Aslında hiç bir şeyin kar etmeyeceğini,
Yazılan kelimelerin,
Söylenenen sözlerin,
Hiç bir şeyi değiştiremeyeceğinin kahredici gerçeği bir mıh gibi aklımda,
Beynimde,
Ve en acısıda yüreğimde...
Senin okuyacağın ilk ve son yazı bu benim yazdığım...
Ne herşeyin istediğim gibi olmasını hayal ediyorum artık,
Nede içimde biriktirdiğim o ufacık umutlardan medet umuyorum...
Neden böyle olduğunu bilmiyorum...
Neden böyle delicesine bişey yaşadığımı inan bende bilmiyorum...
Neydi diyorum beni sana bukadar bağlayan?
Ama inan bir surete aşık olmadım ben.
Aşık olduğum sadece karşımda duran bir çift yeşil göz değildi...
Senin hiç gelmeyecek olduğunu bilsemde,
Hiç benim olmayacak olmanı bilsemde,
Ben kafamda yarattığım o kıza aşığım artık...
Artık bu bir sevgi,
Bir aşk,
Bir sevda değil sadece...
İsmini bende koyamıyorum.
Ama bir şey biliyorum ki;
Ne sevgi
Ne sevda
Ne de aşk bu...
Belki bir tutku,
Belki bir bağlılık,
Ama hiç bir lugat benim sana olan hissiyatımı tarif edecek kelimeleri bünyesinde toparlamadı...
Aslında seni hiç unutmak için hiç çabalamadım...
Seni görmemek için derslerden kaçışım,
Seninle geçtiğimiz sokakların hiç birinden geçmeyişim,
Seni sadece ve sadece içimde arayıp orda bulmak isteyişim gibi,
Çaba görünen sahte çırpınışlar ise,
Sadece kendimi kandırmaktan ibaret şeylermiş bunu yeni anlıyorum...
Ben sana aşık olmaktan mutluydum...
Senden gelen acılardan bir mazoşist edasıyla mutlu oluyordum,
Acının senden geldiğini bildiğim için o acıyı seviyordum,
Sadece senin, ufacıkta olsa onda parmağın olduğu için o acılara da aşık oldum...
Aslında yaptığım tek ve en büyük hata;
Seni bende hiç farkında olmadan
Ve hiç istemeden,
İlahlaştırmak olmuştu,
Bunuda yeni anlıyorum...
Belki benim imtihanımdın sen,
Kazandımmı kaybettimmi bilmiyorum ama,
Girdiğim en güzel,
En acı,
En yakıcı,
En mutluluk ve acıyı bir arada verici sınavdı bu...
Yanımda olman için çabaladım hep...
Sabah kalktığımda,
Yüzümü yıkamadan önce sesinle güne başlamak,
Öğlen dışarda olduğumda
Sokaktaki binlerce yüzü es geçip ilk seni görmek için okula gitmek,
Akşam yine giderken son gördüğüm yüz olman,
Ve gece ise yeniden sesini duyup,
İçinde senin olduğun rüyalara dalıp
Orda da seni düşünmekti en büyük isteğim...
Sen bilmesende yaptım bunları hep...
Sabah kalktım tekrar gözümü kapattım,
Ve günaydın deyişini hayal ettim...
Öğlen okula giderken tüm yüzleri
Tanımadan,
Bakmadan,
Görmeden gittim...
Ve ilk gördüğüm yüz sen oldun.
Sen yokken ise o gün hiç bir insanı görmedim,
Tanımadım,
Bilmedim...
Gördüklerime sen diye baktım,
Konuştuklarıma seninle konuşuyor gibi konuştum...
Rüyalar ise herdaim seninle tek birleştiğimiz mekandı benim için,
Orda tutuyordum ellerini,
Orda bakıyordum gözlerine korkmadan,
Sınırsızca...
Yüzüne haykıramadığım o iki kelimeyi
Doya doya,
Duya duya,
Bağıra bağıra,
Çıldırırcasına,
Sadece rüyalarımda haykırıyordumdum yüzüne:
''Seni Seviyorum...''
''Seni Seviyorum...''
''Seni Seviyorum...''
Hatırlıyormusun sana sarıldığım o günü,
Hani ağlamaktan gözlerin şişmişti,
Hani iki senede çok alıştığın bu şehri,
Bırakıp gideceğin için çok üzgündün...
İşte o an tüm dünya durmuştu...
Zaman durmuştu...
Tüm biyolojik fonksiyonlarım,
Sana sarıldığım o an,
İşlevini kaybetmişti...
Tüm ömrümü orda geçirme istedim...
Öylece,
Orada bir ömür kalmak istedim...
Hiç bitmesin istedim o an,
Hiç geçmesin istedim zaman...
Kollarında öylece yaşamak,
Ve ölümü bile orda beklemek,
Orada ölmekti,
O an,
Ve herzaman olan yegane isteğim....
Yokluğun,
Yüzünün görülmediği günler,
Acıların,
Hasretlerin en büyük olduğu günlerdi...
Çile günlerimin en çilesiydi...
Aslında hem var, hemde yok olmandı beni divane eden
Bir adım kadar yakın,
Ama bin yıl kadar uzaktın aynı zamanda...
Elimi uzatsam tutuverecekmişim gibi ellerini,
Ama her elimi uzattığımda,
Gelen başka bir el kırdı elimi...
Kimin olduğunu hiç bir zaman bilemediğim bir el...
Yazdıklarımda di lli geçmiş zaman olsada,
Sen benim için hiç bir zaman,
Zamanın o girift yolunda geçmiş olmadın...
Hep gelecek oldun...
Hep gelecek diye ümit edilen,
Ama hiç gelmeyen...
Rüyalarımda görüyordum seni beyazlar içinde;
Beyaz senin kadar kimseye yakışmıyordu,
Kimse senin kadar güzel olmuyordu beyazlar içinde,
Hiç bir gelini beğenmiyordum,
Hiç bir gelin güzel gelmiyodu gözüme seni öylece görünce...
Şimdi ise elimde bir resim:
Sen ve ben
O resime bir sürü anlam yükledim kendimce,
Bir sürü senaryo yazdım kafamdan
Ve oynadım hayal dünyamda,
Bu şekilde mutlu olmaya çalışıyorum bende kendimce....
Çılgınlıkmıydı bu?,
Delilikmi?
Hayalperestlikmi?
Yoksa Ahmaklıkmı
Bilmiyorum...
Ahh diyordum,
Ah yüreğimi açıpta içini bir görebilse,
Bir serebilsem ayaklarının altına yüreğimi,
İşte ozaman anlayacak,
İşte ozaman gelecek
Onunda mümkünatı olmadığına göre...
Ben hep seni içimde yaşadım,
Sana olan sevdamı ne en yakınlarım anlayabildi,
Ne sen,
Ne de ben...
--
Arkamdan konuşup adımı batırmaya çaLışacağınıza kendi adınızı battığı yerden kurtarın
http://hazirangunesi.blogcu.com
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.