19 Eylül 2012 Çarşamba

makarna | HER ÇÖP YENİ BİR HAYALDİR ..



HER ÇÖP YENİ BİR HAYALDİR


Son zamanlarda devamlı onlara rastlıyorum, sanki çoğaldılar. Belki de bana öyle geliyor, "algıda seçicilik" yaşıyorum.
 
"Her çöp yeni bir hayaldir" yazıyordu. Mahallenin yıkılmaya yüz tutmuş evlerinden, naylonla kapatılmış pencerelerinden bahsediyor, çöpten çıkan eşyalarla döşeli o tek odayı anlatıyordu. Zorluklarını, kuracakları derneklerini, belediyelerle olan çatışmalarını dile getiriyordu "çöp toplayıcısı." Ve hatta çöpten topladığı kitaplarla bir kütüphane yaptığını söylüyordu.
Çok önceleri okuduğum bir röportajdan aklımda kalanlar sadece bunlar. Keşke tekrar bulabilsem yine aynı saygıyla seve seve okurum.
 
Şimdi onlara her rastladığımda yaşantıları ile hayal ediyorum. Yolları çamurlu bir mahalle, tek katlı bir gecekondu, çiçekli perdeleri olan küçük demirli pencereler, kapı önüne döşenmiş bir metrekarelik karo üzerine çıkarılmış çamurlu ayakkabılar, itince hemen açılacakmış gibi duran demir bir kapı. Evin yanında üstü ondulin ile kaplı bir çıkıntı, kenarları yağmura karşı ince çıtalarla naylonlanmış, içinde boyu geçecek büyüklükte çöp arabası, yanında yerlere dökülmüş pet kutuları ve bir iki pet şişe. Evin içinde onu bekleyen bir ailesi, sıcak yemeği hazır, yada bekar arkadaşlarıyla paylaştığı bir oda. Ve onu beklemeyen sıcak bir yemek.
Oysa belki bir apartman katında yada bahçe içinde şirin bir evde oturuyorlar, bana maliyeti sanki boşmuş gibi beynimi doldurmak işte.
 
Ben çöplerimi geri dönüşüm için ayırırım. Önceleri bunu sadece doğa için yapıyordum şimdi ise onlara da yardım amaçlı yapmaya çalışıyorum. Pet kutuları katlıyorum, pet şişelerin kapaklarını açık bırakıyorum. İzlemlerimden onların da bunları yaptıklarını gördüm ama pet şişeleri ezip atamıyorum. Bu benim için zor, yere koyup üzerine basıyorlar. Sanırım bunları yerden tasarruf için yapıyorlar. Naylon çuvallarla yaptıkları, boylarınca arabalarının fazla atık alması için. Saatleri belli değil, her an her yerde olabiliyorlar, sorunları belediye arabalarından önce toplamak.
Ellerindeki kalın eldivenler onları mikroplardan ne kadar koruduklarını bilmiyorum, çöplerin içinde kırık cam parçaları olabileceğini ve o eldivenlerin kesilebileceğini varsayıyorum. Çöp poşetlerini ellerindeki keskin bir bıçakla parçalamaları, içinde işe yarayan bir şey varmı? diye pis çöplerin içine bakmaları ise beni çok üzüyor. Çöp poşetlerine, geri dönüşüm çöpü ile mutfak çöplerinin, çocuk bezlerinin ve tuvalet çöplerinin birlikte toplanılması ne yazık ki hem geri dönüşüm çöpü toplayanlarının sağlık açısından sakıncasını hemde o mikroplu çöplerin etrafa yayılmasını sağlıyor.
Zor değil çöplerimizi ayrı poşetlerde toplamak, doğamız için, insanlık için, geleceğimiz için, bunu iş edinen, ekmeğini bu işten kazanan kardeşlerimiz için. Sadece iki poşet kullanacağız o kadar.
 
Pil ise apayrı bir sorun, bunun için ne kadar özel kutular konulsada kimin umurunda ufacık bir pil için çöp yeri aramak. Oysa biten tek bir pil bile 100 m2 alanı felç ediyor ki! bu doğa için felaket. Dünyanın kıyamet gününü korkuyla bile olsa filimlerde zevkle seyreden bizler kıyameti ellerimizle hazırladığımızın farkındamıyız acaba?
 
Bu gün öğlen saatleriydi, yine karşıma çıktı bir tane, yine çöp konteynerinin kapağını açmış işini yapmakla meşguldü, yanında o heybetli arabası duruyordu. Anında gözümün önüne gelen filmi yok etmek istercesine durdum yanında bir süre, istemdışıydı. O da döndü bir an ve birşey söyleyeceğimi hissetmişti elini kulağına götürüp M3 çalarını çıkardı, Zülfü Livaneli sesi yayıldı bir an, hayret dolu bakışlarımı yok etmek için olacak alelacale "ne kadar saygı değer bir iş yaptığını biliyormusun?" dedim. "Sağol abla" diyerek müziğini kulağına geri taktı işine döndü. Bacaklarım sanki gitmiyordu, takılmıştım oraya. Sanki muhabirim de röportaj yapacağım, dedim ya taktım bir kere aklımı onlara. Elimle kulağını işaret ederek M3 çalarını çıkarmasını söyledim, hiç itaraz etmeden çıkardı ve gitmediğimin nedenini buldu kendince. "Abla kusura bakma ya, seninde herkes gibi (sonra konteynerin kapağını kapa),(çöpleri etrafa saçma),(çok gürültü yapıyorsun) diyeceksin zannettiydim." dedi.
Anladım ki daha başka dertleri de varmış ve hatta hiç bilmediğimiz belkide niceleri!
 
Peki ya siz, çöplerinizi geri dönüşüm olarak ayırıyormusunuz?

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
ℂ⋆ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ℂ⋆
 
Grup mail adresi: makarna@googlegroups.com - Grup yöneticisi: makarna+owner@googlegroups.com - Grup anasayfa: http://groups.google.com/group/makarna - Gruba üyelik: makarna+subscribe@googlegroups.com - Grup üyelik iptal: makarna+unsubscribe@googlegroups.com

Blog Arşivi