---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: nurullah aydın <nurullah@gazi.edu.tr>
Nurullah AYDIN
22 Aralık 2010
DİNLEME, TAKİP VE KORKU PARONAYASI!
Türkiye’de telekulak kuşkusu var. DMS tipi santral aracılığıyla
görüşme yapan 6 milyon abone, hiç ilgileri olmadığı konular nedeniyle
istihbari amaçla dinleniyormuş. Dinleme kapsamında önemli devlet kurumları
da var
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Yargıtay ve Danıştay
telefonlarının dinlendiği iddiasıyla yürüttüğü soruşturmada verilen
takipsizlik kararında yer alan tespitler, telefon dinlemelerin geldiği
ürkütücü boyutları ortaya koyuyor.
TİB Başkanı Fethi Şimşek ise 6 milyon aboneyi ilgilendiren dinlenme
kuşkusu ile ilgili olarak, “Bu tür bir dinleme kararı geldiğinde
dinlemenin teknik ve hukuki olarak mümkün olmadığını ilgili kuruma
bildiriyoruz” demiş ve TİB’in tartışmalara yol açmamak için
ses ayrıştırıcı sistemi de almadığını söylemişti.
TİB’de arama ve keşif yapan bilirkişi heyetine de dinleme kararı
verilen telefonların DMS santralinden görüşme yapan PRI hattının alt
abonesi olması durumunda, haklarında dinleme kararı bulunmayan diğer
kişilerin de seslerinin kaydedilmesine yol açacak şekilde bir teknik
imkana kurumun sahip olmadığı açıklanmıştı.
DMS tipi santralleri yapan Netaş firmasının yetkilisi Ömer Seyrek’in
savcılıkta tanık olarak verdiği ifadesinde şunları söylüyor:
“Yenişehir-1 santrali DMS tipi, Netaş’a ait bir santraldir. Bu
ana santrale bağlı PRI servisi (kurumların dahili telefon santralleri)
verilen aboneler hakkında bir dinleme kararı bulunduğu takdirde, santralin
teknik özelliği nedeniyle, o PRI hattından geçen tüm konuşmalar tamamen
TİB’e aktarılmaktadır.
TİB tarafında işletilen IMS sistemi ile ilgili bir yazılım vardır.
Firmamız tarafından yazılıp TİB’e teslim edilmiştir. Bu IMS
yazılımına, PRI hattının pilot numarası girilerek tanımlama yapıldığında,
o PRI hattından geçen tüm konuşmaların TİB’e iletilmesi
gerekmektedir. Bildiğim kadarı ile teknik olarak TİB sistemine düşen tüm
sesler, oradaki bir yazılım aracılığı ile ayrıştırılabilmektedir. TİB
aslında böyle bir teknik imkana sahiptir. Bununla ilgili Netaş tarafından
yazılım geliştirilerek TİB’e teslim edilmiştir.”
Savcılık bunun üzerine TİB’e bir müzekkere yazarak, Netaş’tan
alınan arayüz programıyla ilgili neden bilgi vermediklerini, bu arayüzün,
adli ve önleme dinlemelerinde kullanılıp kullanılmadığını sorarak,
TİB’deki kurum içi yazışmaların da gönderilmesini ister.
Başsavcılık: “Her ne kadar daha sonradan Başsavcılığımız tarafından
ortaya çıkartılan ve TİB’in teknik nedenler ile dinleme yapılamadığı
yolundaki savunmasının aksine aktif ve kullanımda olduğu tespit edilen
ilgili arayüzde ayrıca arama yapılmış, ancak bu arayüzde de herhangi bir
veri tespit edilememiştir. TİB yetkilileri, sahip oldukları ve sonradan
ortaya çıkan bu teknik imkanın adli/önleyici dinleme işlemlerinde
kullanılmadığını beyan etmişlerdir. Resmi cevap yazısından anlaşılacağı
üzere bu ekranın sadece istihbari nitelikteki dinleme işlemlerinde
kullanıldığı anlaşılmaktadır.”
Telefon dinlemelerinin düzenlendiği yasalarda, adli ve önleme dinlemesi
olarak iki tür dinleme düzenleniyor. Her iki tür dinleme için de hakim
kararı alınması gerekiyor, ancak önleme dinlemesi sonucu elde edilen
kayıtlar, mahkemelerde delil olarak kullanılamıyor.
Önleme dinlemesi bu yüzden istihbari dinleme olarak da niteleniyor. Ancak
savcılığın adli, önleme ve istihbari dinleme olmak üzere 3 tür dinlemeye
ilişkin değerlendirme yapması ve TİB yetkililerinin Savcılığa,
“konunun gizliliği gereği bilgi verilmediğini” söylemeleri,
yeni soru işaretlerine neden oluyor.
Bu durum, yasada yazılı önleme dinlemesi dışında istihbarat örgütleri için
dinleme yapıldığı kuşkusunu ortaya çıkarıyor.
Ne diyelim; korkunun egemen olmadığı bir Türkiye özlemi için herkes çaba
göstermelidir!
Günün Sözü: Olumsuz insan, zihin kirliliği yaratır.
Kimden: nurullah aydın <nurullah@gazi.edu.tr>
Nurullah AYDIN
22 Aralık 2010
DİNLEME, TAKİP VE KORKU PARONAYASI!
Türkiye’de telekulak kuşkusu var. DMS tipi santral aracılığıyla
görüşme yapan 6 milyon abone, hiç ilgileri olmadığı konular nedeniyle
istihbari amaçla dinleniyormuş. Dinleme kapsamında önemli devlet kurumları
da var
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Yargıtay ve Danıştay
telefonlarının dinlendiği iddiasıyla yürüttüğü soruşturmada verilen
takipsizlik kararında yer alan tespitler, telefon dinlemelerin geldiği
ürkütücü boyutları ortaya koyuyor.
TİB Başkanı Fethi Şimşek ise 6 milyon aboneyi ilgilendiren dinlenme
kuşkusu ile ilgili olarak, “Bu tür bir dinleme kararı geldiğinde
dinlemenin teknik ve hukuki olarak mümkün olmadığını ilgili kuruma
bildiriyoruz” demiş ve TİB’in tartışmalara yol açmamak için
ses ayrıştırıcı sistemi de almadığını söylemişti.
TİB’de arama ve keşif yapan bilirkişi heyetine de dinleme kararı
verilen telefonların DMS santralinden görüşme yapan PRI hattının alt
abonesi olması durumunda, haklarında dinleme kararı bulunmayan diğer
kişilerin de seslerinin kaydedilmesine yol açacak şekilde bir teknik
imkana kurumun sahip olmadığı açıklanmıştı.
DMS tipi santralleri yapan Netaş firmasının yetkilisi Ömer Seyrek’in
savcılıkta tanık olarak verdiği ifadesinde şunları söylüyor:
“Yenişehir-1 santrali DMS tipi, Netaş’a ait bir santraldir. Bu
ana santrale bağlı PRI servisi (kurumların dahili telefon santralleri)
verilen aboneler hakkında bir dinleme kararı bulunduğu takdirde, santralin
teknik özelliği nedeniyle, o PRI hattından geçen tüm konuşmalar tamamen
TİB’e aktarılmaktadır.
TİB tarafında işletilen IMS sistemi ile ilgili bir yazılım vardır.
Firmamız tarafından yazılıp TİB’e teslim edilmiştir. Bu IMS
yazılımına, PRI hattının pilot numarası girilerek tanımlama yapıldığında,
o PRI hattından geçen tüm konuşmaların TİB’e iletilmesi
gerekmektedir. Bildiğim kadarı ile teknik olarak TİB sistemine düşen tüm
sesler, oradaki bir yazılım aracılığı ile ayrıştırılabilmektedir. TİB
aslında böyle bir teknik imkana sahiptir. Bununla ilgili Netaş tarafından
yazılım geliştirilerek TİB’e teslim edilmiştir.”
Savcılık bunun üzerine TİB’e bir müzekkere yazarak, Netaş’tan
alınan arayüz programıyla ilgili neden bilgi vermediklerini, bu arayüzün,
adli ve önleme dinlemelerinde kullanılıp kullanılmadığını sorarak,
TİB’deki kurum içi yazışmaların da gönderilmesini ister.
Başsavcılık: “Her ne kadar daha sonradan Başsavcılığımız tarafından
ortaya çıkartılan ve TİB’in teknik nedenler ile dinleme yapılamadığı
yolundaki savunmasının aksine aktif ve kullanımda olduğu tespit edilen
ilgili arayüzde ayrıca arama yapılmış, ancak bu arayüzde de herhangi bir
veri tespit edilememiştir. TİB yetkilileri, sahip oldukları ve sonradan
ortaya çıkan bu teknik imkanın adli/önleyici dinleme işlemlerinde
kullanılmadığını beyan etmişlerdir. Resmi cevap yazısından anlaşılacağı
üzere bu ekranın sadece istihbari nitelikteki dinleme işlemlerinde
kullanıldığı anlaşılmaktadır.”
Telefon dinlemelerinin düzenlendiği yasalarda, adli ve önleme dinlemesi
olarak iki tür dinleme düzenleniyor. Her iki tür dinleme için de hakim
kararı alınması gerekiyor, ancak önleme dinlemesi sonucu elde edilen
kayıtlar, mahkemelerde delil olarak kullanılamıyor.
Önleme dinlemesi bu yüzden istihbari dinleme olarak da niteleniyor. Ancak
savcılığın adli, önleme ve istihbari dinleme olmak üzere 3 tür dinlemeye
ilişkin değerlendirme yapması ve TİB yetkililerinin Savcılığa,
“konunun gizliliği gereği bilgi verilmediğini” söylemeleri,
yeni soru işaretlerine neden oluyor.
Bu durum, yasada yazılı önleme dinlemesi dışında istihbarat örgütleri için
dinleme yapıldığı kuşkusunu ortaya çıkarıyor.
Ne diyelim; korkunun egemen olmadığı bir Türkiye özlemi için herkes çaba
göstermelidir!
Günün Sözü: Olumsuz insan, zihin kirliliği yaratır.
--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA