8 Haziran 2010 Salı

[cadilarmekani], İSTANBUL BENİ SEVERDİ


Bir tını sızıyor kulaklarımdan en derinime, özledim seni İstanbul..
Caddelerin, sokakların ne güzeldi. Bazen bir yaz akşamı kadar çılgın, bazen bir yağmur sonrası kadar masum, dolu dolu gözlerin.. Gözyaşlarınla ıslanmıştım, aşkınla yanmıştım, taşlarını, ağaçlarını, akşamlarını ve o mavi gözlerini sevmiştim...

Gündüzünü alır gecene emanet ederdim, kara bulutlar ilişmesin diye sana.
Güneş doğarken sarı saçlarını okşardı, gecelerin hep hüzünlü, ben ağlardım sen ağlardın.. İstanbul'um sana doyamazdım..

Karanlık caddelerde yürümenin hazzı var, beni çağırışındaki heyecan var, seni özlemenin sızısı var hala derinimde bir yerlerde.. İstanbul akıl almaz, İstanbul haşmetli, İstanbul beni severdi, İstanbul'un gözleri mavi..

Kara çarşafın kıyılarına oturup dalsam ne zaman mehtabına, rüzgarın şarkılar söylerdi, bazen gözlerin dolu dolu olurdu, lodosun yanağıma bir buse kondururdu..
Köşe bucak gezerdim seni, sana hikayeler anlatırdım, aşkınla yanardım, ışıkların, dökülmüş yaprakların ve sarı saçların ne güzeldi.. Her gece bir şiir yazardım sana, şimdi bir tını var aşkından hatıra kalan, en derinimde hiç durmadan çalan..

Ne zaman sana gelecek olsam, sende tam özlemiş olurdun beni, ne zaman sana varsam, akşamınla karşılardın beni, kıpır kıpır gözlerin yanardı..

Ben sendim, sen bendin; böyle söylerdin hani. Bensiz sokakların, caddelerin, yağmurun ve akşamların tadı olmazdı hani.. İstanbul aşk, İstanbul gece, İstanbul beni severdi, İstanbul'un gözleri mavi.

Sarı saçlarına bulutlar konardı, mavi gözlerin beni arardı, hüzünlenince yaprakların solardı; güz olurdu, yağmur yağardı. İstanbul kayıp şimdi, gözlerim ağlamaklı..
Ay ışında yürümeye hasretim İstanbul, kaybettim seni ve özledim, ölesiye..

İstanbul'u kara bulutlar kapladı, İstanbul komploların kurbanı..
Sen yoksun İstanbul, saçlarım darmadağınık ve üşüyorum, yokluğuma az kaldı..


Aşkının lekeleri kaldı şimdi benek benek kalbimde, ellerim titriyor ve aklım gidiyor, bir tını çalmakta hala en derinimde..

Sana ulaşmak zor artık, kara bulutları dağıtacak takatim yok, mecalim yok sana varmaya, duygularım tüketildi, kalbim yırtık; öldüm İstanbul yokum artık..

Artık gülmeyeceksin sanki bana, bahar olmayacak sanki hiç. Düşlerimin kahramanı olman bana yetmiyor; sokaklarını, taşlarını ve aşkını özlüyorum, boğazımda demirden bir düğüm, İstanbul seni düşlüyorum..

Köşe bucak kaçsan da, git desende bana, beni sarmalayıp kaplamışken bitmiyor aşkım sana.. İstanbul bir efsane, İstanbul yara, İstanbul beni severdi, İstanbul'un gözleri mavi..

Yoksun İstanbul, bitiyorum; yokluğuma az kaldı, kaçıyorum yaşamaktan, İstanbulsuz, aşksız yaşamaktan.

Bir matem oldun bana, sensizlik bir çığlık, dilimde vaveyla. Ne olur son bir kere daha yağ saçlarıma, benim için, yaptıklarım için sana..

Seni kaybettim, yağmuruna hasretim, ellerim kara, ne olur al; mezarımdaki son lale saçlarına kurdele..

İstanbul aşk, İstanbul gece, İstanbul tılsımlı, İstanbul beni severdi, İstanbul'un gözleri mavi.

İstanbul yalan, İstanbul sahte, İstanbul'un suçu yok; İstanbul sadece bir kelime..

 

Alıntı...


--
...Arkamdan konuşup adımı batırmaya çaLışacağınıza kendi adınızı battığı yerden kurtarın ! ;)

--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "Cadıların Mekanı - İnternetkadin.com" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için cadilarmekani@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu gruba olan aboneliğinizi iptal etmek için cadilarmekani+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Diğer seçenekler için http://groups.google.com/group/cadilarmekani?hl=tr adresinden grubu ziyaret edin.

Blog Arşivi