29 Aralık 2010 Çarşamba

m~a~k~a~r~n~a İttifaklar ve İç Savaş

İttifaklar ve İç Savaş
Bülent ESİNOĞLU
Amerika'nın Türkiye için ön gördüğü "yeniden yapılanma" işini çok
önceden planladığı ve plan üzerinde her geçen gün daha da dikkatli
ilerlediği artık elle tutulur, gözle görülür hal aşmış durumdadır.

1996'lı yıllarda Mevcut iktidarı Amerika organize ederken, bu
iktidarın kimler ile ittifak içinde iktidara taşınabileceğini, o günün
şarlarına göre düzenlemişti.
Kısaca hatırlar isek, Liberal sermaye, Kürt Feodalitesi ve dinci
tarikatlar bir araya gelerek, Amerika'nın da patronajında bu iktidarı
oluşturmuşlardı.

Recep Tayyip Erdoğan bu kuvvetlere dayanarak bir dönem yol aldı.

İkinci dönem, yani 2007 Haziranından sonra, yavaş yavaş liberalleri,
özellikle de kendisine kültürel destek veren liberal aydınları
dışlamaya başladı. Aydın Doğan Medyası ile olan işbirliğine son verdi.

Kürt burjuvazisinden ve sahte soldan devşirdiği aydınlar ile yandaş
medyayı kurarak, daha önceden örgütlü, ancak dış kaynaklar ile yeterli
ilişkisi olmayan, kendi sermayesini dışarı ile ilişkilendirerek,
liberal sermaye desteği yerine, İslami sermayenin desteğini
güçlendirmiş oldu.

TÜSİAD artık ikincil konuma taşındı.

Hem birinci dönemde, hem de ikinci dönemde Cemaat ile PKK'nın arası
pekiyi değildi. Hâlbuki hem cemaat hem de PKK'nın uzantıları
Amerika'nın ortaya koyduğu iktidarı destekliyorlardı. Ancak kendi
aralarında Güneydoğu halkının ele geçirilmesi kavgası da paralel
olarak devam ediyordu.

Şimdi geldiğimiz yer çok önemlidir.
Cumhuriyete karşı savaşan iki kuvvet, bundan böyle kendi aralarındaki
nüfuz savaşına son verdiler.

PKK ile Cemaatin görüşmeler sonunda birlikte hareket etme kararı
aldığı olgular ile açığa çıktı.

Artık PKK, bölgedeki Cemaatin imamlarını öldürmeyecek, Cemaat de, KCK
operasyonlarını durduracak.

Özetle, Cemaat'in PKK'ya götürdüğü teklifte, "sizde ordu ve ulus
devlet ile savaşıyorsunuz, biz de aynı güçler ile savaşıyoruz.
Birlikte savaşmamız ulus devletin daha çabuk yıkılmasını sağlar."

Bu birlikteliğin ilk meyvesini da birlikte eylem yaparak gösterdiler.
Son türban eylemlerinde ki sloganlar " türbana özgürlük, Kürtlere
özgürlük" diyerek ittifaklarını kutlamış oldular.

Amerika'ya dayanan, Amerika'ya bağlı iki kuvvet kuvvetlerini
birleştirmiş oldu.

Peki, bu durum hangi sonuçları doğuracaktır?

1) Büyük şehirlerde barış içinde birlikte yaşayan, doğu kökenli 5-7
milyon Kürt nüfuzu ittifakın etki alanına alabilmek ve bu kesimi ulus
devlete ve orduya karşı kullanabilme olanağını sağlamış olacaktır.
2) Amerika'nın kendine bağımlı bu iki kuvveti gladyo vasıtası ile daha
kolay kullanmasını sağlayacaktır.(tek merkezden yönetim)
3) Amerika'nın 2011 yılında Türkiye için öngördüğü iç savaş planı bir
adım daha ileri gitmiş olacaktır.
Amerika'nın Türkiye'nin sınırlarını ve rejimini yeniden yapılandırmak
için sürdürdüğü planın hayata geçip geçmeyeceği bu plana olan güçlerin
direnişine bağlıdır.

Son "Demokratik Özerklik" meselesinin ortaya konulması, Amerika'nın
direnen güçlerin direnme sınırlarını test etmeye yöneliktir. Kimler ve
hangi kurumlar nereye kadar direnecekler bunu anlamaya çalışmaktadır.
29.12.2010, bulentesinoglu@gmail.com


--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!

"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...

Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...

Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

Blog Arşivi