17 Haziran 2010 Perşembe

m~a~k~a~r~n~a HIRKA GİYEN ////SİTECİK



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------: AmerikadakiAyyildiz@yahoogroups.com, daughters_of_ataturk <Daughters_of_Ataturk@yahoogroups.com>, Ingiltere ADD <yonetim@ataturk.org.uk>




 

 Nazar etme n’olur, GÖTÜR, senin de olur...
       
    
Başbakanın sitesi ve etrafındaki ÇİN SEDDİ züğürdün çenesini yoracak amaJ
    

  

Başbakan'ın Üsküdar Çamlıca'daki havuzlu sitesi.

 

Bu başarıyı herkesin görmesi ve Türklerin isterlerse neleri


 

Başarabileceklerini anlamaları için herkese gönderilmeli!


    
Necati Doğru

    
Yazara ulaşmak için : ndogru@gazetevatan.com

  
Başbakan’ın villaya taşınması bir destandır!
Başbakan’ın ailesinin her ferdine İstanbul’un Kısıklı’sında ayrı ayrı 5 tripleks (üçer katlı) villa birden alarak “villalı hayata” atlaması “yenilmişliğin yenmişliğe dönüşmesi ve gelişmesi”dir.

Destanlık başarıdır.

Destanı yazılmalıdır.

Marşı da bestelenmelidir.

Nasıl ki Cumhuriyet’i ilk kuranların, yokluktan yoksulluktan kurtulmanın haykırışı olarak şair Behçet Kemal Çağlar ile Faruk Nafiz Çamlıbel’e sözlerini yazdırdıkları; “Çıktık açık alınla on yılda her savaştan (...) Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan” diyen “10. Yıl Marşı” yazıldı, şimdi bunun yanına bir “80. Yıl Marşı”nı koymanın zamanıdır.

Yeni şairler bulunmalı.

Yeni marş yazılmalıdır.

Sözleri şöyle olabilir:

“Çıplaktık!

Hamama girdik nalınla!

Mağduriyeti yendik.

20 yılda...

Villalarla ördük hayatı paha biçilmez malımla.”
***

Gerçekten de 20 yıl önce Başbakan, belediye başkanı olmadan önce, partisinin İstanbul İl Başkanı iken; tapusuz araziye ev yaptığı için kondusunu yıkmaya gelen dozerleri önce Atatürk posteri ve Türk bayrağı göstererek; olmadı taş atarak, zırhlar giymiş çelik kalkanlı polisi de geri püskürterek korumaya çalışan milyonlarca garipten-gurebadan biriydi. 15 yıl önce Kasımpaşa’da sahibinin adı Hasan Basri Yıldız (şimdi Denge Araştırma şirketinin Başkanı) olan 2 katlı kâgir bir evde kiracı olarak oturuyordu, çamlıca da Ali isimli bir arkadaşından 77 model reno arabasını bir kaç saatliğine almak için günler öncesi rica ediyordu.

Sonra Üsküdar’a taşındı.

Üsküdar’da Emniyet Mahallesi’nde partinin İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi ve gıda toptancılığından zengin Reşat Sözen’in binasında oturmaya başladı.

15 yıl rüzgâr gibi geçti.

İstanbul Çamlıca sırtlarında Allah’ın bahşettiği yeşil rengin ne kadar çok tonu varsa hepsinin bulunduğu ve Kısıklı halkının “yeşilin göbeği” diye tarif ettiği eski bir köşkün arazisinde yapılan 10 villadan 5’ine Başbakan talip oldu.

Haber halktan gizlendi.

Fakat satın alındı villalar.
***

20 yıl gibi kısa bir zamanda 2 katlı kâgir evden 3 katlı önünde yüzme havuzu, bahçe kapısında özel korumalı, sabah bülbül sesleriyle uyanılan villaya taşındı.

Başarı öyküsüdür.

Ne öyküsü be...

Destandır...

Türkiye’de garipliğin-gurebalığın “kader olmadığının”, insanın hem politikanın en yüksek mevkilerinden biri olan başbakanlığa yükselebileceğinin, hem de zenginlerin cenneti dünyada inşa etme becerisinin somut adımı sayılan villalı hayata geçebileceğinin somut göstergesidir.

Başbakan ispatladı:

Türkler başarabilir.

Yenilmişliği yenebilir.

Türkiye’de bir aile babası, 20 yılda kiracı olarak oturduğu kâgir evden kendi malı 1,5 milyon dolarlık villaya geçebilir. Sadece kendisini değil, ailesini de villalı yaşama geçirebilir. Tabii bunun için turizme açılacak araziler için yapılacak ihalelerde dönemin turizm bakanı Erkan Mumcunun istifasına neden olan ihaleleri kendi istediklerine vererek karşılındaki komisyon  için görüş ayrılığına düşebilir. Bunlar atlatılamayacak ufak görüş ayrılıklarından ileri gitmez...

Bu, destan değilse nedir?
***   

Başbakan nasıl başardı?

Ne yaptı, nasıl yaptı?

Kriz yılında villaya taşındı.

Anlatılmalı ve yazılmalıdır.

Gazetelere röportajı, üniversitelerin iktisat fakültelerine dersi, camilere vaazı konulmalıdır.

Yoksulluğun kökünü kazımak için “Başbakan’ın yenilmişlikten yenmişliğe dönüşüm modeli” her garibin, her gurebanın, her fakirin, her fukaranın bellemesi için “hızlandırılmış kurslar” düzenlenmelidir. Az gelişmişliğin sosyolojisi üzerinde çalışan Hindistanlı profesörler açıkça söylüyor ki, yoksulluğu bitirmek için kitlesel eğitim şarttır. Dolansıyla Türkiye’nin önüne altın bir fırsat çıktı.

Uyarıyorum!

Fırsat araya gitmesin!

“Başbakan nasıl villalandı” adlı kitlesel eğitim dersi müfredata girsin! Hatta set içindeki siteye uzanan başarının  hikâyesi  olarak ekonomi dersi içine alınsın.

 

 

 

 

 


 


__._,_.___
 


Hotmail has tools for the New Busy. Search, chat and e-mail from your inbox. Learn more.



--
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

Blog Arşivi