30 Haziran 2010 Çarşamba

m~a~k~a~r~n~a Fwd: TÜRKİYE'de bir BAŞBAKAN var mı/Şerife ÖZDEMİR



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: Cüneyt Şaşmaz <cesuryorum@gmail.com>
Tarih: 30 Haziran 2010 18:28
Konu: TÜRKİYE'de bir BAŞBAKAN var mı/Şerife ÖZDEMİR
Kime:



Yıllardan bu yana doğru açıdan bakmaya çalıştık olaylara, bir de tersten bakalım dedik.
Belki kaçırdığımız birşeyler vardır…

Türk milletinden oy alan birileri var.

Millet olarak sandığa gidiyoruz, oy kullanıyoruz.
Ve nasıl oluyorsa kullanılan oy, bu milletin anasını ağlatıyor.

Adı AKP..

Sözde, Türk partisi olarak bilinirdi..

Sonra mı?

Sonra garip şeyler olmaya başladı.

Bir sabah uyandık, ''Ergenekon'' manşetleri çevirmiş dört bir yanımızı….

Bu öyle bir hassas noktaydı ki..

Türk milletinin var oluşuydu, Ergenekon…

Gururumuzdu yani.

Ancak kontrol altındaki medya ve AKP devredeydi..

Millet ne olup bittiğini anlayamadı.

Yine bir sabah TSK'ya, yani Türk milletinin tarihi boyunca en güvendiği kurum olan orduya saldırılar başladı.

Tetikçi gazete yosmaları yazdı; ''Balyoz, Ayışığı…''

Nedir bu Balyoz diye soramadan, TSK'yı dinsiz gösterme çalışmaları başlattı; ''Dış mihraklar, iç kafirlere!..'

AB-D, AKP ve yandaş medya devredeymiş.

Anlayamadı millet, neler olduğunu…


Bir sabah uyandık; bir ''Açılım Türküsü'', bütün AKP denilen partinin dilinde.

Açılım var, adı yok..

Nereye açılıyoruz, diye sormaya başlayınca bu millet; ''Güzel şeyler olacak'' dedi, ''birileri..''

AB-D, AKP, yandaş medya, Barzani, PKK devredeymiş!..

Bu milletin haberi bile yokmuş…

Taksim'den garip sesler yükseldi, bir sabah…

''Hepimiz Ermeniyiz!'' diye...

Hesap; Türk dünyasının ayrılmaz kardeşleri Azerbaycan ve Türkiye'yi, birbirine küstürmekmiş.

Ecdadına küfür etmekten çekinmeyen bir grup ''sapkın'', bu milletin topraklarını katillerden korumak için verdiği mücadeleden dolayı özür diler olmuş iftiracılardan..

AB-D, Barzani, PKK, AKP, yandaş medya ve içimizdeki Ermeniler ortakmış…

Milleti birileri fena kandırmış…


Bir sabah Türk milletinden oy alan parti, sıra sıra görüşmeler yapmaya başladı.

Dikkat çekmemek için dolambaçlı yollar aldılar.

Hatta göze batmasın diye Atatürk'ün çiftliğini bile kullandılar, kravatlı teröristlerle saadet dakikalarında...

Birileri şiirler, gazeller döktürmüş; dikkat çekmemek için..

İmralı Canisi'nin Meclis uzantıları ile halaylar çekmiş, AKP milletvekilleri..

AB-D, Barzani, PKK, AKP, yandaş medya ve içimizdeki Ermeniler ve İmralı canisi ortakmış…

Kimsenin ruhu bile duymamış..

Bir sabah içeri aldılar, Habur'dan canileri sorgusuz sualsiz…

Bir sabah, ''Romanlara ikinci sınıf insan muamelesi yapılıyor'' yalanını yaymaya başladılar…

Bu ''bir sabahlar'' uzar gider.

Türk milletinin oyunu alıp, Türk milletinin altını oyanlar; yapacakları hukusuzluklar ve faşist dikta rejimi artığı uygulamaları için, hep sabah saatlerini seçti yıllardır.

Bunlar ne yapıyor?

Türk partisi diye oy verdi, bu millet bunlara.

Ama bunlar; dünyada ne kadar Türk düşmanı varsa, hepsiyle koyun koyunalar…

Her açılımı yaptılar!...

Ermenisi mutlu, PKK'lısı mutlu, Barzanisi mutlu, Arap dünyası mutlu, Romanlar mutlu...

Mutsuz olan bir millet var, o da Türk milleti....

Mutsuz olan, bu vatan için canını seve seve feda eden Mehmetçiklerimizin fedakar ve asil aileleri..

Şehit haberleri milleti bu kadar derinden yaralarken, AKP denilen partinin göz bebeği olan Nazlı Ilıcak bir kanalda zehrini kusuyor!

Kısacası AKP açık açık söyleyemediğini, piyonuna söyletiyor: ''PKK muhatap alınmalı!''

Duyamadık Ilıcak, bir daha söyle; siz muhatapsınız ya eli kanlı teröristlerle!

Gidin, Kandil'de kardeş kardeş yaşayın katil dostlarınızla.

Eğer tarih gerçekten tekerrürden ibaretse, siz herkesle olduğu gibi onlarla da çok kolay uyum sağlayabilirsiniz; Kandil mağaralarında.

Bu millet öldü, zannettiniz ya!

Ölmedi…

Türk milleti ayakta!

Uğraşmayın boşuna.
Böldürmeyiz bu vatanı, ne size ne de sizi destekleyenlere..

Şimdi sıra yeniden TSK'da...

Mehmet Ali Şahin; son saldırıların ardından topu, TSK'ya attı ve kaçtı!

Hedef; TSK'yı halkın gözünde suçlu durumuna düşürmek..

İyi de, kim yetki veriyor TSK'ya?

Kim yetkisini alıyor?

Hükümet, yani siz değil mi?

Siz ne yetki verdiniz de, neyin hesabını soruyorsunuz?

Bu açılımlarla, bu terör yanlısı söylemlerinizle; 2002'de bitmiş olan PKK terörünü hortlattınız!..

TSK'yı güçsüz düşürebilmek için; 2002'den bu yana iktidar gücü ile, 2002 öncesi ise bağlı bulunduğunuz dergahlar ve şeyhler yardımı ile mücadele ettiniz.

Şimdi utanmadan, TSK'dan mı hesap soruyorsunuz?

Peki, sizden kim, nasıl hesap soracak?

Bir sorun var: Türk milleti bir partiye oy verdi, bir zamanlar.

O parti iktidardaysa, bir Başbakanı olmalı.
Türk milleti sancı içindeyken, TSK'ya bütün yetkiyi vermeli.
Sahi, Türkiye'de Türk milletini temsil eden bir Başbakan var mı?

Türk milleti artık yeter diyor...

Medya hıyanetini sürdürüyor.

Kanalların hemen hemen hepsi işgal altında.
Halka doğru ve gerçek haber ulaştırılmamaya çalışılıyor.
Hep aynı kalemsizler meydanda.
Millet artık krizlere ve bölünme tartışmalarına o kadar alıştırıldı ve bunlardan o kadar bezdi ki tepkileri sıfırlandı.

Yargı, TSK işlevsiz hale getirilmeye çalışılıyor.

Hergün onlarca Mehmetçik, Başbakan'ın açılım adı altında yürüttüğü yıkım projesinin yüzünden şehit düşüyor..

AKP nerede?

Köfteci açılışında,

Helikopter sefasında...


Ne demişler;

Askere gitmeyen, ''Gemicik''i olan ne anlar şehit anasının halinden?!...

''Gemicik'' sahibinin bugünlerde düşündüğü tek şey, Kandil'dekilerin huzuru!..

Brüksel, 22-06-2010 


 
 
 
--

Bizler;
''Gözünde Vatanını,
Gönlünde ATATÜRK ilke ve İnkılaplarını tutabilen,
Vicdanında dinini saklayabilen
Milliyetçilik ve laiklik düşüncesi içinde görev yapanlardanız..''
Nusret DEMİRAL

     ***
''Şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev, HAYAT'tır!''
Nusret DEMİRAL

      ***

Cüneyt ŞAŞMAZ/Cesuryorum
http://cesuryorum.blogspot.com/
 


 






--
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

m~a~k~a~r~n~a Fwd: SEVİL'DEN // Türkiye Demokrasisinin Ölümü / DANI RODRIK






Türkiye Demokrasisinin Ölümü    

Büyüdüğüm ve Amerika’daki hocalığımdan arta kalan bütün zamanımı geçirdiğim ülkeyi, Türkiye’yi artık tanıyamıyorum. Ülkenin demokrasi ve insan haklarında dev adımlarla ilerliyor gibi görünmesinin üzerinden çok fazla zaman geçmedi. Hükümetin 2002 ile 2007 yılları arasındaki ilk döneminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ülkeyi AB’ye götürebilmek ve Kürtler üzerindeki kısıtlamaları gevşetebilmek için çalışmıştı.

Ama son zamanlarda aynı hükümet kendi demokrasi söylemi karşısında bundan daha keskin bir zıtlık sergileyemeyeceği ölçüdeki kirli oyunların, korku ve sindirme politikalarının sorumlusu haline geldi.

Eleştirel görüşlerini açıkça ifade etmiş olan yurtdışındaki birçok Türk entelektüeli bana Türkiye’ye dönmekten korktuklarını söylüyorlar. Gizli dinlemeler öyle boyutlara ulaşmış ki ev kadınları bile telefonda “hassas” konularda sohbet etmeye çekinir olmuşlar.

AKP hükümeti muhaliflerine karşı çok sayıda, siyasi motivasyonlu dava başlattı. En çok göze batan davalılar “Ergenekon” adı verilen ve ülkeyi karıştırarak AKP hükümetinin düşmesini sağlamak amacıyla kurulmuş silahlı bir terör örgütünün üyesi oldukları iddiası ile suçlanan yüzlerce emekli ve muvazzaf subay, avukat, akademisyen ve gazeteci oldu. Özel olarak atanmış bir grup savcı tarafından yürütülen ve AKP dostu, AKP tarafından kontrol edilen bir medyanın sevinç çığlıkları ile desteklenen bu Ergenekon davaları asıl süreçle alay etmektedir. Bu davalar genellikle tutarsızlıklarla dolu ithamlara dayanmakta, güvenilirlikleri tartışmalı adı meçhul ihbarcılara inanıldığını ve sistematik savcılık suiistimallerinin varlığını ortaya çıkarmaktadır. Suçlamaların dayandırıldığı kanıtlar, hayali olanından kabaca kurgulanılanına kadar gider. Savcılığın asıl amacı sanki itham edilenlerin itibarını düşürmek ve onları mümkün olduğu kadar uzunca bir süre gözaltında tutabilmektir.

Çetin Doğan hakkındaki suçlamalar

Beni kişisel olarak uyandıran alarm, şubat ayında kayınpederim, emekli Orgeneral Çetin Doğan, paralel bir dava için tutuklandığında çaldı. AKP’ye karşı sesi gür çıkan bir muhalif olan Doğan, 2002-2003 yılında yeni seçilmiş hükümeti devirmek için özenle hazırlanmış bir darbe planının lideri olmakla suçlanıyordu. Suçlamalara temel olan belgeler, her zaman olduğu gibi adı meçhul bir ihbarcı tarafından üretilmiş, orijinalliğine ilişkin ciddi kuşkular uyandıran zamanlama hataları, çelişkiler ve yanlışlarla doluydu. Bunların hiçbiri hükümeti yolundan çevirmedi. Savcılar sahteciliğin tüm belirtilerini görmezden geldiler, hükümetin kontrolündeki bilimsel bir kuruluş suçlamalara destek veren açıkça yanıltıcı bir rapor üretti. Ve AKP yanlısı medya, Doğan’a karşı çirkin bir karalama kampanyası başlattı. Erdoğan ve çevresi bir yandan sanıkların lehine karar almaya cesaret edebilen hâkimlere iftiralar atarken bir yandan da saldırılar korosuna katıldı. Doğan, mahkemeyi beklerken onlarca muvazzaf ve emekli askerle birlikte, güvenilir deliller olmamasına ve sahteciliğin açık işaretlerine rağmen aylarca hapishane de tutuldu. Anlaşılmaz bir biçimde bu mesele birçok sözde Türk demokratı ve liberalinin ortak davası haline geldi ve bu insanlar bu davaların amigoluğunu yapar oldular. Herhalde Ergenekon davalarının derin devlete, yani ordu ve sivil müttefiklerinin kurduğu gizli ağlara hesap soracağı ümidini taşıyorlardı. Türkiye’nin AKP öncesi laik düzeninin güçlü antidemokratik eğilimlerin işaretlerine sahip olduğuna dair pek kuşku yoktur. Ama AKP hükümeti asıl suçların ortaya çıkarılması ve gerçek suçluların adaletin önüne getirilmesi konusuna pek fazla ilgi göstermedi. Bazı Ergenekon zanlıları ihlallerden dolayı suçlu da olabilirler. Ama bu kişilerin somut, kanıtlanabilir suçlar yerine, bulanık, kurmaca suçlarla itham edilmeleri adil bir mahkeme sonucuna ulaşma olasılığını yok etmektedir.

Dahası hükümetin kendisi bu ve diğer davalarda, liberallerin lanetlediği ve yargının önüne getirmek istediği türden faaliyetlerin tıpatıp aynısına girişmiştir. Başka örneklere bakalım. Yüksek rütbeli polislerin Ermeni gazeteci Hrant Dink’in Ocak 2007’de öldürülmesi olayında en azından, büyük ölçüde ihmallerinin olduğuna dair hatırı sayılır miktarda kanıt bulunmasına rağmen bu polislerin hiçbiri yargılanmadı. Aynı polislerin bazılarının Ergenekon soruşturmasını da yürütmüş olmaları bir tesadüf değildir. Saygın bir cumhuriyet savcısı, uydurma suçlamalara dayanılarak Ergenekon ağı üyesi olduğu iddiasıyla tutuklandı. Bu savcı 1998-1999 arasında derin devletin kalesi sayılan jandarma haberalma dairesinin üstüne gitmeye cesaret gösterebilen çok az sayıda savcıdan biriydi. Gerçek suçu, AKP ile bağlantısı olan tarikatları soruşturmaktı. Polis ve savcıların Ergenekon sanıkları aleyhine kanıtlarla oynanmasına karıştıklarını gösteren somut işaretler olduğu halde görevini kötüye kullanılmasına ilişkin, bırakın bir soruşturma yapılmasını, herhangi bir açıklama bile gelmedi.

Geride bıraktığı haksızlıkların izlerine bakılarak gelecek yaz yapılacak seçimlerde AKP’nin gücünü kaybetmemek için elinden geleni ardına bırakmayacağı söylenilebilir. Ne yazık ki Erdoğan’ın eğilimi hem iç hem de dış siyasette harareti birkaç derece arttırmak yönünde olacaktır. (Son günlerde İran’la yakınlaşması veya eski dostu İsrail’e karşı gerilim politikası.)

Şu açıktır ki Türkiye artık daha birkaç yıl önce AKP yönetiminde liberalleşen, gelişen demokrasi değil. Artık ABD’nin de Avrupa’nın da ona sanki

öyleymiş gibi davranmaktan vazgeçmesinin zamanı geldi. Hem kendi hem de Türk halkının selameti adına...

DANI RODRIK  Harvard Üniversitesi Uluslararası Siyasi Ekonomi Bölümü Profesörü.

İngilizceden çeviren: Çimen Turunç Baturalp (The Wall Street Journal, 23 Haziran 2010)

 




--
http://bertanonaran.blogspot.com



--
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

[cadilarmekani], MUTLULUĞU TAŞIYAMAYANSIN



-- Birgün sessizliğim oluyor, boğuyorsun kelimelerin içimde…
Birgün çığlığım oluyor, döküyorsun içimdeki kırıntıları düşüncesizce…

Bazen yalnızlığımsın, içinde kaybolduğum…
Bazen kaçmak istediğim duygularım…

Korkuyorum senden…
Belki de alıştığım sensizlikten…
Bir geliyorsun, bir gidiyorsun…
Gözlerimde göremediğimsin…
Yüreğimde bulamadığımsın…

Sen, bende bilinmeyensin !

Ve sen,
Anlattıklarımdan çok anlatamadıklarımsın…
Bağladım elimi kolumu, çaresizliğim yüreğimin düğümü…

Gözkapaklarıma uyku oturdu
Gecenin kaçıncı çeyreği bilinmiyor
Ben ise hala suskun

Bu kadar erkenmiydi gidişin?
Gözlerinin derinliğine dalıp boğulmak isterdim, o en kör olduğum anlarda bir daha çıkmadan

Nefesinle yaşamayı isterdim tükendiğim zamanlarda,
Başımı yaslayıp omzunda ağlamak yeterdi bana…
Senin yanındayken dünya dursun, güneş doğmadan batsın, hiç önemli değildi

Susardım, hiç konuşmazdım, sadece susardım Seni ve sendeki tazeliği izlerdim,
Kıpırdanışlarındaki kimsenin duymadığı o benzersiz müziği dinlerdim

Ne olur ki gitmeseydin!

Sen,
Unutulan
Sen,
Tükenen
Umutlarımsın…
Mutluluğu taşıyamayansın !



...Arkamdan konuşup adımı batırmaya çaLışacağınıza kendi adınızı battığı yerden kurtarın ! ;)

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

m~a~k~a~r~n~a pps: hepsi yemelik... :)

.

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

[cadilarmekani], SEVDİĞİM İKİNCİ KADINSIN SEN

Sevdiğim ikinci kadınsın sen
İlkini sevmeye mecburdum
Çok iyiliği oldu bana
Ve hayatımda hiçbir mecburiyeti onun kadar sevmedim
Sevdiğim ikinci kadınsın sen
İlkinin yerini alman mümkün değil
O öğretti bana sevmeyi
O öğretmese sevemezdim seni bile
İnan o tuttuğu için ellerimd...en
Yürümeyi öğrendim, koşabildim sana
Onun gözlerine benzediği için gözlerin
Alamadım gözlerimi senden
Sana aşığım, seni seviyorum
Sevdiğim ikinci kadınsın sen
Hayatım boyunca omuzumda taşıyorum onu
Ve sen her sabahımdasın
Kıskanma
Alfabede bile senin adının baş harfi ondan sonra gelir
Kalbim şimdi senin
Onun kadar sev beni kafi
O doğurdu, sen öldürme

Ceyhun Yılmaz




--
...Arkamdan konuşup adımı batırmaya çaLışacağınıza kendi adınızı battığı yerden kurtarın ! ;)

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

m~a~k~a~r~n~a pps: Salyangoz Ev...

.

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

29 Haziran 2010 Salı

[cadilarmekani], KAHRAMANMARAŞ DAĞ ÇiÇEKLERi....






--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], India / Lake / Loktak

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], KAİNAT ECZANESİ




 




 

Sıhhatli beslenme isteyenler ve de hastaneye gitmeye üşenenlerin dikkatine.....

 

 
 

 

 

 

Kainat Eczanesi

RUH HALİMİZE GÖRE BESLENME

Yediğimiz besinlerin ruh halimizi etkilediğini ve ruh durumumuza göre yenilen besinlere dikkat edilmesi gerektiğini kaç kişi biliyordu acaba?

Örneğin, sinirliyken makarna yiyip kafeinli içeceklerden uzak durmak gerekirken, endişeli zamanlarda da bol sıvı tüketmek gerekiyor

"Bezginlik: Bu duruma karşı sebze grubu yiyecekler tercih edilmeli. Yediğiniz sebzelerin çiğ olmasına dikkat edin. Yavaş yemeye özen gösterin.

Yorgunluk: Bezelye ve havuç, yorgunluğa karşı birebir. Taze sıkılmış meyve suları ve evde yapılan meyveli yoğurtlar da yararlı.

Çekingenlik: Kuru baklagiller ve fosfor açısından zengin besinler önerilir. Bulgur, mercimek ve balık türü yiyecekler de yenmeli.

Agresiflik: Yağlı tohumlar, özellikle fındık, ceviz ve fıstık yenmesi gerekir.

Keyifsizlik: Kendinizi ödüllendirin; pizza, döner, hamur, ne istiyorsanız onu yiyin.

Endişe: Vücutta aşırı sıvı kaybı olacağından hafif çorba, komposto, meyve suyu içilmesi gerekli.

Hayal kırıklığı: Enginar ile kereviz bu duruma karşı oldukça etkili. Sebzeler hayal kırıklığını hafifletici etki içeriyor.

Yalnızlık: Domates, biber, patlıcan, patates yalnızlık duygusunu hafifletiyor.

Aşırı öfke: Ekmek, makarna, sebze, meyve yenmeli. Kırmızı et ve kafeinli içecekler öfkeyi tetikler.

Depresyon: Çok fazla olmamak kaydıyla çikolata yenmesi gerekir. Şekerli, sütlü tatlılar da yenebilir. Vücudun mutlaka şekerli besin alması gerekir.

Özgüven: C vitaminli yiyecekler önerilir. Yeşil biber, maydanoz, haşlanmış patates ve kuşburnu insana güven verir".



MUHTEŞEM İKİLİ (BAL VE TARÇIN)

Bal ve Tarçın karışımının birçok hastalıklara iyi geldiği saptanmıştır.
Eski Yunan tıbbında olduğu kadar Ayurvedik tıpta da Bal,asırlarca hayati ilaç olarak kullanılmıştır.
Bugünün bilim adamları birçok hastalıkların tedavisinde Balı çok etkili bir ilaç olarak kabul etmişlerdir.
Bal hertürlü hastalıkta herhangi bir yan etkiye sebep olmaksızın kullanılabilmektedir .
Bugünün tıp ilmi,balın tatlı olmasına karşın doğru dozlarda alındığında şeker hastaları için tehlikeli olmadığını kabul etmektedir.
Kanada da yayımlanan ünlü Weekly World News dergisinin 17 OCAK 1995 tarihli sayısında batılı araştırmacılar tarafından bal ve tarçınla tedavi edilen hastalıkların listesini yayınlamıştır.


YORGUNLUK
Araştırmayı yapan Dr.MİLTON, bir bardak su içerisinde ½ kaşık bal ve biraz toz tarçının hergün kuşluk vakti ve vücut direncinin düşmeye başladığı takriben saat 15.00 te alındığında bir hafta içerisinde canlılığın arttığını tesbit etmiştir.


SOĞUK ALGINLIĞI
Bir kaşık ılıtılmış Bal,1/4 tatlı kaşığı toz Tarçın günde üç defa yenir.
Bu uygulama birçok kronik öksürük,soğuk algınlığı ve sinüslerin temizlenmesi için de geçerlidir.


YAŞLILIK

Bal ve Tarçınla hazırlanan çay,düzenli alındığında yaşlılık harabiyetini önler.
4 kaşık bal,1 kaşık toz Tarçın , 3 bardak su içerisinde kaynatılarak bir içecek hazırlanır. Günde 3-4 defa ¼ bardak miktarında içilir. Deriyi diri,taze ve yumuşak tutar, yıpranmasını durdurur.


KALP HASTALIKLARI
Bal ve Tarçınla bir karışım yap ve bunu her sabah kahvaltıda reçel veya marmelat yerine ekmek üzerine sür.
Bu uygulama arterlerdeki kolesterolleri eriterek hastaları kalp krizinden korur.
Bu uygulama ile, daha önce kalp krizi geçirmiş kişiler, ikinci krizden kilometrelerce uzakta olacaklardır.
Bu uygulamayı düzenli olarak yapan kişilerde solunum güçlüğü ortadan kalkacak ve kalp atışları kuvvetlenecektir.


KANSER
Japonya ve Avustralya da yapılan bir araştırmada ,mide ve kemik kanserleri üzerinde başarılı olunmuştur.
Bu tür kanserlere yakalanan hastalar günde bir kaşık bal ve bir kaşık Tarçını bir ay süreyle günde üç defa almalıdırlar.


BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
Hergün kullanılan Bal ve Tarçın bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve vücudu bakteri ve virus saldırılarına karşı korur.
araştırmacılara göre Bal,birçok Vitamin ve büyük miktarda demir içermektedir.
Balın düzenli kullanılması, Akyuvarlar içerisindeki, bakteriler ve viruslerle savaşan,korpuskü lleri de kuvvetlendirir.

DİŞ AĞRISI
Bir kaşık toz Tarçın ve 5 tatlı kaşığı Bal karışımı ağrıyan dişe tatbik edilir.
Ağrı kesilene kadar günde üç defa uygulanır.


HAZIMSIZLIK & GRİP

Toz Tarçın 2 kaşık bal üzerine serpilip yemekten önce alındığında asit oluşumunu ve hazımsızlığı önler
İspanya da yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır.

İDRAR KESESİ ENFEKSİYONLARI
İki kaşık toz Tarçın,bir tatlı kaşığı Bal, ılık su içerisinde eritilip içilir.
İdrar kesesindeki mikroorganizmalar üzerinde etkilidir.


KOLESTEROL
İki kaşık Bal, Üç tatlı kaşığı Toz Tarçın,450 gr.demlenmiş çay içerisinde eritilerek içildiğinde kan kolesterol seviyesi 2 saat içerisinde % 10 düşecektir.
Artrit hastalarına tavsiye edilen kür de günde 3 defa kolesterol hastaları i,çin uygulanabilir.
Adı geçen dergideki bilgilere göre günlük gıda ile alınan bal bile kolesterolün düşmesine yardımcı olabilir.

MİDE AĞRILARI
Bal ve Tarçın kürlerinin ,mide ağrıları için olduğu kadar mide ülserleri için de yararlı olduğu saptanmıştır.
GAZ : Hindistan ve Japonyada yapılan araştırmalar Bal ve Tarçının midedeki gazı giderdiğini göstermiştir.


SAÇ DÖKÜLMESİ
Saçı dökülenlerle tepesi açılanlar için sıcak zeytinyağı içerisine bir kaşık bal,bir tatlı kaşığı toz Tarçın ilavesiyle elde edilen krem banyodan önce başa sürülür ve yaklaşık 15 dakika beklendikten sonra yıkanır.
5 dakikalık bir uygulama dahi etkili olabilir.

SİVİLCELER VE DERİ
3 kısım bal, 1 kısım Tarçın ile bir krem yapılır. Bu krem uykudan önce sivilceler üzerine sürülür.Sabahleyin ılık su ile yıkanır..
Eğer 2 hafta süreyle her gün uygulanırsa sivilceleri kökünden çıkarır.
Egzama,mantar ve diğer deri enfeksiyonları nda eşit miktardaki Bal ve Tarçın karışımı uygulanır

ZAYIFLAMA
Bir bardak su içerisine eşit miktarda Bal ve Tarçın konup kaynatılır.Hergü n kahvaltıdan yarım saat önce aç karnına ve yatmadan önce içilir.
Düzenli uygulanırsa kilo verilir.
Ayrıca bu karışım düzenli olarak içildiğinde ,yüksek kalorili diyet alınsa bile, vücutta yağın birikmesine engel olur.

     

GÜNE ENERJİK BAŞLAYIN

Yulaf, çikolata,buğday, bal ve pirinç.Hepsi de enerji ve güç veren besinler.İçerdikleri yüksek orandaki besinsel değerler nedeniyle cildin doğal savunma mekanızmasını güçlendirerek dış etkenlere karşı koruma sağlıyor.

Yulaf:
Yulaf gevreğini sabah kahvaltıda süt veya yoğurda ilave ederek yiyin.Zengin protein,lif, vitamin(özellikle de B ve D vitaminleri) ve mineral kaynağı(100 gramında 53mg.kalsiyum, 405 mg.fosfor,4, 5 mg.demir ve 468 mg.potasyum bulunuyor.)olan yulaf,güç ve enerji verici özellikler içeriyor.

Cildinizi tazelemek ve kadifemsi bir yumuşaklığa kavuşturmak için haftada iki kez 2 kaşık pirinç suyu,2 damla zeytinyağı ve 2 çorba kaşığı yulaf unu karışımını sürüp 5 dakika bekleyin ve yıkayın.

Buğday:
Kolesterol ve tansiyon düşürücü etkili buğday,yüksek oranda B ve E vitaminleri içeriyor.Özellikle E vitamini içeriği ile doğal bir antioksidan olarak cildi yaşlanmaktan koruyorve kırışıklıkların oluşumunu önleyerek cildin her dem genç kalmasını sağlıyor.

Gözdeki damarları koruyup,göz etrafında oluşabilecek çizgileri azaltıyor.Cilde pembelik veriyor.Tırnakları ve saçları güçlendiriyor. Zengin içeriği nedeniyle kozmetik ürünlerinde çok sık kullanılıyor.

Çikolata:
Mutluluk hormonunu(serotonin ) uyarıcı özellikler içerdiğinden çikolata vücudu ve cildi gevşetip rahatlamasını sağlıyor. Aşık olma esnasında beynin ürettiği feniletilamin adlı uyarıcı bir madde içerdiği için afrodizyak özellikler taşıyor.Stresten uzak rahat bir uyku sağlıyor.Antioksidan özellikleriyle serbest radikallere karşı savaşarak yaşlanmayı geciktiriyor. Protein kaynaklı olduğundan cildi yenileyip elastikiyetini arttırıyor.İçeriğ indeki sterol adlı madde ile cilde tonik etkisi yapıyor.

Bal:
Şeker,fruktoz ve glikoz içeren baldoğal bir tatlandırıcı.Ayrı ca antibiyotik özelliği ile mikroplara karşı güçlü bir dezenfektan. Vitamin,mineral ve protein kaynağı olan balın yapısındaki meyve asitleri cildi arındırıyor,azot ve glüsit gibi maddeler nemlendirici özellikler içerip cildin nem dengesini düzenliyor. Manganez,magnezyum, kalsiyum ve silisyum gibi mineraller ise cildi pürüzsüz bir güzelliğe kavuşturuyor.

Pirinç:
B grubu özellikle B1 ve B2 vitaminlerince zengin olanpirinçte ayrıca demir,potasyum, fosfor ve kalsiyum başta olmak üzere diğer mineraller de bulunuyor.Pirinç hücrelere ihtiyacı olan enerjiyi sağlayıp cildin yıpranmasını önlüyor,içerdiği bol potasyum ve az azot ile kan basıncı değerlerinin düzenli akışını sağlıyor.Zararlı güneş ışınlarının etkisi veya yaşlanma nedeniyle ortaya çıkan cilt lekelerini yok ederek, cildin ışıltılı bir görünüme kavuşmasını sağlıyor.


Terlemeyi Azaltmanın Yolu; Sağlıklı Beslenme

Uzmanlar sıcak yaz günlerinde çok terleyen kişilerin,sağlı klı beslenmeleri halinde bu dertlerinden kurtulabileceklerin i belirtiyor.Bol bol sebze ve meyve yiyen kişiler daha az terliyor.Adaç ayının ter gözeneklerinin büzüşmesini sağladığını belirten uzmanlar,terlemeyi azaltmak için günde bir litre adaçayı içilmesini öneriyorlar.Uzmanlar ,bir bardak suya bir çorba kaşığı elma sirkesinin eklenip içilmesinin veya bir fincan elma sirkesi eklenen dolu küvette banyo yapılmasının da terlemeyi önemli ölçüde azalttığını kaydetti.

Kahve,alkol, tuz ve acı baharatların tüketilmesinin terlemeyi arttırdığını belirten uzmanlar,proteinli gıdalardan da uzak durulması gerektiğini belirtiyorlar. .Aspirinin içindeki asetil salisilik astin de terlemeyi arttırdığı kaydedilen haberde,çok terleyen kişilere sıcak yaz günlerinde başka ağrı kesicilerkullanmala rı ve çok sıcak ile çok soğuk içecekler içmemeleri önerildi.

Strese karşı günde bir elma

Günde bir elma çok sayıda hastalığa karşı vücudu koruyor.
New York'ta yapılan bir araştırmanın sonucuna göre,hücrelerin zarar görmesine karşı direnci arttıran güçlü bir antioksidan madde bulunan elma,güneş ışığı,kimyasal reaksiyonlar ve günlük yaşamın sebep olduğu stresten kaynaklanan zararlara karşı güçlü bir koruma sağlıyor.

Farelerin beyni üzerinde yapılan bir araştırmanın elmada bulunan quercetin isimli antioksidan maddenin C vitaminine göre beyin hücrelerinin muhtemel hasarlara karşı direncini çok daha iyi koruduğunu ortaya koyduğu kaydedildi.

Diğer meyve ve sebzelerle mukayese edildiğinde en yüksek quercetin oranına sahip olan meyvenin elma olduğu elmanın Alzeheimer hastalığıyla mücadelede en faydalı yiyecek olduğuna dikkat çekildi.

Elmanın kendisinin elma suyu tüketimine nazaran çok daha faydalı olduğunu kaydeden araştırmacılar, genelde kırmızı elmaların yeşil yada sarı elmalara göre çok daha fazla antioksidan madde ihtiva ettiğini ifade ettiler.

Soğan,kızılcık ve böğürtlen gibi meyve ve sebzelerde de bol miktarda quercetin maddesinin bulunduğu belirtiliyor. .


YAŞLANMAYI DURDURANLAR

Araştırmaya göre yaşlanmayı durduran besin grupları şöyle sıralanıyor:
Kahvaltılık tahıl:Yulaf,kara buğday gevreği,buğday ya da pirinç gevreği
Süt Ürünleri:Soya sütü,gravyer permesan peynirleri ve yoğurt
Ekmek Çeşitleri:Kara ekmek,tahıllı ekmek,arpa,yulaf ve çavdar ekmeği
Sebze baklagiller: Brokoli,lahana, havuç,ıspanak, balkabağı,domates, tere,bezelye,
nohut,mercimek, semizotu, mısır,avakado, pırasa,soya
Tahıllar:Bulgur, esmer pirinç,basmati pirinci
Balık ve Kabuklu deniz ürünleri:Somon, alabalık,barbunya ,istiridye, karides,uskumru, kalkan
Meyve ve Tatlılar:Kayısı ,muz,kiraz, elma,çilek, pembe greyfurt,mango, kavun,karpuz,ü züm,dut,kuru meyveler,ceviz, badem,fındı k


Kayısı binbir derde deva


Sindirimi düzenleyip bağırsakları çalıştıran kayısı içindeki antioksidanlarla kanseri de önlüyor. . Kayısının en büyük yararlarından biri de insan cildini diri tutması...

Duru cilt için günde 5 tane
Günde 5 tane kayısı yemek cilde hem tazelik hem de güzellik katıyor.. İngiliz bilim adamları, kayısının içeriğinde bulunan patosyum sayesinde, insanlara gençlik ve güzellik aşıladığını açıklıyor.

Hücrelerin sıvı dengesinin düzenlenmesinde ve protein üretiminde büyük rol oynayan kayısı, ayrıca derideki sivilceleri yok ediyor. Cildin 5 yaş gençleşmesini ve cildin tazelik kazanmasını sağlıyor.


Meyveler ve sırları


Kara üzüm'ün gece görüşü sağladığını biliyor musunuz? Portakalın gizli faydası ne?

PORTAKAL:
Her gün portakal veya C vitamini almak insanın keyfini düzeltiyor, enerji seviyesini yükseltiyor.

KARA ÜZÜM:
Gece görüşünü artırıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında pilotlara çok yardımcı oldu.

ENGİNAR:
Yüksek kolesterole bire bir. Her gün 450 gram enginar kolesterol seviyesinin yüzde 20 düşürüyor.

ISIRGAN OTU:
Prostat kanserine bire bir... Ancak 40 yaşını aşkın erkeklerde sık sık tuvalete gitme ihtiyacına neden oluyor.

KIRMIZI BİBER:
günde 2.5 gram tüketilen kırmızı biber sindirime iyi geliyor ve mide ağrısını ortadan kaldırıyor. Ayrıca sinir sistemine bağlı ağrıları da azaltıyor.

ISPANAK:
magnezyum bakımından çok zengin olan ıspanak, bir ağrı kesici olarak işlev görüyor. Günde 250 miligram alınan magnezyum kadınların regl ağrılarının hafiflemesini sağlıyor.

 

 

 

 

 

 

 











--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], Petunyalar

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], ÖZLEDİM DİYORUM İŞTE SENİ

göz yaşlarım hiç bu kadar anlam yüklenmemişti düşerken ve hiç bir zaman bu kadar içten dokunmamıştı yanağıma... ey gümüş renkli göz yaşlarım bu kadar mı dokundu ayrılık size... oysa her acıya bir bedel... oysa her öyküye ödenmiş diyetlerim vardı benim... kaç damlada ıslanır ki yüreğimin kıraç toprağı... kaç mendille kurur ki bu gözyaşı sağanağı...
özledim diyorum... özledim işte...
bu can sana döndü her dirilişte...


o kadar zavallı gecem oldu ki yalnızlık denilen suretsiz kimlikte... bazen şaşırdım yolumu... ne yana dönsem hep iki yüzlü yalnızlık... evimde... odamda... ne zaman başımı kaldırsam bir çivi gibi alnımın ortasında... ne zaman bir yana dönsem kader gibi ömrümün rotasında... kaç gece kirpiğimde kan izleri... kaç gece yüreğimde dön sözleri yankılandı çaresizce... bulamadım cevabını ben de ki bende...
özledim diyorum... özledim işte...
canımdan can aktı her direnişte...


her gece başka bir hayali bağladım gönül darağacıma... yüreğim sızlaya sızlaya... ittim titreyen sehpayı parmak uçlarımla... asılan her hayal, ölüme giden yüzlerce umuttu aslında... kayboldu rüyaların renkli daveti... ben yarı çıplak yanımla bir teselli ararken sensizlik duvarında... çığlıklar kurşuna dizildi dudaklarımda... saçlarım intihar etti parmak uçlarımda... kayboldu bakışlarım titrek mum ışığında ve ben öylesine bitkin... öylesine yorgun... bir yol arıyordum kendime, ışığa ulaşmak adına... bulamıyordum... ... ..."ne yan aydınlığa düşerdi... ne yan karanlığa"...ne zaman ve nerede varırım ki ışığa...

özledim diyorum... özledim işte...
ciğerim söküldü her serzenişte...


her gece bir çizik daha atıyorum yüreğimin kerpiç duvarına, sensizliği tüketmek adına... ama olmuyor... her hücresinde bakışların saklı... her kuytu köşesinde parmak izlerin... bir görebilsen, yalnızlığın alnımın ortasına vurduğu soğuk damgayı... bir duyabilsen, kalabalıkta kayboldukça yalnızlığın kollarında bulduğum feryadı... ne güne ulaştı yüreğim ne gecede kaldı... ne bir gülü tuttu, elim ne dikeni battı... ey hayat canımı acıtma artık dedikçe canım daha çok yandı... canım... daha... çok... yandı...

özledim diyorum... özledim işte...
gözlerim yanıldı her benzetişte...


sahnede repliği unutmuş bir tiyatro oyuncusuyum artık... kulisten bir ses versen hatırlasam yeniden oyunun kurgusunu... dilim yeniden tekrarlasa aşk denen kelimenin vurgusunu... kalmasam böyle yarı çıplak yanımla hayatın ortasında, bir tiyatro sahnesinde... ışıklar sönse... kapansa perde... dekor değişse... bir yosun ürkekliğinde yeniden çıksan sahneye, yanında benimle, el ele... hiç yarım kalmamış gibi... hiç yaşanmamış gibi... yok saysak ayrı geçen anları... yok saysak heba olan dakikaları... duvarlar geri verse çivilediğim bakışları... özledim diyorum... özledim işte...
birazcık ben vardı her çilekeşte...


yokluğun en hazin bestesi oldu dudaklarımın... renklerin gölgesinde siyah beyaz bir tebessümdü bana kalan... yaşamın en dik yokuşunda... yalnızlık rüzgarları vurdu gönül sahilime ve sen bir tutam ışık gibi düştün yanı başıma hayalimde... "ne verdin ki ne istersin" der gibi... gözlerim ne çok şey yaşadı oysa göz bebeklerimde ne çok şeye gebeydi düşüncelerim... bir yanım sana koşmak isterdi delice... bir yanım ardımdan bakardı sinsice... yanardı bir yanım... göz yaşımın gücü yetmezdi alevleri söndürmeye... nasıl biterdi ki bu işkence... her acı bir "şiir lekesi"* bırakırken gözlerime...

özledim diyorum... özledim işte...
yüreklim saklıydı her özleyişte.

 




--
...Arkamdan konuşup adımı batırmaya çaLışacağınıza kendi adınızı battığı yerden kurtarın ! ;)

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], KELİMELERİMİ TANIDIN ÖNCE ARDINDAN BENİ


Kelimelerimi tanıdın önce, ardından beni.
Seni tanıdım önce, sonra gördüm kelimelerin sana yetmediğini.
Ben kadar kayıptın, ben kadar yanlış yapmıştı hayat sana, ben kadar karanlık sunmuşlardı bu yaşında.
Geç doğmuştun sen biraz, ben biraz erken
yaşlanmıştım. Geçmişimi gördüm sende.
Geleceğini anlatmak istedim sana sadece.
Yanlış zamanlara, yanlış mekânlara çakılmıştı kaderimizin her harfi.
Yanlış insanları sevmiştik hep, yanlışların peşindeydik belki.
Doğruya ulaşmanı değil, doğrunun ulaşılmaz olduğunu anlamamı
istedin en çok.
O yüzden bir kez kurdun her cümleyi bana, ikincisi gelmedi.
Çünkü önünü görmek isteyen insanlar, hayatlarında tekrarlara yer vermemeli.

Ait olmadığımız bedenlerde, her gece gizli gizli yağmaladığımız
ruhlarımızla sadece nefes alıp vermeye çalışıyoruz ya hep,
elbet bir gün bitecek diye, o gün geldiğinde yanında olmak istiyorum ençok,
daha beyaz bir sayfayı beraber açalım diye.
Çünkü inanıyorum sana. İnanıyorum senin içinde itiraz eden o asi
çocuğa. İnanıyorum senin içinde her şeyi kabullenen o ufacık
çocuğa. Çünkü inanıyorum gelecekte kendi gökyüzünün güneşi
olabilen bir adama dönüşeceğine.
Çünkü inanıyorum ben, senin kurmadığın, ama benim duyabildiğim
her cümlene…
Bir gün gelecek, sadece kumların üzerine uzanıp gökyüzünü izleyen
iki gencin tablosunu çizecek her ressam, biz modelleri olacağız.
Bir gün gelecek, geceleri birer yudum şaraba razı olup,seninle yan
yana yıldızları sayacağız. Bir gün ben sana denizi anlatacağım.
Sen bana toprağı. Bir gün susacağız sadece, kimse duyamayacak
saçlarımızın anlattıklarını. İşte bu yüzden dayanmak gerekiyor.
İşte bu yüzden, sırf bu yüzden savaşmak…
İşte bu yüzden Seviyorum seni.
Biliyorum, kolay değil anlamak…
Yalanları görebilmek acıdır.
Maskelerin ardında nelerin durduğunu bilmek…
Zordur her şeyi sezerek yaşamak, zordur olup biten her şeyi
görmek.Biliyorum neden nüfus cüzdanında yazan yaşta olmadığını.
Biliyorum nasıl hayata bu kadar sabırla katlandığını.
Birazturuncukatmak istiyorum sadece hayatına bir gece sen
uyurken, biraz bahar sürmek istiyorum zamanın sana
getireceklerine.
Çünkü onlar anlamaz.
Çünkü onlar göremez senin içine akıttığın yaşları.
Oysa ben biliyorum, bir şiir uzatsam sana, diner acın, içini çekersin
önce, sonra gülümsersin yine.
Güçlüsün sen çünkü. Farkındalığının farkındasın.
Kendi kendinin aynası olabilen nadir insanlardansın.
Ve işte bu yüzden hayatımdasın.
İşte bu yüzden ben biraz çilek tadı istiyorum geleceğimize, biraz
meltem, tenimizi mutlu etsin diye.
İşte bu yüzden, sessizliğini tanıyorum.
İşte bu yüzden gözlerin kapalıyken bile acımı görebildiğini
biliyorum. İşte bu yüzden bekliyorum seninle deniz kenarında
bir martıya dönüşene kadar gülüşeceğimiz günü.
İşte bu yüzden şiirlerle süslüyorum bir gün içinde kanat
çırpacağımız göğü.
İşte bu yüzden, nerede olursan ol, ben duyabiliyorum
içindeki sessiz çığlıkları.
İşte bu yüzden, ne olursa olsun, ben biliyorum
bir gün bembeyaz olacağımızı…
Bu yüzden, bir gün şiir kazanacak, aşk kazanacak, özgürlük ve barış
kazanacak, inan.

İşte bu yüzden, karanlığa inat dayan, ihtiyacımız olan tek şey biraz zaman......

 


--
...Arkamdan konuşup adımı batırmaya çaLışacağınıza kendi adınızı battığı yerden kurtarın ! ;)

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], çiçekler sensiz büyümuyor

Olmuyor..Çiçekler sensiz büyümüyor..Sana mecbur kalmış gün sensiz doğmuyor..Çaresiz kalan ben değilim..Affet affet kırdım seni..Bilmeden dokundum yaralarına, bilmeden kanattım affet..Ama öylesine derin ki benim de yaralarım..Buruk hüzünlerim öyle öksüz kalmış ki, kendime bakmaktan göremedim kanayan yanını..

Suskun kalmış hayallere inat bağırırdım sana..Geliyorum her zaman yanındayım diye haykırırdım..Ama ben ,ben hiç böyle sesler duymadım,anlıyor musun? Kimsenin haykırışları ulaşamadı bana..Ben hep,yalnız kaldım..Hep..Nerede acım olsa,acımın çürüttüğü yer tenhalaştı..Biir baktım,kimseler yok..Sen YOKsun!

Gitmek istemezdim..İnan bana,üzül istemedim..Sadecebulaşıcı bir hastalığım ben..İçimde beni kemiren her neyse,elimi tutan herkesi kemirmeye başlıyor..Koparıp alamıyorum acımı senden sonra..Bunu istemiyorum,sana zarar gelmesin..Sen var ol,varlığını bileyim,bu bana yeter..Bir de senin yokluğunu kaldıramaz içim..

Çocukluğumun gülümsemeleri,çocukluğumda kaldı zaten..Oyuncaklarımsa,beşiğimde kaldı...Kalbimde gençliğimde kalsın,ne çıkar..Ne çıkar,uyusam sessizce..

''Uzağımda, sen varken seni mutlu etmek..''Yine de sen var ol..Bana yeter..Gülümse,sev..İnadına yaşa..Benim yarım kalan hayallerimi sen tamamla..Benim sevdalarımı sen yaşa..Bana düşen sevgiyi kopar kalbimden,yalancı bir aşk da olsa yaşadığın,sonuna kadar YAŞA...Unutma,ben istiyorum bunu..Yüreğinin yamalı köşesinin sahibi yani..Benim istediğim gibi yaşa!..Benim için..İçimi kemiren acı için..Olmayanlarım için..Olmasını istediklerim için..Al sevdalarımı,aşklarımı yaşa..Unutma,bunu Ben istiyorum!!...


 

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], BİR MASAL ANLAT

...bir masal anlat bana...
...bir sigara içimi düşünceleri... arka terasta ... sağıma bakıyorum soluma bakıyorum...

...ordasın...






...hadi gel tut ellerimi, tıpkı bir çocuk gibi...
...oturuyum dizlerinin dibine, anlat bana ...
... imkansızlığını ...
... olmazlığını ...
...ikna et beni...
...kandır bir çocuğu kandırır gibi ...
...sana ip uçları veriyim çocukların nasıl ikna edileceğine dair...
her çocuk tepki gösterir
...-mazsan ...-mezsen' li şartlı uyarılara ...
"uyumazsan", "yemeğini yemezsen" gibi ...!







...her sevi de ... "unutmazsan"... "dönmezsen" gibi...!
...ama her çocuk kanar ...
...-nce... -nca' lı sözlere ...
..."uyuyunca", "yemeğini yiyince gibi...!"
...her sevi de ...
..."unutamayınca", "dönmeyince" gibi...!







...bana dönmeyeceğini anlayınca seni unutabileceğim şeyler söyle, hadi beni kandır,
bir masal anlat;...
içinde sen ...
içinde imkansızlığın, içinde yokluğun olsun, ama ne masalın sonu, ne de seni unutmam "şart" olsun...
Bu da, sadece öylesine; sonunda kavuşamadığımız...
...bitimsiz, garip bir masal olsun...






ALINTIDIR
--
...Arkamdan konuşup adımı batırmaya çaLışacağınıza kendi adınızı battığı yerden kurtarın ! ;)

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], DAVRAN BANA

sayfanın başı"ymışım gibi davran bana...
ne bileyim özen benim içinhep en güzelini yazmak için çabala!...

"fazla bilet"mişim gibi davran bana...
ne bileyimatla otobüsün birinesor beni..ama bulama!bi sonraki duraktan al beniama hayır sakın atma.koy bi köşeye sakla olur mu?..yırtma!

"uzun zamandır açmadıgın bi musluk"muşum gibi davran bana...
kolayca açabileceğin zannet ama ilk deneyişinde açama.Ugraş biraz üzerimdeçabala!

"pi sayısı"ymışım gibi davran bana...
Kimseye sormadan 3 al beni mesela.vallahi sorun çıkarmam sana!...

"yeni boyanmış duvar" gibi davran bana...
Tamam belki yaslanma ama en azından arada sırada elle bari bene bileyim kokla!...

"sen yelkovan ben akrep"mişim gibi davran bana...
Hep koş peşimden.Ama eninde sonunda yakala.Gel yanıma hattapilimiz bitsinordan hiç uzaklaşma...

"yeni aldıgın ayakkabın"mışım gibi davran bana..
Tut ellerinle her akşamhiç ama hiç kapıda bırakma...

"ıslak bi sokak köpegi"ymişim gibi davran bana...
Ellerinle besle yemek verçeşitli oyunlar oyna.Ama sakın acıma!

"sayfanın sonu"ymuşum gibi davran bana...
Bitmiş gibi gözüksem de asla bitirmegerekirse sil başımıama nolur yeniden başla..

"sen tomben jerry"mişim gibi davran bana...
eninde sonunda yakala.Tam agzına atacakken atma.Yeme beni sakınkıyama!

"tabaktaki son patates kızartması" gibi davran bana...
Gözün hep bende olsunkimseyle paylaşma!

 

"dersin son iki dakikası"ymışım gibi davran bana...
Degerimi dersin başında anla...


"boş bi bardak"mışım gibi davran bana...
dök içime her şeyinihep dikkat et amabeni kırma!
"kırık bi ayna"ymısım gibi davran bana...
ne bileyimmutlaka bi yerimden bak hayata.En ufak parcamı bile itinayla sakla..

"odandaki ayna"ymışım gibi davran bana...
Hiç konuşma benimle.Yalnızca bak o siyah gözlerinle...Yalnızca bak bana'!...

"saçların"mışım gibi davran bana..
yıka beni özen gösterıslanınca hemen kurula...

"sen asit ben turnusoL kagıdı"ymışım gibi davran bana...
ne bileyim gel istedigin zaman bir şeyler söyledök içiniRengimi degiştir meselakızart beni hatta!

"sen senben ben"mişim gibi davran bana.
Sen kaç hepben kovalıyım...Hem bu senin için de kolay olurhiç yapmadıgın şey mi sanki...Kendin ol yeteranlasana...

"sen güneş bense lanet bir yagmur bulutu"ymuşum gibi davran bana...
Ugraş birazgeç bir' önümebir' arkamaama en sonunda...en sonunda...neyse "doğ dünyaya" diycektim ama...

...sallaa...


--
...Arkamdan konuşup adımı batırmaya çaLışacağınıza kendi adınızı battığı yerden kurtarın ! ;)

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

m~a~k~a~r~n~a Fwd: Isyanlar....

Yazılar uzun ama okumak gerekiyor, .......................

---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: Murat Binzet <m1000zet@googlemail.com>
Tarih: 29 Haziran 2010 11:04
Konu: Isyanlar....
Kime: Murat Binzet <m1000zet@gmail.com>


http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/resimler/1277753308.jpg

Yeni "Şeyh Said" başkaldırısı!

Altemur KILIÇ

Rahmetli İlhan Selçuk, Cumhuriyet’in sürmanşetinden soruyordu: “Tehlikenin farkında mısınız?” Ankara’da, Anıtkabir’e kadar uzanan binlerce insan “Cumhuriyetin Tehlikede” diye Atatürk’e şikâyet ediyorlardı. Sonra ne oldu? Kısacası “Ergenekon” oldu; Türklerin hızı kesildi! 
Ve bugün post-modern “barbarlar”
TC’nin kapılarına dayanmış, bir iç savaşı; Türk-Kürt kardeş kavgasını körüklüyorlar! Türkiye’nin herhangi bir yerinde bir kıvılcım, masum çocukları da öldürecek. Yeni bir molotof kokteyli veya havayi fişek saldırısı, ülkeyi kan gölüne döndürebilir! “Şeamet tellallığı” yapmıyorum, uyarıyorum.
MHP Genel Başkanı da partilileri, Ülkücü gençleri “tahriklere kapılmayın” diye uyardı. Maazallah böyle haller gerçekleşirse hatta daha gerçekleşmeden, “OHAL-sıkıyönetim” kaçınılmaz olacaktır!
Kahpe PKK saldırılarıyla, yeni yaralar kanarken BDP’liler, devlete meydan okuyorlar tehditler yağdırıyorlar ve şimdi de eski yaraları kaşıyorlar. Aymazlıktan mı? Hayır kasıtla! Amaçları iç savaş ve yabancıların müdahalesi. AB-ABD-BM  “gözetiminde” plebisit!
Şimdi çok eski bir yaranın da kanatılmasının hazırlıkları var. Diyarbakır’da, 1925’de yeni TC’ye başkaldıran ve 47 suç ortağıyla birlikte Diyarbakır’ın Dağkapı semtinde idam edilen Şeyh Said ve arkadaşları için bir dizi anma etkinliği düzenleniyor. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ile Demokratik Toplum Kongresi (DTK), bu etkinliklerin baş köşesinde! İş resmiyete aleniyete bindi. Diyarbakır’ın her yerine, Şeyh’in posterleri asıldı. Şeyh Said, 28 Haziran’dan başlayarak 29 Haziran’da asıldığı meydanda törenlerle anılacak! 
Etkinlikleri düzenleyen BDP’li vekiller ve Belediye Başkanları, bu “etkinliklerin”  ne kadar tehlikeli tahrikler olacağını, hınzır gibi bilirler! Bakalım, bugün 29 Haziran’da, bölücülerin “Bocan” dedikleri, Diyarbakır vilayetinde ve başkenti “Amed”’de ve Türkiye’nin diğer bölgelerinde neler olacak? İnşallah korktuklarım olmaz!
Merak ediyorum; hükümet ve yerel mülki ve güvenlik amirleri, bu yeni başkaldırı karşısında ne yapacaklar? “Açılımın gereği” diye kabullenirler ve hatta Sayın Başbakan, Şeyh Said’i anmak için yakınlarına Kürtçe taziye mesajı da gönderirse hiç şaşmam! Malum yazarlar da bu “anmaya”  katılırlar ve hatta “Şeyh Said kahramandır. Haksız yere idam edildi” diye yazarlarsa da hayret etmem! Gün teröristlerle ve bölücülerle “barış günü”. Ama ne pahasına barış?
O gün-Bugün
Şeyh Said başkaldırısının ilk haberi Ankara’ya geldiğinde, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, Başbakan Fethi (Okyar) ve İsmet Paşa, bir evde briç oynuyorlarmış. Telgrafı ilk Fethi Beye vermişler. Şöyle bir bakmış, kenara koymuş ve oyuna devam etmiş. Telgraf, İsmet Paşa’ya verilince ayağa fırlamış. İşte aradaki fark bu!
Şeyh Said isyanı ve diğer 27 Kürt isyanı, Kürtlerin anadil, kültürel haklar, iş, aş için yapılmış hareketler değildi. Yabancı ajanların yeni Türkiye Cumhuriyetine karşı tahrik ettikleri, irtica ve kişisel ağalık-şeyhlik-cemaat çıkarları doğrultusunda başkaldırılardı! Kimse bu isyanı ve isyanları efsane haline getirmeye kalkışmasın...
Gafletin başı
Ancak, bugün Şeyh Said  “rahmetle”  anılıyorsa, bunun başı 1950’de Demokrat Parti iktidara geldikten sonra, bölgede oy hesaplarıyla Şeyh Said’in torunu Abdülmelik Fırat’ın yaşı büyütülerek, DP’den milletvekili seçtirilmesi idi. Değerli Türk Komutanı Mustafa Muğlalı Paşa, Van’ın Özalp ilçesinde eşkıyaları tedip ettiği için, aynı oy hesaplarıyla idam isteğiyle muhakeme edilmiş, hatta idama mahkûm edilmişti. Şimdi Van’daki  “Mustafa Muğlalı Kışlası’nın” da adını değiştirmek isterlerse hayret etmem! Bu acı hatıralar, bugünlerde olanlarla, çağrışıyor!  
Benim de bir anım var: Şeyh Said’in torunu Abdülmelik Fırat, Yassıada’da koğuş arkadaşım, ranza komşumdu. Bir sohbet esnasında bana, “İleride Türklerin analarını belleyeceğiz”  demişti. Analarımızı çok ağlatacaklar, bırakırsak daha da çok ağlatacaklar!
Ve şu sıralarda, BDP’liler azıyorlar:  “Bize başta özerklik verin. APO’muzu bırakın... Yoksa!” diye, açıkça tehdit ediyorlar. Ahmet (her nedense-her nasılsa) “Türk”, aba altından sopa gösteriyor. Demiş ki  “Halkların karşı karşıya gelebileceği bir ortama yuvarlanıyoruz.” Buna engel olmanın çaresi de Ahmet efendiye göre, İngilizcesi “otonomi” Türkçesi “Kürtlere özerklik”!
Ahmet efendi bıraksın kelime oyunlarını Kimi kandırıyor. İster “demokratik otonomi”  ister “özerklik”, aynı kapıya çıkar. Türkiye’nin fiilen bölünmesine ve “Büyük Kürdistan’a”! Hiç kendimizi aldatmayalım. Uyanmamız lazım. Ve Özakman kardeşimin kulakları çınlasın, artık Türklerin “çıldırmaları” an meselesi! “Tehlikenin farkında mıyız?”

İlker Başbuğ'un Şeyh Said'e bir itirazı yok mu?

Behiç KILIÇ

Benim bildiğim Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, “Cumhuriyeti korumak ve kollamak” gibi bir görevi vardır.
Gene benim bildiğim...
Türk Silahlı Kuvvetleri, erat eğitiminde, Şeyh Said yobazı ile ilgili dersler verir ve bu mel’unu vatan haini sınıfında değerlendirir...
Ve şimdi benim gördüğüm... Şeyh Said yobazının mirasçıları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tasfiye edildiği inancı ile...
Tıpkı rutubetli kaya altında gizlenen böcekler gibi, (üstlerindeki kaya kaldırıldığı için) ortalığa yayılıverdiler...
Şeyh Said’i anma toplantıları düzenleniyor...
Cumhuriyeti koruma ve kollama ile yeminli...
Harbiye’den mezun olurken “Atatürk içimizdesin” diye ant içen...
Generallerin gözünün içine baka baka...
Ve Generallerin başındaki General...
İlker Başbuğ, bu konuda tek kelime etmiyor..! “OHAL” teklifi üzerine dile gelip, “aman aman gerek yok” diye şakıyan baş general, Şeyh Said meselesinde dut yemiş bülbül...
Yani...
Gediktepe’deki gibi tam siper!..
Ey Türk Milleti...
Susmuş oturmuş!..
Kafası karışık...
Önemli bir bölümü de şu malum “yüzde kırk yedi içerisinde” olan...(Nerede olduğunun farkında olmayan ve bulunduğu yerin Türklükle ilgisini sorgulamayan.)
Aziz Milletim..!
Artık vatanımızın kaygan bir zeminde gidip geldiğini görüyoruz ve “elden gidiyor” endişesini yaşıyoruz...
Ama şunu bilelim ki..!
Ne PKK çetesi, ne bu yobaz takımı, ne cumhuriyetin içindeki yarasalar...
Ne bu cumhuriyet dönemince milli hazineyi tırtıklayan ölü soyucu sermaye ağaları...
Vatanımızı alamıyorlar, alan onlar değil..!
Biz veriyoruz!!..
Önce tepemize taç ettiğimiz, bizi idare etsin diye kral ettiklerimize...
Devlete yuvalanmış bürokrasiye...
Aylara yıldızlara, yıldızlılara bakacağız...
Sivillere sözüm, hangi sivile ne diyeceğim...
Atatürk’ün koltuğunda oturan, bu cumhuriyetin baş mevkiini tutan Abdullah Gül’e ne diyebilirim ki!.. Desem de ne der ki zaten, Abdullah Gül, Şeyh Said için!!?
“Yeminlerde var” diye askere hatırlatmamın, bu saatten sonra faydası var mı?!
Hani bazen Anıtkabir’e gidiyorlar ya!..
Hani “orada” izindeyiz diyorlar ya!!.
Hani Anıtkabir avlusunu doldurunca ara sıra, “Atatürk’e karşı görev” yerine getirilmiş oluyor ya!! İşte onların yeminlerini yüzlerine çarpmak için kendimi yırtıyorum...
“Şeyh Said yobazı adına Diyarbakır’a bayrak dikiyor hain; haberiniz olsun” diyorum... Belki kılları kımıldar diye!..
Ve eğer kımıldamazsa “kılları...” Olacakları da söyleyeyim... Şeyh Said ardında bunca yıl sonra ortaya çıkanlar... Öyle anma ile manma ile yetinmeyeceklerdir...
Bu anma, Diyarbakır’a bayrak dikmelerinin ilk adımıdır...
Oradaki belediye başkanının sözleri vardır, askeri işaret ederek “kovacağız” manasında konuşmuştur...
Hedefleri budur..
Hani İlker Başbuğ’a göre de “OHAL’e gerek yoktur” ya...
Gerek olmasın ki, Şeyh Said hempalarının, PKK çetesinin işleri kolayca yürüsün...
PKK ya da Kürtçü yobazlara da şaşırmıyorum.. Şaşırdığım, bu bizden tarafların “tam siper” durumlarıdır...
Vatanımızı bizden almıyorlar alamazlar...
Bizden birileri vatanı altın tepsiye koymuş...
!!!
Ey ahali silkinelim, silkinelim, silkinelim..!

Bu dünyada ne kazandıysanız yiyiniz..!

Yoksa;
Öleceğiz bir gün, gömecekler,

Bir kaç gün
övecekler,
Sonra kalan malını
bölecekler,
Hatta memnun kalmayıp sövecekler...!  Neyzen’den

 

 

Iyi calismalar, saygi ve sevgiler

M. Binzet

Mailto:m1000zet@gmail.com

TR ve Ata

 

--
Sie haben diese Nachricht erhalten, da Sie der Google Groups-Gruppe m1000zet beigetreten sind.
Wenn Sie Nachrichten in dieser Gruppe posten möchten, senden Sie eine E-Mail an m1000zet@googlegroups.com.
Wenn Sie aus dieser Gruppe austreten möchten, senden Sie eine E-Mail an m1000zet+unsubscribe@googlegroups.com.
Besuchen Sie die Gruppe unter http://groups.google.com/group/m1000zet?hl=de, um weitere Optionen zu erhalten.



--
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

m~a~k~a~r~n~a Biz Zaten NATO'da değil miydik?

Biz Zaten NATO'da Değil miydik?
Bülent ESİNOĞLU
Tayyip Bey her Amerika'ya gidişinde ülkemize yeni bir sorun taşır. Bu
kez de, zaten içinde olduğumuz NATO'yu getirdi.
"PKK'yı NATO halletsin"
Gelin NATO'nun PKK'ya müdahalesinin nasıl olabileceğini anlamaya
çalışalım.
Önce şunu söyleyelim. NATO demek Amerika demektir. NATO'nun içinde biz
de olduğumuza göre, Amerika ile Türkiye PKK'yı halletsin demenin bir
başka şekilde söylenişidir.
Bu cümleye benzer bir cümleyi, İpek Yolu Toplantısında Genel Kurmay
Başkanımız söylemişti. Terör küreseldir, çözümü de küresel olmak
zorundadır.
Terörün küresel olduğu tanımı yapan Amerika'dır. Terör söylemi
üzerinden ülkeleri denetler. Amerika için Afganistan'da yurdunu
savunanlar, Irak'ta vatanını için direnenler hepsi teröristtir. İran
yönetimi, K.Kore yönetimi teröristtir. V.s.
Amerika kimin terörist, kimin özgürlük savaşçısı olduğunu kendi
çıkarlarına göre tanımlar.
PKK terörüne küresel yaklaşmak, tüm dünya ülkeleri şu veya bu şekilde
bu işe karışsın demektir.
Genel Kurmay Başkanının terörün çözümü konusunda söyledikleri ile
Hükümetin söyledikleri benzeşiyor. PKK meselesi, Amerika olmaksızın
çözülemez diyorlar.
Genel Kurmay ile Hükümet arasında bir uzlaşmanın, bir anlayış
birliğinin olduğu o kadar aşikâr ki, bunu anlamamak için ya aptal
olmak, ya da olayları hiç takip etmemek ile ilgilidir. Zaten dar
alanda paslaştıklarını söylüyorlar.
Orduya karşı yürütülen Ergenekon Tertibi ortada iken, bu uzlaşmadaki
pazarlık neyin ve kimin üzerinden yapıldı?
Bir uzlaşma, ya da ittifakta taraflar bazı iddialarından veya
taleplerinden vazgeçerler. Bu durum, bir süreliğine olacağı gibi
temelli de olabilir.
Gözlemlemişinizdir. Silivri'de hemen hiç general kalmamış gibidir.
Devrimci subayların çıkışını Cumhuriyet için direnen yargıçlar
sağlamıştır. Diğer generallerde uzlaşmanın sonucu dışarıdadırlar.
Uzlaşmada, Genel Kurmay'ın feda ettikleri devrimci genç subaylar ve
İşçi Partisi olmuştur.
Peki, buna karşı ordunun kazancı nedir? Amerikan saldırılarının bir
süreliğine durmasıdır.
Amerika Barzani'nin hemen devlet olarak kabul edilmesini istediğine
göre, Hükümette Genel Kurmay'dan bunun gereğini isteyecektir.
O zaman kiminle uzlaşacaksın ve neyi feda edeceksin?
Amerikan destekli Fethullah zihniyeti ile uzlaşmak, Amerika ile
uzlaşmaktır.
29.6.2010, bulentesinoglu@gmail.com


--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!

"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...

Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...

Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

[cadilarmekani], kahveci geldi herkese günaydın canlarım



--
...Arkamdan konuşup adımı batırmaya çaLışacağınıza kendi adınızı battığı yerden kurtarın ! ;)

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

m~a~k~a~r~n~a yeni bir gezi şekli...

.

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

Blog Arşivi