31 Mart 2010 Çarşamba

[cadilarmekani], OYLE SEV KI BENI, YASAMAK ICIN SEBEBIM OL.....


Öyle sev ki beni,yaşamak için sebebim ol... 
Oyle sev ki beni, bu hasretlikler dussun yakamdan…
Bak yemin ediyorum: Bir sevsen beni, dusecek butun hasretlikler yakamdan. Gecelerin kelimelerimi hirpalayan ve parmak uclarimi kanatan sessizliginin canina okuyacagim. Bir sevsen beni yildizlara el ense cekip bir Kirkpinar pehlivani gibi, galaksilerle birlikte calacagim ayin haylaz gulumsemeli yuzune hepsini. Bir sevsen bir bakisimla nice kirmizi isiklari asip dusecegim yani basina…
Sunu bil; yuzume her konusmanda ugultular cogaltiyor harflerini icimde. Cogaldikca cogalip kapliyorlar evrenimi. Yalnizliklar arasina karisiyorum sana yakinlasmak icin, yakinlastikca karisikligimi arttiriyorsun. Arttikca ahd ediyorum nice bulbul katili gullere.
Suna inan ki; Romali bir asilzadenin namini yurutmek icin aslanlara kur yapan bir gladyator gibi sanin ve itibarin icin savasabilirim ve ellerinde zehirli elmalar tasiyan cadilarla.
Soyle bana; bilir misin hic bir cicegi koparamadim sana sunmak icin; senin gozlerini animsatirlardi bana. Hic bir kusa kapan kurmadim, soguk kis gunlerinde ac kaldiklarinda; senin ellerine benzetirdim kanatlarini. Bir tek ekmek kirintisi attiysam cope, kirilsin ellerim; sirf ekmek yiyisinin guzelligine…
Simdi sen bana, beni ne kadar cok sevdigini anlat. Gercek yalan fark etmez, gozlerimde nasil kayboldugunu, ellerimin seni Istanbul gibi sardigini, kalbimde ne cok yer buldugunu, beni asksizlara inat nasil da inadina sevdigini anlat. Yalandan da olsa bir de gulumsemen, ne cok hosuma gider bir bilsen. Simdi sen bana ne olur, beni ne kadar cok sevdigini anlat.
Bilirsin belki, o yurudugun yol bana cikar. Benim gogsumde filizlenir, senin hayata biraktigin tohumlar. Vardir ya resimlerde, ilginctir diye basarlar dergilere; bir kayanin ya da taslarin icinden bir cicek boy salar, birakir kendini hayatin bagrina. Iste ben senin kayadan sert gogsune Marti Jonathan gibi inerim. Tuylerim dagilir dort bir yana. Sen her seyin ikimize vardigini sakin unutma.
Ey sevgili simdi ben kucagini siper yapip kollarini doladim boynuma. Ister idam ilanimi sal her yana ruzgara birakacagin gozyaslarinla. Ister tut ellerimden kiskirt beni, seni saran kalelerin kapilarina. Sur beni magrur kumandalarin yuzbinler askerinin arasina. Teke tek savasmak degildir benim kahramanligim ve elime almam bir kilic bile. Ben ki, zaten senin hasretinle suda bile yanarim, sana kavusmaya dair azmimle ne zaferler kazanirim, ne yenilgilere bilenirim. Ey sevgili; bir sevgi fermanini asmak icin boynuma, soyle ne kadar daha gullerden kan suzeyim?
Madem ki, omrume bir askbasan eskiyasi gibi coktun, simdi beni bir dokunusla uyandirman lazim degil mi bu vuslat provalarindan? Simdi icime dudagindan dualar ufleyip, baharlar ekmen lazim degil midir?
Ve artik ben intihar meraklisi biri degilken, bir yitip gitmek kalmisken bana, bil senin sevmene kuduran muhtacligimi. Bil ve anla; ruzgarin ve askimin adami...
Öyle sev ki beni, yasamak icin sebebim ol...

--
DUYMADAN SESLENMEYİ BİLİYORSA YÜREK,GÖRMEDEN SEVMESİNİ DE BİLİR
İCİNDEN SEVGİ GECEN YOLDA; SEVGİ ISIGI YOLUNUZU AYDINLATSIN
BU GÜNÜNÜZ DÜNDEN İYİ OLMASI TEMENNİSİYLE

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], ADAM GIBI GIRDIN MADEM KALBIME ADAMA GIBI DE CIK!!!!!

Eğme başını yere,utanıyormusun sevmekten ? Utanma! Sevdiysen mertçe söylede gitt! 
Ama eğme başını yere,ben senin dikbaşlılığını sevmiştim en çok kabaran gururunu,şimdi eğme başını öyle utanma sevmekten! ne çıkar sevdiysen yeniden, biz bitmişiz artık !biz iki çocuktuk büyümeye dur! Diyen ,ama ne büyüdük nede çocuk kaldık,farzet ki bir evcilik oyunun da olmayan ana babaydık kucağımızdaki naylondan çocuğa…
Ve dağıldı şiddetli geçimsizlikten bir yuva daha,çocuk ise kaldı işte analı babalı kimsesiz ortada…
Dönüşümü yok gelip giden zamanın, zamanlar giderken birer parçada götürmüşler içimizden,dışımızdan o yüzden eksikliğimiz tamamlanmayan yarımlığımız…
Sevmeyi becerebildiysen yeniden durma hiç! Git! Ama giderken adam gibi sevdim de! Eğmeden başını yere…


Dur! dersem kopsun ağzım dilim,bir damla yaş düşerse kör olsun gözlerim,ben seni sevdim!sen de beni sevdiysen çok eskiden, hiç düşünmeden gidişini ertelemeden git! Yalan söyleme bilirsin sevmem! Yılanıda yalanı da! Bahane arama sevgine eğer sevdinse! Benim seni sevdiğim gibi , utanmadan,çekinmeden git!
Ama dönüşü olmasın bu gidişinin,yanılmışlığın telafisi pişman bakışın olmasın gözlerime
Gizlice olursa gidişin, işte budur asıl ihanetin ,ne ihanetinin,nede pişmanlığının hiç! affı yok! sevdiğim…


Onun için söyle! eğme başını sessizce yere, mertçe! bende sevdim! sevdim işte! nedensiz de….
İşte o vakit alnından öperim seni Eğme! Dik tut başını adam gibi sevmek ayıp değil ki!
Üzülme sen ben acımı da !çekerim sevdamı da! Adam gibi girdin madem kalbime adam gibi de çık git gideceksen….
Yeter ki adı ihanet olmasın gidişinin…


--
DUYMADAN SESLENMEYİ BİLİYORSA YÜREK,GÖRMEDEN SEVMESİNİ DE BİLİR
İCİNDEN SEVGİ GECEN YOLDA; SEVGİ ISIGI YOLUNUZU AYDINLATSIN
BU GÜNÜNÜZ DÜNDEN İYİ OLMASI TEMENNİSİYLE

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], GITME



--
DUYMADAN SESLENMEYİ BİLİYORSA YÜREK,GÖRMEDEN SEVMESİNİ DE BİLİR
İCİNDEN SEVGİ GECEN YOLDA; SEVGİ ISIGI YOLUNUZU AYDINLATSIN
BU GÜNÜNÜZ DÜNDEN İYİ OLMASI TEMENNİSİYLE

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], SURUN



--
DUYMADAN SESLENMEYİ BİLİYORSA YÜREK,GÖRMEDEN SEVMESİNİ DE BİLİR
İCİNDEN SEVGİ GECEN YOLDA; SEVGİ ISIGI YOLUNUZU AYDINLATSIN
BU GÜNÜNÜZ DÜNDEN İYİ OLMASI TEMENNİSİYLE

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], GECE YALNIZLIK DEMEKTIR



--
DUYMADAN SESLENMEYİ BİLİYORSA YÜREK,GÖRMEDEN SEVMESİNİ DE BİLİR
İCİNDEN SEVGİ GECEN YOLDA; SEVGİ ISIGI YOLUNUZU AYDINLATSIN
BU GÜNÜNÜZ DÜNDEN İYİ OLMASI TEMENNİSİYLE

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], SUS SOYLEME



--
DUYMADAN SESLENMEYİ BİLİYORSA YÜREK,GÖRMEDEN SEVMESİNİ DE BİLİR
İCİNDEN SEVGİ GECEN YOLDA; SEVGİ ISIGI YOLUNUZU AYDINLATSIN
BU GÜNÜNÜZ DÜNDEN İYİ OLMASI TEMENNİSİYLE

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], UZAKLAS



--
DUYMADAN SESLENMEYİ BİLİYORSA YÜREK,GÖRMEDEN SEVMESİNİ DE BİLİR
İCİNDEN SEVGİ GECEN YOLDA; SEVGİ ISIGI YOLUNUZU AYDINLATSIN
BU GÜNÜNÜZ DÜNDEN İYİ OLMASI TEMENNİSİYLE

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], YUREKTEKI KIVILCIM



--
DUYMADAN SESLENMEYİ BİLİYORSA YÜREK,GÖRMEDEN SEVMESİNİ DE BİLİR
İCİNDEN SEVGİ GECEN YOLDA; SEVGİ ISIGI YOLUNUZU AYDINLATSIN
BU GÜNÜNÜZ DÜNDEN İYİ OLMASI TEMENNİSİYLE

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], FON MUZIGI


hayatımdaki fon müziği yok artık....
yatağıma uzanıp..
gözlerimi tavana dikip...
birden ezginin günlüğü kulaklarını okşamalı...
yalnızlık ve hüzünle karışık umut hisleri belirmeli zihninde...
hayatımdaki fon müziği yok artık...
yeni müzikler eklemeli hayat benli ve senli köşesine...

fon müziği lazım senli hayatıma....
ve yirmili yaşlarımda...valizimi alıp gitmeliyim buralardan...


 

--
DUYMADAN SESLENMEYİ BİLİYORSA YÜREK,GÖRMEDEN SEVMESİNİ DE BİLİR
İCİNDEN SEVGİ GECEN YOLDA; SEVGİ ISIGI YOLUNUZU AYDINLATSIN
BU GÜNÜNÜZ DÜNDEN İYİ OLMASI TEMENNİSİYLE

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], SEVIYORUM SENI ISTE



--
DUYMADAN SESLENMEYİ BİLİYORSA YÜREK,GÖRMEDEN SEVMESİNİ DE BİLİR
İCİNDEN SEVGİ GECEN YOLDA; SEVGİ ISIGI YOLUNUZU AYDINLATSIN
BU GÜNÜNÜZ DÜNDEN İYİ OLMASI TEMENNİSİYLE

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

m~a~k~a~r~n~a Türkiye Hakkında 25 Gerçek

Her şey bizim için olacak değil ya! Türkiye hakkında bizim bildiğimiz fakat
yabancılara tuhaf gelen gerçekleri paylaştık.
1. Noel Baba Türkiye’de yaşamıştır ancak Türkler Noel’i kutlamaz.
2. Kişi başına en çok cami düşen ülke Türkiye’dir.
3. Türkler her öğünde ekmek yer.
4. Amerikalılar’ın aksine çoğu Türk (evet çoğu demek zorundayız) makarnayla ekmek
yemez.
5. Türkler telefonu ‘Efendim?’ diyerek açar. Bu ifade yabancılara özellikle tuhaf
gelmektedir çünkü kelime kökeni ‘efendi’ bir tür hiyerarşi belirtir.
6. Türklerin yüzde 99’u Müslüman’dır ancak çok zengin bir Hristiyan mirasları
vardır.
7. Çoğu Türk günde 10 ya da belki daha fazla bardak çay içer.

8. Türkiye’de salon diye bir kavram vardır ve bu salonda evin en güzel eşyaları
olur. Yalnızca misafirler geldiğinde bu odaya girilir.
9. Türkiye’de görücü usulü evlilik oldukça sık rastlanan bir şeydir.
10. Türkiye’nin yüzde üçü Avrupa’dadır. Geri kalan yüzde 97’siyse Asya’nın bir
parçasıdır.
11. Türkçe eklemeli bir dildir, yani kelime kökleri pek çok ek alarak alabildiğine
uzatılabilir. Örneğin İngilizce’de ‘I will be able to come’ şeklinde
söyleyebileceğiniz ifade Türkçe’de ekler sayesinde yalnızca tek bir cümlede
‘Gelebileceğim’ şeklinde söylenir. Türkçe’deki en uzun kelimenin ‘Çekoslavakyalı
laştıramadıkları mızdan mısınız?’ olduğu söylenir. Bu kelimeyi İngilizce’de söylemek
şu kadar uzundur: ‘You are said to be one of those that we couldn’t manage to
convert to a Czechoslovak.’
12. Türkçe’de lion kelimesinin karşılığı aslandır.
13. Jelibon, Türk lokumundan yola çıkılara yapılmış bir Amerikan şekerlemesidir.
14. Türkiye’nin sınırında sekiz ülke ve üç deniz vardır.
15. Türkler çok misafirperver insanlardır. Size tamamen yabancı birinin gelip
konuşmaya başlaması, hatta çaya davet etmesi sıra dışı bir durum değildir.
16. Baklava, şiş kebap, biber dolması, kabak, yaprak sarması, pirinç pilavı, zeytin,
pek çok taze meyve ve sebze… Türklerin muhteşem bir mutfağı vardır.
17. Türkiye’de yaklaşık 70 milyon insan vardır. Bu California (Amerika) nüfusunun
tam iki katıdır.

18. Bob Dylan Türk kökenlidir ve kendi programını götüren Dr. Mehmet Öz (kendisi
ünlü kadın programı sunucusu Oprah Winfrey’nin programında sıklıkla çıkmaktadır)
Türk’tür.
19. Maraş dondurmasını hayatınızda hiç yemediyseniz muazzam kelimesinin anlamını tam
olarak biliyorsunuz denilemez. Nasıl ya da nedendir bilinmez fakat (elbet formülü
vardır) bu dondurma çok kalın olur ve kesmek için bıçağa bile ihtiyaç duyulabilir.
Bu muhteşem dondurma için muazzam kelimesi bile az kalıyor olabilir.
20. Türkiye’de muhteşem Roma kalıntıları bulunmaktadır.
21. Nuh’un gemisinin Ağrı Dağı’nda olduğuna inanılmaktadır.
22. Tüm dünyada yapılmış ilk kilise (Antakya’daki St.Peter’s Kilisesi)
Türkiye’dedir. İncil’de adı geçen yedi kilisenin hepsi de Türkiye’de yer almaktadır.
23. Hollandalılara meşhur lalelerini Türkler vermiştir.
24. Bir daha mochanızı yudumlarken bunu kesinlikle hatırlamalısınız. Avrupa’ya
kahveyi tanıtan Türkler’dir.
25. Ve Türklerin belki de en büyük sorunlarından biri. Türkiye’nin
isimlendirilmesinde n sonra ismini alan Amerikan kuşu ‘turkey’ (hindi) ufak bir
kimlik karmaşasına sebep olmaktadır. Türkiye’de çulluk adı verilen, hindiye benzer
fakat daha küçük bir kuş bulunmaktadır. Amerika’nın keşfinden çok zaman önce İngiliz
tüccarlar çulluğu keşfetmiş ve bu lezzetli kuşu İngiltere’ye ihraç etmeye
başlamışlardı. Ülkede kuş gittikçe yaygınlaştı ve Türkiye’den geldiği için ‘Türk
kuşu’ ya da kısaca turkey (hindi-Türkiye) denilmeye başlandı. İngilizler Amerika’ya
geldiklerinde gerçek hindiyle karşılaştılar ve bunu çullukla karıştırıp ona da
turkey adını verdiler. Böylece hindinin adı da turkey olarak kalmış oldu



--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

m~a~k~a~r~n~a Yargıdan Kaçma Yasası...Zahide Uçar

AKP’nin Anayasada bazı maddeleri değiştirme ihtiyacı nereden doğdu? Öncelikle bu ihtiyacın nedenini belirlemek lazım.


Melih Gökçek Belediye Başkanlığının ilk döneminde Ankara’ya hizmet etti. Sonra belediyenin imkanlarını keşfetti. Belediye çalışanlarından biri; “Son seçimde Gökçek için kazanmak çok önemliydi, çünkü verdiği açıkları(!) temizlemek için seçilmek zorundaydı” demişti. Hatta Gökçek’in seçime yakın hakim ve savcı çocuklarını işe aldığı anlatıldı. Gene Gökçek’in seçim sonrası bazı çalışanlardan istifa dilekçesi aldığını, bu dilekçeyi vermezlerse haklarında başka türlü işlem yapılacağı için çalışanların istifa dilekçelerini verdiği söylendi.

AKP’nin Anayasa değişikliği telaşından anlaşılan o ki, iktidardan düşeceklerini fark ettikleri için yargıdan kaçmanın yolları aranıyor.

Bu hükümet resmen bölücülük suçu işlemiştir. Terörü ve teröristi öven vekilleri vardır. Erdoğan; ayrı bir devlet isteyen ve söylediği şarkılarda teröriste methiyeler düzen Şivan’ı övmüştür.


TC Anayasası Madde 3: Türkiye Cumhuriyeti Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.” AKP Anayasanın bu maddesini ihlal eden eylem ve söylemlerde bulunmuştur.

AKP kişiye özel “Unakıtan’ı aklama gibi“ af çıkartan yasa değişikliği yapan ilk hükümettir. Bu duruma itiraz eden Çömez sözde Ergenekon üyesi olarak suçlandığı için yurt dışındadır. Ali Dibo olarak suçlanan zat Adalet Bakanı yapılmıştır, suçlayan vekil de AKP’den şutlanmıştır. Erdoğan tilkiye tavukları, kurtlara koyunları teslim etmek gibi müthiş bir yaratıcılık örneği vermiştir(!)..

Bütün Türkiye’yi dinleten Erdoğan’ı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım “korkacak bir şeyiniz yoksa dinlenmekten korkmayın” diyerek savunmuştur(!).. Özel hayatın gizliliği diye bir şey kalmamıştır. AKP’nin hukuksuzluklarını, yolsuzluklarını, gizli anlaşmalarını yazan, açık eden insanlar Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmakla suçlanmıştır.. Kendi vatandaşına bu kadar geniş çaplı kumpas kuran ilk hükümet olma şerefi(!) AKP’ye aittir.

Şaibesiz ihale, şaibesiz satışları yok gibidir. Ülkenin varlıkları yok pahasına, çeşitli gizli pazarlıklar neticesinde yabancılara satılmıştır. Öyle ki; TÜPRAŞ satıldığında satın alan şirketi millete Kazak diye yutturdular. Altından Türkiye’yi dünyaya soykırımcı olarak kabul ettirmeye çalışan diyasporanın önde gelen bir ismine ait çıktı. Anayasa Mahkemesi satışı iptal etti. Yandaş basın ve yandaş yazarcıklar iptal kararı veren Anayasa Mahkemesi ve davacıları “vatan hainliği” ile suçladı. TÜPRAŞ daha sonra ilk satışının üç katı bir fiyatla satıldı. Yani; o hain davacı ve yargıçlar bu ülkeye 2.8 milyar dolar daha para kazandırmış oldular. Ben de 16- Eylül 2005 günü “Ne Güzel Hainlermiş, Sağolun” diye bir yazı yazmıştım.

Hariri ile özel görüşme yapıp Telekom’u sadece 2 yıllık karına satan RTE; Telekom’un satışından hemen sonra gelirler vergisini düşüren hükümet; Hariri’ye haksız kazanç sağlamıştır. Karanlık bir kişi olan Ofer ile gizli görüşmeler yapıp inkar eden RTE’nin AKP’si; yoksulluk, yolsuzluk ve yalan iktidarına dönüşmüştür.

Çalık’a verilen usulsüz devlet kredisi ve basının AKP basını haline getirilmesi… Medyanın baskı ve tehditle kontrol altına alınıp, halkın haber alma özgürlüğünün yok etdilmesi...

CİA ile işbirliği yapan Fetullah ile birlik olan hükümet, kendi ordusuna tuzak kurulmasına zemin oluşturmuştur.

Kürt-Türk çatışmasına zemin oluşturan AKP, devletin bölünmez bütünlüğüne zarar veren süreçleri başlatmıştır. PKK’nın katliamlarını bile kendi ordusuna mal ederek, savunma zafiyeti oluşturacak söylemlerde bulunmuştur.

Türkiye 80 yıllık borcunun iki katı borçlandırılmış olmasına rağmen, borç alınan paraların nereye gittiği belli değildir.

Bir ülkenin sınırı namusudur. AKP Suriye sınırını İsrail firmalarına vermeye kalkmış ama yargı duvarına toslamıştır. Yaşama hakkımıza suikast olan GDO yasası da yargıya toslamıştır.

Birçok hukuksuz atamaları yargıdan dönen hükümet, yargı kararlarını uygulamayarak zorbalıkla ülke yönetmeyi demokrasi diye pazarlamıştır.


Ülkemizi ABD çıkarları doğrultusunda dönüştürmek isteyen Soros’a rahat çalışma ortamı sunulmuş, öyle ki Başbakan Soros’un Açık Toplumcusu TESEV Başkanı Can Paker ile özel görüşmeler yapmıştır. Yıllarca Siyonizm ve masonlara düşmanlık üzerine siyaset yapan AKP döneminde “vaad edilen topraklar” a bir adım daha yaklaşılmıştır. Barzani Yahudi kökenli bir kişi olarak Yahudi Kürdistanı’nı kurmada AKP’den büyük destek almıştır, almaya da devam ediyor. Gene Masonlar adına PTT hatıra pulu bastırmak da AKP’ye kısmet olmuştur(!)..

Bakkalına, eczanesine, çiftçisine, sebzecisi-narenciyecisi-fındıkçısına, işçisine küresel şirketler adına savaş açan ilk Türkiyeli Hükümet olma şerefi(!) de AKP’ye kısmet oldu.

Kıbrıs’ı ver kurtul; akarsularımızı, topraklarımızı, stratejik varlıklarımız “sat-kurtul” mucidi AKP’dir!

Ekonomimizi yabancılara, dış ilişkilerimizi AB-D’ye teslim eden hükümet, ülkemizi savunma hakkını da “ABD’den izin almaya” bağlamıştır. Böylece bizzat kendileri güvenlik problemi haline gelmiştir.

Valiler ile yaptığı toplantıda “yasayı masayı boş verin” diyebilecek kadar gözü dönen Başbakan, devletin valilerini suç işlemeye teşvik etmiştir! AKP’nin bakanlığından biri il müdürlüklerine gönderilen yazısında, çalışılma yapılacak konu ile ilgili“AKP İl Başkanları ile beraber çalışılması” bildiriliyordu. Bu yazı AKP eli ile Türkiye’nin nasıl bir hukuksuzluk içine sürüklendiğinin göstergelerinden sadece biridir.

Deniz fenerine getirilen yasak, Başbakanın Zahit Akman’ın yargılanmasına izin vermemesi, asrın dolandırıcılığı olan bu davanın AKP’nin önemli isimlerine kadar uzandığını akla getiriyor. AKP iktidardan gittiği gün bunların hepsi ortaya dökülecektir.

İsveç “Pontus Soykırımı yapıldı” diye karar alırken, Yunanistan Rum Pontus soykırım anıtı dikerken, AKP Trabzon’da Sümela manastırını ibadete açıyor. Van’da Ermenilerce Türk Kadınlarının kaçırılıp tecavüz edildiği Akdamar Adasındaki kilisenin onarılıp ibadete açıldığı gibi… İhanet mi, cehalet mi, gaflet mi, yoksa hepsi mi? Bu çalışmalar kime hizmet ediyor?

Dışarıda AB-D-İsrail; içeride AKP… Elbirliği ile Türkiye’nin temellerini dinamitliyor. Karşı çıkan, hakikatleri halka açıklamaya çalışan kim varsa terör örgütü üyesi olarak suçlanıyor, yapılan suçlamayla açıklanan bilgiler itibarsızlaştırılıyor.

Sizlere 2003 yılında “Türkiye Tanıtım Konseyi”nin çalışmalarından bazı hatırlatmalarda bulunayım, AKP zihniyeti neymiş görün:


Projenin İstanbul’la ilgili bölümünde “İstanbul, Müslümanlık ve Türklük gibi negatif çağrışımları olan kavramlardan soyutlanarak ele alınabilecek bir değerdir” yazıyordu. Türkiye’nin tanıtılacak tarihi mekanları, “ Efes, Nemrut, Ksantos, Antik kiliseler, tapınaklar”; tarihi kişilikler de, “Yedi Uyurlar, Homeros, Sezar, Diyojen, Ezop ve Nakşidil Sultan” olarak belirlenmişti.


Bu projede yer alan komitelerdeki isimler daha da ilginç. Kültür-Edebiyat-Mizah komitesi: Mario Levi, Orhan Pamuk. Tarih-Arkeoloji-Mimarlık: Prof. Dr. Stefanos Yerasimos. Kamu: Ali Müfit Gürtüna, Cengiz Özdemir, Melih Gökçek. Basın Medya: Etyen Mahçupyan, Mehmet Ali Birand. Akademikler: Geyvan Mc. Millen, Prof. Dr. Jak Deleon. Sivil Toplum-Meslek Örgütleri: Aldo Kaslowski, Tanıtım Strajejileri Kurulu: Vincent Bouvard.

Gördüğünüz gibi, Türkiye’yi Türksüz ve İslamsız tanıtmaya kalkan AKP; 7 yılda tarihimizi tartışmaya açarak, kültürümüzü yozlaştırarak, hutbelerden “İslam tek geçerli dindir” sözünü kaldırarak iyice yol aldı. Hesap verme zamanının yaklaştığını hissetmiş olmalı ki, yargıdan kaçmanın yollarını arıyor.

Anayasa ve HSYK’na kendi adamlarını, hem de 12 yıllığına atayarak yargıdan kaçmaya çalışıyor. Bu değişiklikleri yapmayı başarırsa BOP tıkır tıkır işleyecek, Türk Vatandaşları kendi ülkesinde kiralık işçi yapılacaktır. Ne güzel, tek kurşun atmadan işgal edilen bir ülke... Demekki RTE'yi Saddam kadar bile ciddiye almamışlar. Okyanus ötesinden iste, Türkiyeli Hükümetten "baş üstüne". 

AKP sayesinde şeytan bile tatil yapıyor olmalı, keza bunların akıl ettiğini şeytan bile akıl edemezdi. Şimdi cehenneme giden yolun tabelasını Anayasa Değişikliği yaparak değiştirmek istiyorlar.

Z_eucar@yahoo.com.tr
 
29.03.2010

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

m~a~k~a~r~n~a TAŞ PLAK ... //;-)



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: osman türkoğuz <osmanturkoguz@hotmail.com>
Tarih: 31 Mart 2010 12:44
Konu: FW:
Kime:


SAYGILARIMLA.
 

From: e_pisiren@hotmail.com
Subject:
Date: Tue, 30 Mar 2010 19:22:43 +0000

yagliboya istanbul kizkulesi

DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ, VAKİT ÇOK GEÇ
BU SON FASILDIR EY ÖMRÜM, NASIL GEÇERSEN GEÇ

DİNLEMEK İSTEYEN DOST GÖNÜLLERE GRAMAFONDAN BİR NOSTALJİ...TABİ TIKLARSANIZ...
KEYİFLİ DİNLEMELER...



Sevgi ve Işıkla

Emine Pişiren



Windows Live: Arkadaşlarınız size e-posta gönderdiklerinde Flickr, Twitter ve Digg güncellemelerinizi öğrenirler.

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

[cadilarmekani], mutlu ve huzurlu akşamlar ben kaçtım

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

m~a~k~a~r~n~a Dünya Erkekler Günü? Can Dundar






Kulağa komik geliyor değil mi? Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kadın olmanın cefasına dair onca yazı okuyup bunca söz işitince, karşı cinstekilerin çoğu, erkek olduğuna şükrediyordur.
İşin aslı öyle mi acaba?


Ben, -hele bu toplumda- kadınlığın ne meşakkatli bir dava olduğunu teslim etmekle birlikte, erkekliğin de -hele bu çağda- sanıldığı kadar rahat bir koltuk olmadığına inanıyorum.
Kadın olarak doğmak bir fırsat eşitsizliğidir; kabul!


Ama işin aslında, kadını yaralayan tüm töreler, yasalar, cinsel istismar, aslında dolaylı olarak erkeği de yaralar.
O yara, erkek bedeninde de kanar.


Kan davasının, töre cinayetinin nasıl galibi yoksa bu eşitsizliğin de kazananı yoktur.
Hepimiz kaybederiz.

* * *

Kadın, daha kız çocuğu iken evinin kölesidir; kabul! Oğlan, evin prensi gibi yetiştirilir.
Ama babanın “göster oğlum amcanlara” çağrısıyla konu komşuya pipi göstermek, bu teşhir seansında böbürlenme vesilesi olan organın bir kısmını, bir sünnet töreninin davul zurna gümbürtüsü arasında kurban etmek de az travma değildir.


Evcilikte durum nedir bilmiyorum; ama erkek dünyası çocuk yaştan vahşi ve serttir. Mahalle maçında, çete savaşında, maçoluk yarışında zalimlikte geri kalana, “zayıf halka”ya iyi gözle bakılmaz; anında dışlanır, yalnızlaşırsınız.
Anneye, kardeşe bulaşana bulaşma, sokağın çakallarıyla dalaşma misyonu doğal olarak- üzerinizdedir.
Kardeşinizi siz koruyacaksınızdır; annenizi, sevgilinizi siz, sonra sırasıyla ülkenizi, evinizi, karınızı siz... 
Bunca misyon, sizi de zamanla vahşileştirir, sertleştirir.


“Karı gibi sırıtma”mayı, “kız gibi gülme”meyi, “Adam gibi otur”mayı öğrenirsiniz.
Ağlamak otoritenizi yerle bir eder çünkü; gülmek de öyle; duygularınızı alabildiğine bastırır, kasılır kalırsınız.
Asırların çamuruyla karılmış erkeklik heykeli, devasa bir kütle halinde üstünüze abanır.

* * *

Ergenlikteki kız, evin tüm erkeklerinin ve üstüne üstlük bir de annesinin baskısı altındadır; kabul!
Ona yasaklanan, erkeğe mubahtır; hatta görev...


Ama kadın dostlar şundan emin olsunlar ki, ergenlik oğlanın “Kızları götürüyor musun?” imalarıyla büyütülmesi de ciddi baskıdır esasında...


Ev sohbetlerinde, arkadaş geyiklerinde, porno dergilerinde, perdelerinde hep “götüren” adamlar vardır.
Bu palavra, ergenlik çağında erkek için kadını bir tabuya, yatağı sınav salonuna çevirir.
Çoğu erkek orada ezilir.


Tenini tanıdığı “ilk kadın”, gönül verdiği kız değildir çoğu zaman; bu ayrımın acısı ruhunu ikiye böler.
Sevmeyle sevişmeyi aynı bedende hayal edemez hale gelir. Kendi yapamadığının acısıyla bunu yapmaya kalkışan mahallelisine, komşusuna, kızına yüklenir.


Bu tavır, kışlalarda, kahvelerde, camilerde, erkek erkeğe muhabbetlerde perçinlenir. Ve bizim acılı yürek, “bir ahlak abidesi” kesilir.
Bir yanıyla kadının hayatını mahveden ataerkil töre, iki ucu keskin bir bıçak gibi, diğer yanıyla da erkeği doğrar.

* * *

Asıl zoru ise, batmış bir patron gibi, yitik bir hükümranlığı çaresizce sürdürmeye çalışmaktır.
O işsizleşir, dolayısıyla güçsüzleşirken, hanenin “eksik etek”leri eve para taşımaya, kararlara ortak olmaya başlamıştır.
Artık üretimde güçleri, evde sözleri vardır.


Erkeğin dededen miras asırlık iktidarı fiilen sönmüştür.
Karısına, kızına yasak koymak şöyle dursun, söz geçirebilecek halde değildir.
Misyonu hepten güçleşir:


Şimdi kaybettiği bir savaşın galibiymiş gibi görünecek, kılıcı elinden alınmış bir kahraman heykeline dönüşecektir.
Fiiliyatta düşen süngüsü, dilinde parıldar.


Ezildikçe daha fazla maçoluk taslamaya, yenildikçe eski zaferleri anlatmaya, güçten düştükçe güce tapınmaya başlar.
İsyanını dizginleyemediği kadının nasıl örtüneceğini tarif etmeye, doğurmaları gereken çocuk sayısı konusunda ahkâm kesmeye kalkışır.


Bunda biraz, ataların evin yegâne sultanı olduğu günlere özlem, biraz da o sultanlığın kaybedilmiş oluşuna öfke vardır.
Eğer özel günler, sorunların anımsanması için birer vesileyse, bir “Dünya Erkekler Günü”nün vakti gelmedi mi sizce de?..


--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

m~a~k~a~r~n~a Batı Ekonomik Buhranının Türkiye'ye Siyasi Etkisi

Batı Ekonomik Bunalımının Türkiye'ye Siyasi Etkisi
Bülent ESİNOĞLU
Batının içinde yaşadığı dış satım krizinin ülkemize olan olumsuz
etkileri yalnızca ekonomik değildir.
Ekonomimizi özelleştirme/mülksüzleştirme ya da yabancılaştırma
aşamalarından geçirten Batı, elde ettiği mevzilerin ekonomik
sonuçlarını zaten tescil ettirmişti. Kopenhag Kriterleri, OECD
Kararları, IMF, Dünya Bankası kararları, Avrupa Parlamentosu kararları
ile gerekli kanunu düzenlemeleri kukla iktidarlar ile birlikte yapa
geldi.
Şimdi bu sonuçların kalıcı olabilmesi için Anayasal kurumların da
değiştirilmesi gerekmektedir. Batı Türkiye'nin kuklalar vasıtası ile
yönetilmesini ila nihaiye güvenli ve sürdürülebilir görmüyor.
Şöyle dersek daha iyi anlaşılır.
Batı Türkiye'deki mevcut anayasal kurumlar ile ülkenin başında kendi
kuklaları bile olsa artık yeterli değildir. Hele hele kriz
dönemlerinde durum Batıyı fazlası ile rahatsız etmektedir.
Türkiye ulusal pazarlarını tam denetim altına alabilmek için ulus
devletin tüm kurumlarını tam denedim altına alınması gerekmektedir.
Ordu ve yargının Batının isteklerine boyun eğer duruma getirilmesi
için temel yasaların(Anayasanın) değiştirilmesi zorunludur.
Bu zorunluluk başka bir sebepten ötürü Batı için önem arz etmektedir.
Milli bir iktidarın işbaşı yapması halinde Türkiye'de kazandıkları
mevzileri kaybedecekleri endişesi vardır.
Şimdiye kadar, Batı emperyalizmi, siyasi iktidara kanunlara ve
Anayasaya aykırı işler yaptırttılar.
Bir örnek olsun diye söyleyeyim. 131'a yakın özelleştirme/
yabancılaştırma yapılan yerlerde, mahkemelerin bozma karalarına
iktidarca uyulmamıştır.
Milli bir iktidar işbaşı yaparsa, kanunsuzlukların hesabını sorma
ihtimali vardır. Daha net bir ifade ile söylersek; Anayasa değişikliği
isteği, Recep Tayyip'ten de ötede Batının isteğidir. Onun için Batıdan
sürekli destek açıklamaları gelmektedir. Kendi, el altından verdikleri
talimatlarını, destekleme açıklamaları yapmaktadırlar. Bugün bile
AP'dan Füme'nin açıklamaları vardı.
Çünkü beğenmediğimiz Anayasa, bu hali ile bile kalsa, üniter devletin
önemli savunma aracıdır.
Eğer Batı eldeki güçler ile Anayasa değişikliğini sağlarsa, olacak
olan şudur.
Batı talimat verecek, istek Mecliste yasalaşacak ve hiçbir Anayasal,
demokratik veya başka bir kurum itiraz edemeyecek.
Batının istediği kendi kuklasını hiçbir karşı duruş olmaksızın
yönetmesidir. Kuklanın ilelebet iktidarda kalması ve hiçbir kuruma
hesap vermemesi gerekmektedir.
Ordu ve yargıya saldırılarda zaten bu temelde yürütülmektedir.
Batı, içinde bulunduğu kriz döneminden ötürü, birçok müşkülat ile
karşılaşırken, kuklası yönünden başka zorlukların çıkmasını istemiyor.
Batı elinden gelse kuklasını tam diktatör yapacak ve ona da;
gördüğünüz gibi bu demokrasidir diyecek.
31.3.2010, bulentesinoglu@gmail.com


--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!

"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...

Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...

Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

To unsubscribe, reply using "remove me" as the subject.

[cadilarmekani], mıknatıs tozu

Çekti Beni Aşk../..Karşı Koyamadım..!
Ne İtebildim Ne Tükenip Bitebildim..
Çekti../..Beni../..Aşk..
İki Eli Yakamda Da Değil Üstelik Elleri Yok Sevdanın
Gözleri Kör Dudakları Mühür
Yok Etmek İstediğin Bir Çıban Gibi Bazen
Sen Kurtulmak İstedikçe O Git Gide Büyür

Ne Doğu Ne Batı Ne Kuzey Nede Güney..
Saklanacak Bir Tek Köşe Yok Hangi Kutba Kaçsan
Ufukta Kızılca Durur Aşk Yasak Bir Elma Gibi
Isırılsın İster Her An Direnmek Boşuna Belki
Çeker../..Seni de../..Aşk..
Anlarsın Ki Bir Deli Sevda Var../..İnkar Ettikçe Aklındayım Diye
Haykırıp Duran Şakaklarında Ve Bir Anda Yok Olmak Da Var..
O Mıknatıs Tozu Sürülmüşçesine../..Karşı Konulmaz Dudaklarında ..


yiğit güralp

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], SEN BENIM YASAM SUYUMSUN

Bir gün deli yağmurdun sen. Yağışını, tepeden tırnağa beni sırılsıklam yapmanı severdim.
Her damlan içime işlerdi, her damlan yüreğime akan bir nehre dönüşürdü. O ıslak halimle Tir tir titrerken, bir
tek damlanı bile kaçırmamak için kapanmazdım hiçbir yere. Yağmurdan sonra üşümeyi kim sever ki? ben severdim işte. Bir yağmur bağımlısına dönüştürmüştün beni. Sen yağdığın zaman elinde semsiye ile gezen, kaçışan, insanları gördükçe öfkelenirdim. Seni hissetmeyen insan neden yaşardı ki dünyada? Sonra dağılırdı öfkem ve gururlu bir gülüş kaplardı yüzümü. Hiç kimsenin fark etmediği o güzel ıslaklığın tek sahibi bendim. Bu beni hepsinden ayrıcalıklı kılıyordu. Onlar sıradandı, ben farklı. Uçurumun dibindeki yalnız çiçektim ben. Tek besinim yağmurdu. Yağışını beklerdim. Kurak günlere, ayaz gecelere inat hiç bitmeyen bir umutla beklerdim. Kapardım yapraklarımı, bükerdim boynumu direnmek için. Umudun yitip gittiği günlerde oldu elbette. Bekleyişin işkenceye dönüştüğü zamanlarda oldu. Yağmaman ihtimalin yoktu ama ya ben, sırılsıklam olmayı bekleyen papatyaydım,sabırsızdım, yada sen yağacağın zamanı çok iyi bilirdin. Ben bunun rahatlığıyla hiç solmayacağımı düşünürdüm. Yağacağını bilerek özleminin tadını da sevdim ben.
Benimler birlikte bekleyen diğer yalnız çiçekler "Artık yağmayacak" diye kendi yağmurlarından ümidi kesmişken ben. "Durun" derdim onlara. "Benim yağmurum hepimizi hayata döndürmeye yeter..."
Öyle güzel yağardın ki, ne sel olup yıkardın duvarları ve bir kaç damlayla kandırırdım dünyayı. hep yettin, hep "şükür" dedirtin Seni taşıyan bulutlarda hiç siyah olmadı. Yakışmazdı sana kara bulutlardan düşmek
dünyaya. Aydınlığını verdim. Beyaza boyadın onları. Bu yüzden hiç bir zaman yıkım olmadı yağışın. Yağışından sonra gök kuşağına dönüşmeni de sevdim. Her damlan başka bir renkti. Gözlerimi alamazdım o renk cümbüşünden çabuk kaybolacağını bildiğim için bir saniye ayırmazdım gözlerimi senden. Sonra güneş yükselir, sonra sen ekilirdin. Ama her gidişin yeniden döneceğinin müjdesiydi, bilirdim. Bu aralar. Yine kurak gidiyor günler. Ne bir bulut var, nede yere düşen bir damlan. Ben yine direniyorum ama geciktin ey yağmur.
Sitemdir sanma, sana sitem yapamam, vardır bir bildiğin ama düşün ki sen olmasan solup gideceğim bu çorak dünyada. Yağ ve sırılsıklam et beni ben öyle tutkulu, öyle yağmur delisiyim....
Ben senin papatyan,sen benim yaşam suyumsun....


--
DUYMADAN SESLENMEYİ BİLİYORSA YÜREK,GÖRMEDEN SEVMESİNİ DE BİLİR
İCİNDEN SEVGİ GECEN YOLDA; SEVGİ ISIGI YOLUNUZU AYDINLATSIN
BU GÜNÜNÜZ DÜNDEN İYİ OLMASI TEMENNİSİYLE

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], İLK GÖRÜŞTE AŞK

Henüz uykusu açılmamış bir günaydının telaşlı kaçışlarından geleceğim sana..
Enstantanesi bozuk bir palyaço gibi..
Silinecek belki de o an tuvalindeki gözyaşları ressamın..
Uzun uzun bakışmalar sonrası dalgınlaşırsam eğer; affet.
Kaç kez seni öpebilme hayali yakalayabilirim ki yanımdayken sen?

Ben seni içime çekermiş gibi öpeceğim mesela..


Doğmamış bir bebeğe isim koyarmış gibi..
Kirpiklerimde soluklanabilirsin bir müddet..
Bırak bütün atlas omuzlarıma binsin…


Gücümü gözlerinden alabilirim..
Coğrafyanda gezerken ben..
Kıyılarına vurur belki bir balık.
Tutabilirsem aşk olsun mu?
Kopmadan vaktinden önce kıyamet..
Dudaklarımın rotasını değiştirebilirim
Koparsa şayet
Biz yinede yaşıyor numarası yapalım....


“Beni sev” şımarıklığın tutarsa eğer..
Sabahlara kadar içelim birbirimizi tebessümü düşüreceğim gözlerimden
.Ah..
Yinemi utandırdım?


Kısma gözlerini sakın..
Saklama çocuk yüzünü benden..
Yüzündeki mevsim..
Parmak ısırtır belki..
Az beyin çürütmedim bilirsin..
Düşünürken seni..
Saçına düşmüş geceden kalma uykusuz yıldızları toplarken ben..
Çıt desen kırılır dilekler.
Gündüzler geceye karışmak için pek bir sabırsız bilirsin..
Akrep yelkovanın hızına yetişemiyor çoğu zaman..
Ayrılık vakti geldiğinde nefesini duyabileceğim menzilden bak bana..
Zamanın vurduğu yerde gül biter belki.
 
İsmet BAYGAN

 

 

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

m~a~k~a~r~n~a Sevgiliyle Bir Bahar Akşamı Düşü!




Sevgiliyle Bir Bahar Akşamı Düşü!

Hayat dediğin kısa bir an gibi, fark edemeden bitiyor. Geçmiş ne kadar hızlı geçtiyse, gelecek de aynı hızla yaklaşıp bir gün geçmiş olacak.

Yaşamın süratine yetişemediğim veya altında ezildiğim zamanlarda düşünüyorum, neden buradayız? Hepimizin farklı dertleri, farklı hayalleri ve istediği bir hayat şekli var. Çoğumuz düşlerimizin tamamını başaramıyoruz. Başardıklarımızın ise, gerçekten istediklerimiz olduğu şüpheli.

Benim hayalim bahçe içinde bir ev, öyle büyük, gösterişli olmasına gerek yok. Mütevazı, sade ama şirin bir evde yaşamak istiyorum. İstanbul’a aşık bir kadın olmakla beraber, bu şehrin içinde yaşarken tadına varılamadığını da görüyorum. Büyük şehirde yaşamak, tüm olanaklarından faydalanmak demektir. Oysa bu şehrin koşuşturması hiçbir şeyin tadına varmaya müsaade etmiyor.

İstanbul’u tamamen terk edemem ancak şöyle bir saatlik mesafede oturabilirim. Hani birisi kalk akşam yemeğe gidiyoruz dediğinde, normalden yarım saat evvel yola çıkmak zor olmaz. Ama biraz huzur ve kendime dönüş için, uzaklaşmak güzel olur sanırım.

Yerini ve evi bulduktan sonra bir de araba lazım. Gece canım sıkılınca, atlayıp dostlara gelebilme özgürlüğüm olmalı. O da tamamsa, o güzel evde yalnız uyumamak sorununu halletmek gerekecek. Aslına bakarsanız, diğer her şey maddi olarak çözülebilir ancak şu kolunda uyunması istenilen arkadaşı nereden bulacağız? Çünkü benim istediğim o arkadaşın fazla özelliği olması gerekiyor.

Şimdi diyeceksiniz ki, senin vasıfların ne ki? Ya gönül bu işte! Madem olacak iyisi olsun diye hayal ediyor. Ona da mani olamam ki! Gözümün önüne gelen resimde, ben ve sevgili sevgilim bahçede oturmuşuz. Bir bahar akşamı, rüzgar tatlı tatlı esmekte. Sevgiliciğime bir hırka getiriyorum, omuzlarına örtüyorum, üşümesin diye. O hırkanın da ne manası varsa, her hayalimin ortasından çıkıverir. Neyse, mutfakta iki fincan kahve pişiriyorum. Kokusu rüzgarla bahçeye kadar ulaşıyor. “Ellerine sağlık hanım” diyor sevgili sevgilim, uzanıp kahvesini alırken.

Bir salıncak atmışız bahçeye, çok şanslıysak bir de dere akmaktadır çitin kenarından. O gün duyduğum zararsız dedikoduları anlatıyorum. Bıyık altından gülümsüyor. “Siz kadınlar ne kadar bayılıyorsunuz dedikoduya” diyor ve kendi soruyor hikayenin devamını. O zaman da ben gülümsüyorum. İkimizin elinde kitaplar, tartışıyoruz. Mevlana’yı, Unamuno’yu, Fuzuli’yi, aşkları, ilişkileri, kadınları, erkekleri, başkaldırışları, tarihi, geleceğimizi…

Bu kadar basit bir hayal aslında, olmaz değil! Ancak sorun şurada ki, ben içinde hem kalp, hem mantık olan adamlara sevdalanıyorum. Biraz babacan, biraz otoriter ama mutlaka akıllı ve kültürlü! Bilmediğim dünyaların kapılarını birlikte açalım istiyorum. Ya da o önden gitsin, bana yolu göstersin. Böyle bir adam tanıyorsanız, lütfen bana yollayın, şu zavallı gönlüm yeniden sevmeyi öğrensin

alıntı

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

m~a~k~a~r~n~a Mutluluğun sırrı küçük değişikler





 
Mutluluğun sırrı küçük değişikler

1) Haftada bir kez sevgilinizle veya bekarsanız arkadaşınızla 1 saat boyunca sohbet edin.

2) Hobinizin ne olduğunu mutlaka bulun. Spor, müzik ve hatta çalışmak bile hobiniz olabilir. Yeter ki yapmayı sevdiğiniz bir şeyi keşfedin.

3) Daha az mükemmeliyetçi olmaya çalışın.

4) Partide duvar süsü gibi durmayın. İnsanlarla göz teması kurun, onlarla konuşun.

5) Günde en az bir kez kahkaha atın. Bu sayede, kalbe kan pompalanması hızlandınır, kaslar
daha fazla haraket etmiş olur.

6) Haftada 3 kez yarımşar saat egzersiz yapın. Bu kendinizi yüzde 20 oranında iyi hissetmenizi sağlar.

7) Gülümseyin. Böylece, vücuda endorfin salgılanmış olacak.

Cool KENDİNİZİN en iyi arkadaşı olun. İç sesinize hep kulak verin.

9) Sıcak bir banyo, bir bardak şarap, masaj veya seks. Dokunmak ve orgazm, endorfin salgılamanızı sağlar. Bu sayede, bulutlara uçmuş kadar mutlu ve sakin olacaksınız.

10) BENCİL olmayın. Başkaları için mutlaka iyi bir şeyler yapın.

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

m~a~k~a~r~n~a yurdum insanı trafikte :)




Trafik polisinin müthiş anonsu
Dar ve tenha bir yolda trafikteyim. Arkamdan trafik polisi geliyor. Kırmızı ışıkta durdum. Bir süre sonra trafik polisinin müthiş anonsu geldi: ''Yol boş devam et. S..tir et kırmızı ışığı, devam et.'

 

Göstermelik
Birkaç gün önce trafiğin çok işlek olmadığı bir yerde normal olarak kırmızı ışıkta durdum. O an arkama yanaşan trafik polisinin anonsunu aynen aktarıyorum: '34 XXX... devam et, devam et. Sanki biz olmasak duracaksın.'

 

Türk polisi ve UFO
Eveeet, şimdi de o kocaman alkışları Antalya'da UFO gördüğü için polisi arayan vatandaşa 'havadayken yapabileceğimiz bir şey yok, inerse tutuklarız' diyen yurdum polisi için alabilir miyiz?

 

Ukala Şoför
Kendisini durduran trafik polisi 'kırmızı ışıkta geçtiniz' deyince 'uyuyordum görmemişim' diyen yurdum şoförü, evet bildiniz babam...

 

Dürüst polis
Trafik polisi tarafından çevrilinir. Ehliyet evde unutulmuştur. İki taraf da 'çorba parası' konusunda hemfikirdir ama ben miktarı konusunda karar verememekteyimdir. Cepten 2 adet 20'lik çıkarılıp ruhsatın arasına konur. Polis ruhsatı açar ve 'bu fazla' diyerek 20'liklerden birini geri verir. Benim de bu yurdum polisini alnından öpesim gelir. Dürüst adammış.

 

İnançlı polis
Yıllar önce sabahın erken bir saatinde nasılsa kimse görmez diye kırmızı ışıkta geçip sola döndüm ve 50 metre ilerdeki kırmızı ışıkta beklerken trafik polisine yakalandım. Kırmızı ışıkta geçtiğimi söyleyip ehliyet ve ruhsatı istediğinde 'Ama ışık sarıydı' itirazıma sert bir komutla 'Yemin et!' dedi. Resmen kalakaldım, insan yalan yere yemin edemiyormuş. Yemin edemediğimi gören sevgili polis kahkayı basarak 'Hadi yırttın, yalan yere yemin etseydin cezayı yazacaktım, bir daha dikkatli ol' dedi ve gitti. Bu olayın nerde olduğunu söylememe gerek yok değil mi? Memleketimin polisini bile özledim ben!

 

Kaç!
Öğlen saatleri. Trafikteyim. Kırmızı ışıkta dururken yandaki kalabalığı fark ediyorum. Bir polis otosu ve kalabalığın ortasında bir genç elini kolunu sallayarak konuşuyor. Kulak kesilip durumu kavramaya çalışıyorum. Çocuk yayalara kırmızı yanarken karşıdan karşıya geçmiş, tabii bunu gören polis ceza yazıyor. Çocuk, 'Herkes geçiyordu ben de geçtim' gibilerinden kendini savunuyor. Polis umursamaz bir tavırla ekip arabasına giderken yaşlı bir teyze çocuğa bağırıyor 'Kaç oğlum kaç! G.tünde plakan mı var?!'

 

Polis megafonu
Bir teyzemiz yayalara kırmızı yanmasına rağmen karşıdan karşıya geçmeye çalışırken, 10 metre öteden megafon sesi gelir polisten, ''Abla, zaten şişmansın bir de pişman olma!''

 

Hayırlı Cezalar
Yer İstanbul, Yenibosna. Yenibosna'daki otobüs durağından çıktık Avcılar istikametine doğru gideceğiz. Otobüs kısa yoldan yola girebilmek için yasaklı yerden U dönüşü yapıyor. Yurdum polisi görev başında megafon açık ve o anlamlı anons geçiyor. 'Otobüsçü! Cezan hayırlara vesile olsun, devam et sen; ben plakana gönderirim nasıl olsa.'

 

Kendin dinle
Kocamın arabasını aldığım ve içine sigara kokusu sinmesin diye bütün camlarını açtığım anda en sevdiğim şarkının radyoda çalmaya başlaması üzerine radyonun sesini de sonuna kadar açıp dolaşırken yurdum polisinden gelen anons:' 34 XX, müziği kendin dinle! Kendin dinle ya da parçayı değiştir!

 


--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

m~a~k~a~r~n~a Cactus flowers

 

--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

m~a~k~a~r~n~a Acıktınızmı :)))


--
BENiM MANEVi MiRASIM BiLiM VE AKILDIR!
 
"Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma,
hiçbir Donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum.
Benim Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır...
 
Zaman süratle ilerliyor, Milletlerin, Toplumların,
Kişilerin Mutluluk ve Mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir Dünyada, asla değişmeyecek Hükümler getirdiğini
iddia etmek, Aklın ve İlmin gelişimini inkar etmek olur...
 
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim
ve Başarmaya çalıştıklarım ortadadır.
Benden sonra Beni benimsemek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde Akıl ve İlmin rehberliğini
kabul ederlerse, Manevi mirasçılarım olurlar."
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Grup mail adresi: MAKARNA@googlegroups.com
Grup yöneticisi : makarna+owner@googlegroups.com
Grup anasayfa : http://groups.google.com/group/MAKARNA

[cadilarmekani], ÜZGÜNÜM YÜREĞİM

çocukların oyununa katıldım bugün,
oynadıkları sokağın adını öğrettim onlara,
"düş sokağı" ,
sonra düştükleri vakit,
ellerinden tutacak olan'dan bahsettim,
onları çok seven bir-inin varlığını fısıldadım yüreklerine...

sonra baktım ki gözlerine,
“umut" vardı
ve...
yüreğim, yüreklerinde kaldı....
……
üzgünüm yüreğim,
ben oynamayı unutmuşum,
düşlerle mutlu olmayı unutmuşum,
küçük şeylerden mutlu olmayı unutmuşum,
senin üzerine elimi koyup umudumu beslemeyi unutmuşum,
ayak uyduramadım…

üzgünüm yüreğim,
sana büyüdüğünü hatırlatmak düştü bugün bana…

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], SENDE YAZ BU SEVGİYİ KALBİNE

Bir kalp çizdim gökyüzüne

Yıldızlarla yazdım isminin başharfini

Bir aşk şarkısı dilimde

Uçursam sevgimi sana nağmelerle

Seviyorum seni seviyorum

Özlüyorum gizlemeden söylüyorum

İsterim ki sen de yaz bu sevgiyi kalbine

Aşkın baharında aç şu gönlümde

Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören.

Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde

olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,

orada kalmalıydın. Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar

kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne

ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım

seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin

renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin

pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir

ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize

tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar

gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın,

en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki

sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve

ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey

olduğunu anladım seninle...

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk

yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden

tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil

sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim.

Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana

ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen

girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,

gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,

olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.

Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o

doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman.

Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni

yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim.

Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.

Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.


Alıntı..

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], şimdi ne desem kar yapıyor

Sana anlattıklarım neleri susuyor bir bilsen
Ve anlatmadıklarım neleri söylüyor…”

Boğazımı yırtarcasına susuyorum
Ya verilmekten yıpranan cevaplardayım
Ya sorulmamaktan solan sorularda
Sen ıslatmasını bilmeyen bir yağmur oldun
her akşam
Ben ıslanmasını bilmeyen ahmak
Bu yüzden aşık olamadık sırılsıklam

Pimi çekilmiş coğrafyalarda
Zaman ayarlı bir aşkın en tesirsiz parçasıydım
Ve ben günah şeridinde hatalı sonlanandım

Az gittim… uz bittim… hiç geldim!!!

Uyurken bile uykusuzluk akan gözlerinde
Kaçan trenlerin hesabını istasyonlara kesen
Kalabalıkta unutulmuş bir yalnızdım
Kendine kaçak yolcular bindiren…
Her yolcu da kendini ihbar eden!

Kalbime girmek tehlikeli ve yasaktırlarla
Yaşamamaya kalkışıyorsun hayata
Ve ben senden yırtılma bir yelkenle
Aynı yöne gittikçe aynı yere geldim
Sonumu baştan yazdım;
İçimde hala bana ilk aldığın acım!
Gece sabahı da siyah kusuyor üstüme
Aklıma yaprakların dökülüyor
Bugün aklımda sen vardın;
Aklımı karıştırmadım!
Artık biliyorum…
Aşk bir intihar saldırısıdır; yalnızca iki kişinin öldüğü!
Aşka nişan alıp ayrılığı ıskalayan acemi
Hala gözlerinde kalp kapaklarım

“Seni almadan içimden nasıl giderim?”

Ve sen kaç kez bu hırsla sevildin
Koca koca kışları;
Kısa kısa şubatları biriktirdin…
Susku sınanmamış bir ustura gibidir
Susardın…
İç denizine sığınmış gemileri yakan bir limandın
Bak şimdi gönülsüz gittiler senden;
Gönlünü çaldıkların !!!

Yazmadıklarından korkarsın en çok yaşadığın hiçbir şey de
Ve adın gibi bilirsin;
Aramayı unutan bulmayı öğrenemez
Bugünler dünlerinden utanıyorsa
Hiç yarın olamayacaklar
Şimdi ne bugünsün ne de yarın
Olsa olsa sadece bir yarım;
Ya da eksilen yanım!
An kaybından ölen zaman
Senden daha katilini bulamadı kendine
Gelseydin eğer kendimi bile kovardım yanımdan
Gelmedin yine kendimsiz kaldım ardından…
Dünyanın bütün dillerinde sustum ve bir şair bıraktım geride
Ekmeğini aşktan çıkaran!

“Sustalı bir aşk senin ki
Sesinle çıplaklaşıp suskunluğumla giyiniyorum”

Korunak sandığım tüm senlerde
İçimde yoktan başka bir şey kalmadı
Ruh ölünce cesedi beden taşıyor sırtında
İki büklüm acılarla …
Patlasam her yere acı sıçrayacak biliyorum
Patlamamaya hazır bir bomba oluyorum
Ben mi çok yorgundum sen mi çok dinç?
Bende mi eksikti sen de mi fazlaydı sevinç?
Dilsizler yalan söyleyemez anladım
Ya ben konuşamadım ya sen sağırdın!

Her şeye rağmen bana öyle çok sığdın ki
İçimde kimseye yer bırakmadın
Bildiğim; Ağaç misali toprağa bağlandıkça gökyüzüne uzamak
Çelişkim; Giden bir tren de kalanların şarkısını haykırmak
Hangi dil kendini kandırabilir ki?
Aşk bir suç değil mi ;
Her defasında kendini ihbar edip yakalatan.
Ve en saf ihanet kendi ihanetine kanan
Senin gibiler vakitsiz susan aşkı severler
Seni bu kör kuyulardan salan neyin şarkısıysa
Gözlerinin kahvesinden içtiğimde oydu

“Şimdi eksilen her yanıma adını verdim
Bu yüzden güzelim ben…”

Dudağını düğümlediğim fırtınaları kopardım sonunda bir bardak su da
Ben hancı sen soncu
Sana dayanamadı bıçak kemiğe dayandığı kadar
Elbette unuturum sonunda
En fazla bir mevsim ağlarım
Alışırım yalancı baharlara ama;
Ama yine de biri beni kandırsın yokluğunda
Sen bu şiiri okurken ben başka bir şiir de olacam
Başkasının kollarında da senin yollarını adımlamak varmış meğer
Sana anlattıklarım ne çok şey susuyor
Ve sustuklarım neler söylüyor

“Gittin değil mi?
Şimdi ne desem kar yağıyor…”
Şiir : Kahraman Tazeoğlu

 

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

[cadilarmekani], SEN YOKSUN BABA


Baba..
 Nerdesin. Aylar gecti gidisinden sonra ben hala acı cekiyorum.. Faydasiz ama bekliyorumbelki gelirsin diye.. En son gidisinden önce konustuklarimizi hatirliyorum. Yaklasik 1 sene gecti ama daha dün gibi hatırlıyorum..Özür dilemistin ya benden. "Doğduğunda söz vermi$timhayatinin her aninda yaninda olacagima dair.. seni kimsenin üzmesine izin vermeyecegine dair.Sözümü tutamadim affet beni kara biberim" demi$tin ya . ben sana hic kızmadim baba.Bazen sana bağırsamda aslında ben sana hiç kızmadım.Çünkü biliyorum sen yaptığın herşeyi benim gelecegim icin yaptin.. aMa seninle yasayamadigim bi cok sey icin üzülüyorum simdi küslükler kırgınlıklar olmasaydi keske hic keske seni hic uzmeseydim.. Biliyorum affedersin beni hersey icin . ama ben kendimi affedemiyorm ben seni çok özlüyorum.. Varliginda yoklugunu yasarken acı cekerdim yahani hep isyan ederdim ya bana cok uzaksin diye.. Meger bu dunyada nefes aldigini hissetmek o kadar gerekliymiski benim icin.Yanımda olmasanda varligini hissetmek o kadar önemliymiski.. Artık bu dunyada olmadigini bilmek hissetmek öldürüyor beni. Meger yasadigim hicbi acı bu kadar cok degilmis kollarında aglamama sebep olan hicbirsey bu kadar acı degilmis..

Sagken yasayamadigimiz her$eyin geciremedigimiz zamanLarin inadina ben tüm rüyaLarimda ve yasadigim bütün anlarda seni dü$ünüp seni ya$ıyorum baba..Seni kaybetme korkusu icime dolarken döktügüm gözyaslarini artk seni kaybettigim icin döküyorum.. Hep kızardın ya aglama derdin ya dedigini yapmiyorum..

Keske sen yine benimle olsan inan seni hic üzmezdim.. Ve kimsenin üzmesine izin vermezdim.keske'ler birsey ifade etmiyor bu fani hayatta biliyorum ama elmden baska hicbirsey gelmiyor..

güzel kızım benim deyi$ini o kadar özledimki.. bak mezun olmama cok az kaldi.. hani mezun olurken yanimda olup gururla izleyecektin beni. biliyorum izlersin ama ben seni göremeyecegim. Resimlerimizle fotograflarimiza avunuyorum simdi elimden baska hicbirsey gelmiyor..

Seni cok ozluyorum baba.. simdi yine hayatta olsan ama bana uzak olsan keske.. en azından bilirdim o uzakların birgün tükenecegini. simdi öyle uzaksınki gelemiyorum yanina..

ölmek nasıl birseymis baba.. konustugumuz gibimi ? tartistigimiz gibimi ? eger oyleyse bende gelebilirmiyim yanına baba.. alırmısın benide . lütfen  sen yanimda yokken yasamaninda degeri yokki ..

Hem beni kimse senin gibi sevmezken kimse beni senin gibi korumazken üstüme titremezken. Ben zamana nasıl direnirim.. Sözlerimi nasıl tutarım. Kalbim dayanmazki ...
--
DUYMADAN SESLENMEYİ BİLİYORSA YÜREK,GÖRMEDEN SEVMESİNİ DE BİLİR
İCİNDEN SEVGİ GECEN YOLDA; SEVGİ ISIGI YOLUNUZU AYDINLATSIN
BU GÜNÜNÜZ DÜNDEN İYİ OLMASI TEMENNİSİYLE

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

Blog Arşivi