Bülent ESİNOĞLU
Başlık çok uzun oldu. Ancak, biliyoruz ki internette yazılar pek
okunmuyor. Okuyucular haklı... Günde bin, iki bin e-posta gelirse,
mecburen seçicilik oluyor.
Bari başlık okunsun diye, yazının tüm amacını başlığa aktarmaya
çalıştım.
Biraz psikoloji hatırlatmak gibi olacak ama derdimi anlatmak için bu
iki kelimeye açıklık getirmem gerek.
Kaygı korkudan farlı bir şeydir. Korkunun dayandığı bir nesne vardır.
Mesela, köpekten korkarız ısırır. Silahtan korkarız öldürür. Burada
köpek ve silah korkunun dayandığı nesnelerdir. Gerçektir.
Kaygı ise, bir nesneye dayanmaz. Kaygıya nesnesi olmayan korku
diyebiliriz.
Atalarımız korkudan kurtulmanın yolunun, o korku hakkında bilgilenmek
olduğunu söyler.
Bilgi, hem belirsiz korku olan kaygının, hem de gerçek korkunun zail
olmasında ilaçtır.
Biz biliriz ki, ya da tahmin ederiz ki, subaylarımız ve aydınlarımız
Amerika'dan korktukları için Amerika'nın Türkiye'deki temsilcilerine
teslim olmuşlardır. Eğer Amerika ve emperyalizm ile ilgili çok, daha
çok bilgi edinirlerse, korkularını yeneceklerinden eminim.
Kaygının ve korkunun panzehiri bilgidir, cesarettir.
Peki, cesaret nasıl üretilir?
Öncelikle kaygı üretmemek ile üretilir.
Çözüme pek yanaşmayan aydının yaptığı, olumsuzlukları tespit etmektir.
Olumsuzlukları tespit etmek marifet değildir. Olumsuzluklara çare
üretmektir. Çare üretmek de yetmez. O çareyi mücadeleye dönüştürmek ve
örgütlemektir.
Bunlar yapıldığında zaten kaygı ortadan kalkar, cesaret ortaya çıkar.
Örgütlü olmayan aydınlar çok korkarlar. Örgütlü cahillerden şikâyet
eder dururlar.
Tamam anladık. Sivil aydınları örgütleyelim ve bu korkudan kurtaralım.
Ya ülkemizi savunmak ile ilgili koskocaman bir örgüt olan Silahlı
Kuvvetlerin içindeki, zaten örgütlü subayları Amerikan korkusundan
nasıl kurtaracağız?
Önce korkunun kaynağı Amerika ve onun amaçları konusunda subaylarımızı
doğru bir şekilde bilgilendireceğiz.
İşte bilgilendirme işini Silivri'dekiler varlıkları ile yapıyorlar.
Oradaki varlıkları, Amerika'nın nasıl bir şey olduğunu tüm Türk
halkına ve Türk subayına anlatıyor.
Silivri'de yatanlar cesaretin kaynağı ve merkezi olmuştur. Dışarıdaki
aydına korkulamayacağını öğretmiştir.
Zaten Türk halkının bu amansız emperyalist saldırıya karşı durması
için sadece ve sadece cesarete ihtiyacı vardır.
Aydınlarımıza bu cesareti Doğu Perinçek, subaylarımıza da bu cesareti
Silivri'den Çetin Doğan Paşa ve diğerleri vermektedir.
Silivri, cesaret jeneratörüdür. Ve merkezidir
24.4.2011, bulentesinoglu@gmail.com
--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA