24 Nisan 2011 Pazar

[cadilarmekani], SANA BIR MEKTUBUM VAR

Merhaba...
 

 Yazacak, sana anlatacak o kadar çok şeyim olduğu halde saatlerdir ekrana bakıyorum. Acaba ben pencereden mi baktım, sağanağına mı yakalandım?
 
Peki ya sen...Biliyorum, sağanağına yakalandım diyeceksin... Aşıksın ya...

 
Ama ben de aşığım. Kaldı ki bu ilk kez de olmuyor.
Önemli olan bu mu bilmiyorum. Yani yaşam sadece aşık olmaktan mı ibaret Belki, olabilir, kimbilir... 

Seni neden bu kadar çok seviyorum. Ve sen neden başkasına aşıksın?Bu sorunun yanıtı yok.Hiçbir zaman da olmayacak sanırım.
   
Ve sen orada kalacaksın. Bundan eminim. Gelmemek için o kadar çok bahane buldun ki... Bahane de değil aslında.

Gelmeyeceksin, çünkü aşıksın.Ben olsam ne yapardım? Belki senin yaptığını... Ama emin değilim doğrusu.Zor bir durum. Sana demiştim ya "bir yanım seviyorsan gitme tehdidin de, seviyorsan kal diyemiyor dilsiz yüreğim..."
   
Diyemiyorum işte, ne yapayım. Bunu demeyi çok isterdim. Yani seviyorsan kal diyebilmeyi. Bu ne kadar doğru olurdu. Böyle bir şey söylemeye cesaretim olur muydu? 

Bazen keşke camdan seyretmekle yetinseydik dedirtiyor insana... Camdan seyretseydim de bu kadar acı çekmeseydim. Bir sürü şey var işte. Yaşam o kadar garip ki...
   
Çelişkiler ve mutluluklar yumağı. Senin mutluluğun benim acı çekmem ya da tersi... Ama aynı anda ikimiz de mutlu olamıyoruz işte. O zaman bir başkası mutsuz oluyor. Neden ama, neden böyle?

Bir gece yatağa girdiğinde, bir daha hiç kalkamayacağını düşündün mü? Yaşam bu kadar kısa işte. 
Ne yapmalı o zaman. Neyi yapmak istiyorsan onu...
   
Bir rüyadaydım dün gece 
Umudumun iplerini ben mi koparmışım
Benim mi bu okunaksız yazılar, Senin mi? 
Balıklama daldığım yaz yağmuru
Bir yanım eski bir haziran başı
Bir yanım kurumaya yüz tutmuş papatya
Kaç, Kaç git uzaklara...
 
Yaşam bir rüya mı, ya da rüyalarımız mı gerçek olan... 
Yaz yavaş yavaş bitiyor. 
Bugün rüzgarlı ve serindi... Orası hala sıcak mı?

Televizyonda hava durumu sunucusu Pazartesi'nden itibaren serin ve yağışlı bir havanın etkili olacağını söylüyor. Başımı çevirip gökyüzüne bakıyorum. Bir tek bulut bile yok... Keşke her şey gökyüzüne bakar gibi kolay olsaydı. Keşke yaşamımızdaki her şey az bulutlu ve güneşli olsaydı... Ne yazık ki değil işte... Yaz, güze dönüyor...
   
Ama bu neyi değiştirir ki...Yalnızca kendimi biraz daha kötü hissediyorum. Gelecek mi aşk bana, gelmeyecek mi? Nasıl bir aşk, büyük mü, ufacık mı? Gerçek mi, yalancı mı? Sorularına cevap arayarak koca bir mevsimi, uzun, upuzun bir yaşamı geçirebilir miyiz? 

Belki böylesi daha iyiydi... Yaşamı anlamsızlaştırmak ya da kendimizi inandırmak. 

Böylece ha gri –siyah gökyüzüne bakmışız doya doya ha sevgilinin gözlerine, ne farkeder...

Değil mi sevgili arkadaşım... 

Yanılmak her şeyi yeni baştan görmek demek mi? En son ne zaman yanılmışım?

Ya sen, sen ne zaman yanıldın en son...


--
               
HAYAT BİR KUMAR AMA OYNADIĞIN KARTLAR DEĞİL DUYGULARIM..

 


Daha fazlası için sitemizi ziyaret ediniz











 

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

Blog Arşivi