Bülent ESİNĞLU
Amerikan destekli AKP ile Amerikan destekli PKK, gizli görüşmelerinin
devam ettiği artık herkesçe malumdur.
Her ne kadar, RTE " biz görüşmüyoruz, devlet görüşüyor" dese de kimin
kim ile görüştüğü besbelli.
Herhalde Türkiye'nin bölünme görüşmelerinde, görüşmeci olarak, köylü
Mehmet Ağa ile bakkal Hüseyin yapacak değil.
Yapılan gizli görüşmelerde, tarafların verecekleri ve alacakları karar
niteliğinde ki hususlar konuşulurken, Amerika'nın Açılım Planı
gereğince, "Demokratik Özerklik" aşamasının yürürlüğe konulması
kararlaştırılmıştır.
Gizli görüşmelerin çok iyi bir anlaşma zemininde cereyan ettiği Meclis
Başkanının ifadelerinden anlaşılıyor. Sanki tek bir ekipmiş gibi
çalışma yapıyorlar. Kamuoyuna yapılan açıklamalardan bu anlaşılıyor.
PKK, secim döneminde, AKP'ye yardım etmek için ateşkes süresini
uzatarak, taviz vermiş oluyor. Secim döneminde PKK'nın da bir kazancı
olması için siyasallaşma sürecinin derinleştirilmesi gerektiğini
düşünüyorlar. Ve " İki Dilli Yaşam" ı genel planın uygulama
aşamalarından biri olarak gündeme sokuyorlar.
Kaldı ki, seçim sonrasında "Bölünmenin Anayasa'sı" getirilecek,
şimdiden çalışmaların tamamlanması gerekiyor.
Bu kararlar zaten Bölge Parlamentosu görevini yapan Demokratik Toplum
Kongresinde alınmıştı.
PKK'nın siyasallaşmasının derinleşmesi, yani bölünmenin derinleşmesi,
yani bölünmenin somut şartlarının konuşulması aşamasına geldiklerini
düşünüyorlar.
Sözde AKP ile BDP(PKK) anlaşamamış gibi bir görüntü verilerek, PKK
sanki bir adım geri atıyormuş gibi yapılıyor. Kamuya "bizim Mecliste
iki dil gibi bir talebimiz yok açıklaması yapılarak, gerilim
ayarlaması yapılıyor.
Meselenin dil meselesi olmadığı aşikârdır. Mevzi mevzi yürütülen gizli
bölünme anlaşmalarının aşamalarından birisidir.
Sorunun hala Kürt halkı ile Türk devleti arasında olmayıp, Devlet ile
PKK arasında olduğu aşikârdır.
Gizli veya açık görüşmeler sonucunda, PKK'nın siyasallaşma
sürecine(bölünme sürecidir) karşılık, PKK ateşkesi yürüttüğü bir kere
daha teyit edilmiş oluyor.
Ne yazık ki, ordumuzda bu ateşkese sessiz kalarak karşılık vermiş
oluyor.
Şimdi bize, Türk halkına düşen de, Demokratik Özerklik" ve resmi iki
dil-e alıştırılmamamız kalıyor.
Türk Ordusunun böyle bir durumda, yani Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
bölünmesi resmi kuruluşlar vasıtası ile konuşuluyorken, ne yapıyor
diye sorarsanız, mahkemelerden, olmamış darbeler konusunda çıkacak
adil kararları bekliyorlar diye cevap vermek mümkündür.
Türkiye bölündükten sonra ben orduyu ne yapayım. Bana savaşmadan
yenilen bir ordunun varlığı ile yokluğu fark etmez.
Şimdi Kurtuluş Savaşından önceki günlerdeyiz. Gene bölünmemiz
konuşuluyor. Ordu terhis edilmiş. Silahlarına sanki el konulmuş.
Bölünme bu kadar elle tutulur, gözle görülür bir gerçekliğe dönüşmüş
iken, bu duruma seyirci kalmak, sonrada halktan bir talep yükselmiyor
ki, biz ne yapalım demek, sorumluluktan kaçmaktır.
Çözüm, milli devrimci bir iktidardır.
22.12.2010, bulentesinoglu@gmail.com
--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA