katılmış. Pazarlama, insan kaynakları, satış-pazarlama direktörlüğü görevlerini yürütmüş sırayla ve genel müdürlük görevine atanmış. Üç yıl sonra da bugünkü görevini devralmış.

Bizim 6 cümleyle özetlediğimiz bu koca zamana pek çok başarıyı da sığdırmış Ümran Beba; çeşitli kampanyalara imza atmış, satışları katlamış, kar ve pazar payı göstergelerini yükseltmiş. Bugün araştırmalar O''nu, Türkiye''nin ''en güçlü iş kadınları'' arasında gösteriyor...

Gerçekten ''en güçlü kadın'' gibi hissediyor musunuz? Sizce başarınızın arkasında yatan ne?

Güçlü iş kadını sıralamalarını son dönemde çok görüyorum. Hem profesyonel dünyada hem de aile şirketlerindeki kadın yöneticilerin daha fazla gündemde olması sevindiricisi ama belki sıralamayı ikiye ayırıp bir profesyonel bir de aile firmaları için yapmakta fayda var çünkü bence ikisi biraz farklı. Oradaki güçlü kadın imajı nedir, güç nereden geliyor diye baktığımızda şunu söyleyebiliriz; Ekiple birlikte hedefe yönelik çalışmak ve biraz da sabır gerekiyor. Hepimizin kariyerinde kendimizi daha az iyi hissettiğimiz zamanlar olmuştur. Eğer o dönemlerde olayın yönünü çok fazla değiştirmeye çalışırsak kariyer olumsuz etkilenebiliyor. Onun için biraz sabır da gerekiyor.

Pazarlama, İK ve satış, bu üç alanda çalışmak avantaj oldu mu?

Pazarlamadan insan yönetimine geçmem büyük bir artı kazandırdı. Kendimi zorlayıp, stilimi değiştirmeme de yardımcı oldu. Pazarlamada dış dünyaya odaklı bir işle uğraşıyorsunuz, insan kaynaklarında şirketin tamamını görmek zorundasınız, bölümler arasındaki ilişkileri, değişik özellikteki insanları... Tüm bunları öğreniyorsunuz. Kişinin kendini töprülemesi açısından da iyi bir süreç oluyor aslında.

Bir yöneticinin dikkat etmesi gereken en önemli alanlardan birisi insan kaynakları mıdır?

Süreci oturtmak belki İK''nın işi ama sonuçta bunu hayata geçiren, sürdüren yöneticinin kendisi. Dolayısıyla yönetici süreci sahiplenirse daha etkin gidiyor işler ama İK''nın sürekli müdahalesi gerekiyorsa süreç tam olarak yerine oturmamış, yönetici sahiplenmemiş demektir. Sahiplenen yönetici hemen belli oluyor. Departmanındaki memnuniyet oranı yüksek çıkıyor. Yanında çalışanlar yetişiyor, yeni görevlere atanıyor.

"İnsanlarla uğraşmak yorucu" deniyor...

Ekibinizde doğru kişiler varsa çok yorucu olmuyor. Aynı vizyona koşan, doğru değerleri yaşayan ve sonuçları getiren bir ekiple büyük problemler yaşanmıyor. Şu anda uygulamaya çalıştığım bir sistem var. Beraber çalıştığım kişilerle ayda bir saat konuşmaya çalışıyorum, onların gelişimini değerlendiriyoruz. Bir bakıma koçluk. Verimin arttığını görüyoruz.

Aslında keşke en başında çalışacağımız kişileri doğru seçebilsek çünkü bu işi yüzde 50 kolaylaştırıyor. Bir de seçtiğiniz kişinin kültüre adapte olması gerek. Bazen çok iyi iş getiriyor ama kültür içinde ya ekibiyle ya da benzer pozisyonda olan biriyle çalışamıyor. Bu tip durumlar yorucu olabiliyor.

Nasıl bir yönetici olduğunuzu düşünüyorsunuz?

İnsanları dinlemeye yatkın bir yapım var. Önce dinleyip anlamaya gayret ediyorum sonra ''Birlikte nasıl yapabiliriz, nasıl sonuca ulaşabiliriz?'' diyerek demokratik tavrımı ön plana çıkarıyorum. Planlı programlı çalışmayı seviyorum. Herkes sorumluluklarını bilsin istiyorum.

Peki, "Bu benim zaafım" dediğiniz bir yönünüz var mı?

Kadınlar, yönetime ilk girdiği zamanlarda duygularını gizleyip uzak bir profil çizebiliyor. Ben ilk on ya da on beş sene kendimi tüm duygularım ve düşüncelerimle ortaya koyma noktasında çekingen davrandım. Zaman zaman ''fazla profesyonel'' diye eleştiriler aldığım oldu. İnsanların beni uzak hissettikleri dönemler olmuştur. Ben de zaman zaman kendimi çekmiş olabilirim. Benim için ''cool'' denmiştir. Bazen ben de kendim için bu kelimeyi kullanmışımdır. Şimdi biraz daha farklı olduğumu düşünüyorum. Ama o samimiyeti eskiden daha fazla gösterebilirdim.

Kriz anlarında nasıl hareket edersiniz? Çabuk öfkelenir misiniz?

Çok çabuk öfkelenen biri değilim ama benim de belli bir noktada birikebilir ve taşabilir. Ancak o noktanın gelmesi çok kolay değil. Kriz dönemlerinde sakinliğimi koruyan bir yapım var. Zaten pek çok şey yaşıyoruz Türkiye''de, deprem, ekonomik krizler... Biz Türk yöneticiler olarak krizler konusunda uzman olduk sayılır. Bu dönemlerde ekibimizin bir arada durması çok önemli. Ayrıca pek çok kez söylenmesine rağmen aynı hatalar yapılıyorsa ya da fazla kargaşa, düzensizlik varsa bu beni gerçekten yorabiliyor.

Bugün bulunduğunuz yerden memnun musunuz?

Memnunum. Benim bir kaç hedefim vardı. Onları realize ettim. Şu anda uluslararası alanda tecrübem gelişiyor. Ben hep kariyerim boyunca Türkiye''de çalıştım. Bundan sonrası için ne olur; ya Türkiye içinde fırsatlar çıkabilir ya da yurt dışında. Yurt dışında çıkarsa değerlendirebilirim.

Bir gün bu koşuşturmaya "dur" diyebilecek misiniz?

Benim biri 5 diğeri 2 yaşında iki oğlum var. Onlarla vakit geçirmeye çalışıyorum. O düzen ve denge çok önemli. Daha aşırı çalışmaya yönlendirecek, ayrı kalmaya sürükleyecek bir düzen istemiyorum. Profesyonel hayata bir nokta konabilir ama hiçbir şey yapmamak da zor. Benim akademik ilgim de zaman zaman ortaya çıkıyor. İnsanların gelişimine, eğitime katkı verebileceğim bir görev alabilirim. ''30 yıllık tecrübenin birileriyle paylaşılması gerek'' diye düşünüyorum ya da çocuklarla veya eğitim ile ilgili sosyal sorumluluk projelerine yönelebilirim.

KADINLAR DAHA FAZLA DUYGUSAL GELGİT YAŞIYOR

Kadın yönetici olmak zor mu?

Erkekler zorunlu olarak iş hayatına atılıyor, evini geçindirmek gibi kültürel bir yetişme tarzları var. Bu nedenle yapıları sonuç, iş odaklı oluyor. Kadınlarda evlenmek, anne olmak, birini yetiştirmek gibi doğal özellikler ortaya çıkıyor. Kadınların kişiler arası iletişimde demokratik özellikleri sergilemeye eğimli olduğunu düşünüyorum. ''Herkesin fikrini alalım, sonuca ulaşalım'' diyebiliyorlar. Dinleyiciler, biraz daha sabırlı ve detaycılar. Duygusal zekâ biraz daha işe yansıyor. Kadınlar, daha fazla duygusal gelgit yaşıyor. Özellikle aile düzeni, çocuk varsa kadının kafası yoğun oluyor.

"İyi bir iş kadını" dediğiniz isimler var mı?

Bizim kendi CEO''muz Indra Nooyi iyi bir örnek, aynı şirket içinde ve en üst seviyede. Güler Hanım''ın (Sabancı) adını değişik sıralamalarda görüyoruz. Bu da bizim için gurur kaynağı oluyor. Bazen arkadaşlarla bir araya geldiğimizde ''keşke zaman zaman kadın yöneticiler buluşsa, bazı konuları tartışsa" diyoruz. Türkiye''de böyle bir network oluşturmak istiyoruz. Bir çatı gerekiyor. Başlangıçta üç ayda bir, birkaç saat bir araya gelinse yeterli aslında...

PepsiCo içinde durum nasıl?

Genel olarak baktığımızda Türkiye bu anlamda önde. Bizim şirketimizde şu an yüzde 39 oranında kadın yönetici var. Bu Avrupa ve dünya sıralamasında çok iyi. Orta Doğu Afrika''da düşüktü. Orası için de kadın yöneticileri geliştirme projesi başlattık. 

ÇOCUK FİLMLERİ EZBERE ANLATIRIM

Boş vakitlerinizde, varsa, neler yapıyorsunuz?

En büyük hobim halk oyunlarıydı. Zamanla azaldı. Kitap okuyorum. Çocuklarla resim, spor yapıyoruz, dans ediyoruz. Aslında daha çok çocuklar ile birlikte keyif alınabilecek şeyleri yapıyoruz. Benim bugün en çok bildiğim şey çocuk filmleri diyebilirim. Ezbere anlatabilirim.

Çocuklarla iletişiminiz işe nasıl yansıdı?

Duygular biraz daha öne çıkıyor. Galiba biraz kargaşaya ve dağınıklığa alışıyorsunuz. 

EKİP İÇİNDE VAR OLMAK ÖNEMLİ

Kimlerle çalışmak istersiniz?

Kişinin kendisini tanıması çok önemli. Güçlü, gelişmesi gerekli yönlerini bilsin, kabul etsin. Dinlemeye açık olmalı. İnsanlara karşı saygılı olmak, bir ekip içinde var olabilmek de çok önemli.

Türkiye''de istihdam artacak mı?

Türkiye''de işimiz büyüyor ve alımlarımız oluyor. Önümüzdeki sene de olacak. En büyük alım, işin büyümesine paralel, satışta ve üretimde kaydediliyor. Yönetim kadrolarında da oluyor.

ÜRDÜN''DE ANKARA HAVASI VAR

Türkiye''de tuzlu çerez/cips; Ürdün, Lübnan, Suriye ve Irak''ta içeceklerden sorumlusunuz. Tüketici davranışları, iş gücü farklı değil mi?

Beş ülkenin de kendine has özellikleri var. Suriye''yi Adana''ya benzetiyorum. Ürdün''de Ankara havası var. Ürdün''de kadın çalışan, yönetici bulmak zor. Lübnan zaten zor bir ortam. Sürekli savaşların yaşandığı bir bölge. Ancak yine de bizim için büyüyen bir pazar.

Irak ve Suriye...

Irak da tüketim var ama kuzeyi hariç çok fazla gidip göremiyoruz. Güvenlik ortamı zorlayıcı ama orası da yine de sürekli bir büyüyen pazar. Güvenlik sağlansa daha da hızlı büyüyecek. Suriye''de de tüketim gelişiyor. Orada işin başındayız. Pazarlamanın aktif yapılabileceği günler gelecek. Her şey yeni başlıyor.

NOOYI''NİN ATAMASI

Yeni CEO''nuz Hintli Indra Nooyi''nin tam da Hindistan''da ürünlerin yasaklandığı bir dönemde atanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim şirketimizde bir kişinin bir noktaya gelebilmesinin bazen 5 bazen 10 senelik geçmişi oluyor. O kişi pozisyona hazırlanırken pek çok yoldan geçiyor, pek çok kişinin onayı alınıyor. Dolayısıyla bu atamanın o konuyla ilişkisinin olması bir tesadüften öte değildir. Zamanlama tesadüf. Görev çok önemli, anlık değişimleri taşıması mümkün değil...

BEBA’DAN GENÇ YÖNETİCİLERE TAVSİYELER

- İyi bir eğitim alt yapısı şart
- İngilizce çok önemli
- Kendinizi geliştirmeye açık olun
- Dinlemeyi, ne istediğinizi bilin
- Sabırla ilerleyin
- Fırsat sunulduğunda hızla değerlendirin
- Beş sene içinde zengin tecrübe edinmek gelecek açısından iyi
- Ekip çalışmasına yatkın olun.

 
Yazan : Betül Yüzüncüyıl Tavlı
Kaynak : www.insankaynaklari.com
"dosteli"
"Seni diğerlerinden farksız yapmaya''
bütün gücüyle çalışan bir dünyada
kendin olarak kalabilmek
dünyanın en zor savaşını vermek demektir.
Bu savaş başladı mı, artık hiç bitmez"

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

Blog Arşivi