31 Ağustos 2010 Salı

m~a~k~a~r~n~a Serbest radikaller ve hastalıklar




 

 

 

Serbest radikaller ve hastalıklar

   
 
Modern yaşamın, sanayileşmenin ve teknolojinin ürettiği serbest radikallerden biraz da olsa uzaklaşmaya ve daha sağlıklı yaşayıp, geç ve dinç yaşlanmak için elimizden geleni yapmaya başladık. Şimdi moda akım, doğaya dönüş!

Doğadan uzaklaşmaya, endüstrileşmeye ve teknolojiye esir olmaya başladıkça, hayatımızı nasıl bir kaosa çevirdiğimizin nihayet farkına vardık. İltihaplar, yaşlanma, ilaçların yol açtığı hasarlar, dejenaratif artrit, bağışıklık sistemindeki bozukluklar, kanser ve kardiyovasküler hastalıklar gibi olumsuz fizyolojik rahatsızlıklardan serbest radikallerin sorumlu olduğu biliniyor. Modern yaşamın, sanayileşmenin ve teknolojinin ürettiği serbest radikallerden biraz da olsa uzaklaşmaya ve daha sağlıklı yaşayıp, geç ve dinç yaşlanmak için elimizden geleni yapmaya başladık. Şimdi moda akım, doğaya dönüş! Ancak uyguladığınız yeni yöntemlerin, aldığınız besinsel ya da bitkisel desteklerin ne kadarını tanıyor ve bilinçle yapıyorsunuz?

SERBEST RADİKAL NEDİR?

İnsan vücudundaki her hücre günde ortalama 10 bin serbest radikalin saldırısına maruz kalıyor. Yaşam tarzınızı değiştirseniz ya da çevreden maruz kaldığınız toksinleri, kirleticileri, ağır metalleri ve diğer tehlikeli maddeleri tümüyle ortadan kaldırsanız bile, serbest radikallerden tümüyle kaçmanız olanaksız. Antioksidan savunma sisteminiz yeterince iyi çalışmaz ve antioksidan besinleri yeterince tüketmezseniz ya da antioksidan etkili ek desteklerden yararlanmazsanız serbest radikaller hücrelere zarar verir ve birçok hastalığın başlangıcına zemin hazırlar. Serbest radikaller nefes aldığınızda ve yemek yediğinizde bile meydana gelir. Sigara içerken, hava kirliliğinden, egzoz gazlarından ve sulardan bedeninize girer.

KİMDİR BU ZARARLI RADİKALLER?

Vücutta metabolik işlemler sonucunda oluşan hidrojen peroksit veya yağlı besinlerin yüksek sıcaklıkta işlenmeleri, pişirilmeleri sonucu oluşan lipit peroksit en zararlı serbest radikallerdir. Bu bileşikler oksidatif stres adlı kimyasal işlemlerle genetik materyal DNA'yı hasara uğratarak hücre ölümünü artırır. Bu durumu en güzel cilt yaşlanmasında görebiliriz. Bu durumu engellemek, dejeneratif hastalıklara erken yaşlarda yakalanmamak ve hücre hasarını aza indirmek için yaşla birlikte güçsüzleşen antioksidan savunma sisteminizi güçlendirmelisiniz.


ANTİOKSİDAN BESİNLER YAŞLANMAYI GECİKTİREBİLİR

Serbest radikaller bedeninizin antioksidan aktivitesinden daha yoğun olduklarında bir dengesizlik oluşmakta ve hücrelerinizde oksidatif hasar meydana gelir. Yani serbest radikallerin üstün gücü antioksidan potansiyelinizden fazlaysa hücreler yaşlanır. Yaşla birlikte vücut daha fazla serbest radikale maruz kalır ve daha fazla üretir. Diğer taraftan bedeninizin doğal antioksidan üretimi yaşlandıkça azalır. Bazı uzmanlara göre antioksidan üretimi 25 yaşından itibaren yavaşlar.

Antioksidanların serbest radikallerle savaşma yetenekleri farklıdır. Ne kadar güçlü ve etkili olurlarsa antioksidan kapasite güçleri de o kadar fazladır. Bu nedenle her besin aynı güçte antioksidan etki göstermez. Tufts Üniversitesi'nde yapılan çalışmalarda hemen hemen her besinin ORAC değeri araştırılmış ve sebze ve meyvelerin en yüksek antioksidan içeriğine ve ORAC değerine sahip oldukları bulunmuş. Ancak henüz çoğu kişi günlük önerilen beş porsiyon sebze ve meyveyi tüketmedikleri için bu doğal antioksidanların gücünden mahrum kalıyor.

DOĞA ANTİOKSİDAN GÜÇLER

Brokoli, marul, ıspanak, domates, lahana, kayısı, havuç, kırmızı ve yeşil biber, kırmızı şarap üzüm çekirdeği, soğan, pırasa, kuşkonmaz, erik, ıspanak, çilek, vişne, kırmızı üzüm, yeşil ve siyah çay....

NE KADAR ORAC DEĞERİNE İHTİYACINIZ VAR?

Yapılan çalışmalarda günde yaklaşık üç-beş bin ORAC değerine sahip besin tüketildiğinde antioksidan bedenin kapasitesinin güçleneceği ve serbest radikal hasarından yeterince korunacağı belirtiliyor. Ne yazık ki, fast-food diyetlerle sadece bin 200 ORAC değeri tüketiliyor. Bu da yaklaşık günde üç porsiyon sebze ve meyve anlamına geliyor. Bu nedenle daha sağlıklı beslenmek, daha dinç olmak, serbest radikallerin dejeneratif hastalıklara yol açan etkilerinden kurtulmak, daha genç ve sağlıklı yaşlanmak için mutlaka ORAC değeri yüksek sebze ve meyvelere diyetinizde yer verin.

HER ZAMAN TAZESİ DEĞİL

Antioksidan güce sahip olan ve ORAC içeriği yüksek olan besinler sadece taze sebze ve meyveler değildir. Örneğin; taze eriğin ORAC değeri 9,49 iken, kuru erikte bu değer 57,7'dir. Yine taze üzümün ORAC değeri 4,46 iken, kuru üzümünki 28,3'tür.




 

 




 

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

Blog Arşivi