27 Şubat 2010 Cumartesi

m~a~k~a~r~n~a Ortaklardan biri diğerini tasfiye mi ediyor?

Ortaklardan Biri Diğerlerini Tasfiye mi ediyor?
Bülent ESİNOĞLU
1996'lı yıllarda, AKP iktidarı Amerika tarafından inşa edilirken,
bazılarının kutsal ittifak diye tanımladığı bir ittifak
oluşturulmuştu. Bölücüler, işbirlikçi liberal sermaye ve Tarikatlar.
TÜSİAD hem 2002, hem de 2007 seçimlerinde AKP'nin tam destekçisi oldu.
Ekonomik alanda ideoloji serbest pazardı, siyasi alanda ideoloji
Siyasal İslam'dı.
İslami sermaye, işbirlikçi liberallerden emperyalizm ile mali ve
ticari işbirliğini öğrendikçe güçlendi. İslami sermaye içerdeki
liberal sermayeye bağımlı olmak yerine, aracı olmaksızın yabancı
ortakla doğrudan çalışmayı benimsedi.
Sıra kutsal ittifakın liberal kanadına hükmetmeye geldi. Ortaklık
yerine ortağına hükmetmek, ne de olsa daha sağlıklı bir yoldu.
İçinde yaşadığımız süreç; geniş tabanlı sermaye hâkimiyetinden daha
dar, sayıları daha az bir sermaye grubunun hükmettiği bir düzene doğru
gidiliyor.28 dolar milyarderi de bunu gösteriyor
Zaten faşizmin inşası da bu yolu izler. Hitler faşizminin oluşması da
böyle olmuştur. Hitler faşizmindeki tek fark; sermeyenin tamamı
yerliydi.
Bizdeki faşizmin inşa sürecindeki sermaye gruplarının hepsi yabancıya
dayanmaktadır.
Tayyip, Doğan Grubuna-aslında TÜSİAD' a - demektedir ki, şu şu
yazarları artık gazetende çalıştırma. Çünkü onlar benim düşündüğüm
gibi düşünmüyorlar. Bazen de muhalefet yapıyorlar.
İktidarın asıl yapımcısı Amerika'nın taleplerine karşı bazı liberal
yazarların karşı durması iktidarın asıl sorumlusu AKP'nin işini daha
da zorlaştırmaktadır.
Faşizm ihtiyacı buradan doğuyor. Amerika'dan talepler var. Halkın
çıkarlarına uygun olmayan bu talepleri karşılamak için çatlak sesleri
susturmak gerek. Tam bu sırada Tayyip TÜSİAD' a diyor ki; eğer
iktidarın ortaklarından birisiysen benim dediklerimi yapacaksın.
Yoksa...
TÜSİAD' dan Boyner, Tayyip ile yatıkları toplantıdan çıktıktan sonra
" yapılacak çok ev ödevimiz var" demişti.
Faşizmin emri altına alınmak istenen liberal sermayenin sadece
gazetecileri değil, o sermayenin kendisidir.
Faşizm bir sermaye zümresine ve silahlı bir güce dayanmadan
sürdürülemez. 210 bin kişilik kolluk güçleri ve yeknesak bir sermaye
gurubu tamamlandığında faşizmin tüm kurumları tamamlanmış demektir.
Bir ülkede emperyalizm ulusal pazarları kontrol ediyorsa orada faşizm
zorunludur.
Halk bunun neresinde derseniz. TEKEL'de İtfaiye işçilerinde,
işsizlerde kendini dayatmaktadır. Halkın bu düzene karşı koyacak,
emperyalizm ile işbirliği yapmayan bir önderliğe ihtiyacı vardır.
27.2.2010, bulentesinoglu@gmail.com

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!

"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...

Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...

Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

Blog Arşivi